Son 19 yıldaki verim artışlarına dikkati çeken Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:
“Buğdayda aynı birim alanda yüzde 41, şeker pancarında aynı birim alanında yüzde 54, ayçiçeğinde yüzde 84, mısırda yüzde 124. Yani buğdayda 10 dekarı olan bir çiftçimizin aynen cebinden hiç para çıkmadan 14 dekarı varmış gibi mahsul aldığını. Şeker pancarında 10 dekarı olan çiftçimizin 15 dekar bir yeri ekiyormuş gibi mahsul aldığını, ayçiçeğinde de 10 dekarlık yerin 18 dekara bu süre zarfında eşit olduğunu ve mısırda da 10 dekarlık yerin 22 dekara eşit olduğunu söyleyebiliriz. Aynı şekilde hayvancılıkla ilgili de çok ciddi bir verim artışı yaşadık. Sığır ortalamasında et verimi yüzde 60 arttı.”
“Bugünkü tekniklerle iş yapmaya devam edersek tarımdaki verimliliğimiz kıt kaynaklardan dolayı düşecek”
Bakan Pakdemirli, dikkati çektiği verim artışlarının en anlama geldiğini şu şekilde anlattı:
“Bunun anlamı şu, bugün iki sığırı olan vatandaşımız sanki 20 sene öncesinde 3 sığırı varmış gibi işlemlerini yapabiliyor. Sığırdaki ortalama süt verimi de yine yüzde 85 artmıştır. Bu da 4 sığırın aslında geçmişteki 7 sığırın ürettiğin süte eş değer bir ürün üretmektedir. Bu yapılanlar yeterli mi? Asla değil. Çünkü 2050'de dünya nüfusu 10 milyara, Türkiye'nin nüfusu da 105 milyona ulaşacak. Bunun anlamı şu; yüzde 60 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacak, yüzde 15 daha fazla suya ihtiyacımız olacak. Bugünkü tekniklerle işleri yapmaya devam edersek de tarımdaki verimliliğimiz kıt kaynaklardan dolayı ve özellikle su kaynaklarının azalmasından dolayı en azından tarımda yüzde 10 ile 25 arasında bir düşüş bekleniyor. 2050 faturası bu. Bunun için önemli olan şu bugün yaptığımız tekniklerin, araştırmaların çok ötesinde araştırmalar yaparak daha iyi bir noktaya getirmemiz lazım Ar-Ge faaliyetlerimizi.”
“Çiftçimize desteğimiz sürekli olarak devam ediyor"
Bakan Pakdemirli, söz konusu zorlukların arasında gıda güvenliğinin çok önemli bir konu olduğunu düşündüğünü belirterek, “Burada bütün öngörüleri dikkate alıyoruz. Yatırım ve Ar-Ge çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yeni politikalar üreterek var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Çiftçimize de sürekli olarak desteğimiz devam ediyor” dedi.
Bakan Pakdemirli, 19 yıldır tarım ve hayvancılığı stratejik bir sektör olarak gördüklerini ifade ederek, “Tarımı günlük siyasi tartışmaların dışında tuttuk. Üreticimizin ve tüketicimizin yanında olmaya devam ediyoruz. İklim değişikliği ve pandemi piyasaları maalesef derinden etkiledi. Tarımsal ürünlerde ve girdilerde küresel bazda çok büyük artışlar oldu. Uluslararası boyutta yaşanan gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Bu kapsamda 2021 başında gübre desteklerini yüzde 100, sertifikalı tohum desteklerini hububatta yüzde 88 ile yüzde 166 artırmıştık” dedi.
“2022 yılı için hububat dahil tüm ürünlerde gübre desteğini yüzde 100 artıracağız
Yaşanan tüm gelişmelerin karşısında bakanlık olarak önceliklerinin çiftçilerin korunması ve üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması olduğuna dikkati çeken Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:
“Bu amaçla bu yıl hasat edilen buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için gübre desteklerini yüzde 25 artırarak ödeyeceğiz. 2022 üretim yılı için de hububat dahil tüm ürünlerde gübre desteklerini yüzde 100 artırarak ödeyeceğiz. Buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için 16 lira olan gübre desteğini 2021 yılı üretimi için dekara 20 lira, 2022 üretim yılı için de dekara 32 lira olarak ödüyor olacağız. Diğer ürünlerde ise gübre desteklerini 2021 üretim yılı için dekara 8 lira, 2022 üretim yılı için de dekara 16 lira olarak ödüyor olacağız. 2022 üretim yılı için sertifikalı tohum kullanım desteğini buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale ve çeltik için yüzde 50 artışla dekara 24 liraya çıkardık. Bu düzenleme ile son 2 yıllık süreçte buğdayda gübre desteğini tam 4 misli artışmış oluyoruz. Sertifikalı tohum desteğini de yaklaşık 3 misli artırdık. Mazot desteğini de her üretim yılı için maliyetin yüzde 50'sini olacak şekilde ödemeye devam edeceğimizi de bildirmek istiyorum. Her zaman çiftçimizin yanında olduk imkanlar çerçevesinde.”
“Çiftçilerimiz ekip biçmeye devam etsin, onların gönülleri ferah olsun”
Üreticilere ve yetiştiricilere seslenerek maliyetlerdeki artıştan endişe etmemeleri gerektiğini söyleyen Bakan Pakdemirli, “Gönüller ferah olsun. Onlar ekip biçmeye devam etsin. Özellikle şunu ifade etmek istiyorum. Son 3 senedir çiftçimize ciddi bir pozitif ayrımcılık yaptık. Bu pozitif ayrımcılık özellikle artan desteklerin yanına doğru, planlanmış, üretici dostu müdahale alım programlarına başladık. Bu programlar hasat öncesi açıklanan ve her zaman üreticimizin maliyetlerinin üzerinde konumlanan ve üreticimizi sürdürülebilir olarak üretime sevk eden bir müdahale alım politikası izledik” diye konuştu.
“Tarımsal üretim bir milli güvenlik meselesidir”
Her zamankinden çok üretime ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Pakdemirli, “Ben burada çiftçilerimize de özellikle seslenmek istiyorum. Daha fazla üretmemiz lazım. Tohumu daha fazla toprakla buluşturmamız lazım. Ahırı, ağılı ve kümesi mutlaka dolu tutuyor olmamız lazım. Tarımsal üretim bir milli güvenlik meselesidir. Ben her zaman bunu söylüyorum. Bunu da günlük siyasetten ari olarak tutmamız lazım. Siyasetin dışında konuşmamız lazım” ifadelerini kullandı.