Kültür ve Gösteri Merkezi’nde düzenlenen ve iki gün sürecek olan toplantının açılış konuşmasını Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü, Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Akan yaptı.
Rektör Koçak, konuşmasında, Atatürk Üniversitesi hakkında çeşitli bilgiler verdi. Atatürk Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi’nin 1962 yılında kurulduğunu hatırlatarak, “Bu güne kadar çok sayıda hekim, uzman ve öğretim üyesi yetiştirdik. Halen Erzincan ve Kars Kafkas Üniversiteleri Tıp Fakülteleri öğrencileri de eğitimlerini fakültemizde sürdürmektedir” dedi.
Şu anda iki ayrı hastanede hizmet verildiğini ifade eden Koçak, her iki hastanenin yerleşkedeki yeni hizmet binalarında ve onarımı bitmek üzere olan eski binada toplanacağını, bu yıl ayrıca Kalp Merkezi’nin temelinin de atılacağını söyledi.
Tıp eğitiminin ve mesleğinin zorluklarından da söz eden Koçak, tarih boyunca Türk milletinin hekime büyük değer verdiğini anımsattı. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı düzenlemelerin önemli sonuçları olduğunu da hatırlatan Koçak, yeni düzenlemelerle hasta memnuniyetinin arttığını, ancak bu arada üniversite hastanelerinde ciddi bazı sorunların ortaya çıktığını ve bu sorunların henüz giderilemediğini anlattı.
Tıp eğitiminin ve mesleğinin zorluklarından da söz eden Koçak, tarih boyunca Türk milletinin hekime büyük değer verdiğini anımsattı. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı düzenlemelerin önemli sonuçları olduğunu da hatırlatan Koçak, yeni düzenlemelerle hasta memnuniyetinin arttığını, ancak bu arada üniversite hastanelerinde ciddi bazı sorunların ortaya çıktığını ve bu sorunların henüz giderilemediğini anlattı.
Prof. Dr. Hüseyin Akan ise konuşmasında Türkiye’de 40 üniversitenin tıp fakültesi bulunduğunu hatırlatarak, üniversite hastanelerin de ciddi sorunlarla baş etmeye çalıştıklarını ileri sürdü. Döner sermaye gelirlerinin azaldığını, 4-B uygulaması kapsamında kadro verilen hemşirelerin maaş ve sigortalarına varıncaya kader hemen tüm giderlerin döner sermayeden karşılandığını ancak gelirin gideri karşılamadığını ve açığın gittikçe büyümeye devam ettiğini savundu.
Mevcut uygulamanın üniversite hastanelerinin verimliliğini düşürdüğünü bunun sorumlusu olarak de kendilerinin görüldüğünü anlatan Akan, Üniversite hastanelerinden ayrılan ve Sağlık Bakanlığı hastanelerine giden hekimlerin ise daha başarılı yöneticiler olarak gösterildiğini, bunun gerçek olmadığını vurguladı.
İSRAF ARTTI
Sağlık bakanlığı düzenlemeleri sonucu hasta haklarının genişlediğini, şu anda nerdeyse dünyada en kaliteli sağlık hizmetinin Türkiye’de verildiğini ifade eden Rektör Akan, “Ancak bunun sonunda başka sorunlar ortaya çıktı. En önemlisi israf arttı. Gerek kamu gerekse üniversite hastanelerinde yapılan hasta tetkiklerinin yüzde 40’tan fazlası gereksizdir. Ultrasonla halledilebilecek vakalar için bile emarlar, tomografiler çektiriliyor. Ben hekim olarak buna gerek görmüyorum diyemiyorsunuz, hasta istiyorsa çektirmek zorundasınız!”
HEKİMLER DEĞERSİZLEŞTİRİLDİ
Mevcut uygulama ile Üniversite hastanelerinde görev yapan doktorların ve hocaların bazı yönlerden değersizleştirildiğini, hasta merkezli uygulamanın bunda etkisi olduğunu ileri süren Rektör Akan, şöyle devam etti:
"Geldiğimiz noktada hekimlik değersizleştirildi. Sadece hekim sayısının artmasıyla değil, sağlık hizmetinin çok kolay ulaşılabilir hale getirilmesiyle de değersizleştirildi. Vatandaşın sağlık hizmetine zor ulaşması ve değerini bilmesi de doğru değil. Fakat bu derece sağlık hizmetinin ucuzlatılması, sanıyorum hekime olan inancı yok edecektir. Bundan hastalar da zarar görecektir. Ancak bugün yapılan sağlık hizmetlerinin önemli bir yüzdesi israf noktasındadır. Bizim belki de halkımızı israf konusunda bilinçlendirmemiz gerekiyor. ‘Hekime ya da bir sağlık merkezine ne kadar çok gidilirse o kadar sağlıklı olunacaktır’ inancın doğru olmadığını anlatmamız gerekiyor."
Akan, Üniversite hastanelerinde görev yapan hocaların hasta bakması sorununun da devam ettiğini, bu konuda, akşam saat beşten sonra, isteyen hastalara, belli bir miktar ücret ödemek koşuluyla hocalara muayene olma imkânın tanınmasının bir çözüm olabileceğini sözlerine ekledi.
Akan, Üniversite hastanelerinde görev yapan hocaların hasta bakması sorununun da devam ettiğini, bu konuda, akşam saat beşten sonra, isteyen hastalara, belli bir miktar ücret ödemek koşuluyla hocalara muayene olma imkânın tanınmasının bir çözüm olabileceğini sözlerine ekledi.
MALI SORUNLAR VE TIP EĞİTİMİNİN GELECEĞİ
Açılış konuşmalarından sonra toplantının ilk oturumuna geçildi. YÖK Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk’ün başkanlığını yaptığı oturumda, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Bor, Sağlık Bakanlığı Stratejik Geliştirme Başkanı Mehmet Atasever, ÜHED Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Salih Kılıçturgay, “Üniversite Hastanelerinin Mali Sorunları ve Ortak Kullanım Yönetmeliği” konusunu ele alarak tartıştılar.
Birinci günün son oturumunda ise, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dünya Sağlık Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, Tıp Eğitimi Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. İskender Sayek, Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Mektebi Müdürü Dr. Salih Mollahaliloğlu ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Aktürk, “Tıp Eğitiminde Dünya Deneyimi ve Sağlık Mesleklerinde Gelecek Eğilimi” başlığı altında bildiriler sundular.
Yarın da devam edecek olan Üniversite Hastaneleri Birliği’nin 9. Toplantısı’nın son oturumuna Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ katılarak bir konuşma yapacak.
Yarın da devam edecek olan Üniversite Hastaneleri Birliği’nin 9. Toplantısı’nın son oturumuna Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ katılarak bir konuşma yapacak.
26.06.2011 12:32:00