Erzurumajans-Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda
elerinden gelen her demokratik mücadeleyi gösterdiklerini belirterek,
“TBMM Anaya Komisyonu’nun dağılmaması için üzerimize ne düşüyorsa
yapacağız” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
partisinin Kızılcahamam’da gerçekleştirilen il başkanları toplantısının
kapanışında bir konuşma yaptı. Patalya Otel’de gerçekleştirilen ve iki
gün süren toplantının verimli, katılım düzeyi yüksek ve başarılı bir
şekilde geçtiğini belirten Bahçeli, toplantının çok yararlı sonuçlara
vesile olacağına inandığını söyledi.
Toplantıda, il başkanlarının
fikirlerini, yaşadıkları şehirlerle ilgili sorunları paylaştıklarını ve
beklentileri dile getirdiklerini söyleyen Bahçeli, “Ayrıca partimizin
Başkanlık Divanı üyesi değerli arkadaşlarım tarafından, ekonomideki
gelişmeler, biriken riskler ve takip edilen politikalardaki yanlışlıklar
anlatılmış, Mahalli idareler seçimiyle ilgili hazırlıkların seyri ve
Yeni Büyükşehir Belediye Kanunu’nun mahsurları ve neden olacağı
tehlikeler ayrıntılı şekilde izah edilmiş, TBMM’deki siyasi çalışmalar,
parti grubu faaliyetleri dile getirilmiş ve Anayasa hazırlığı konusunda
bilgilendirmeler yapılmıştır. Bunların yanı sıra, bölücü terör konusu,
PKK’yla yürütülen müzakereler, bölgesel ve küresel bağlamdaki
ülkelerarası münasebetler de değerlendirmelerimiz arasında bulunmuştur”
diye konuştu.
“HİÇBİR TUZAK KUTLU YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ BOZAMAMIŞTIR”
Kızılcıhamam’daki
il başkanları toplantısının her anlamda dolu, her düzeyde faydalı
geçtiğini sözlerine ekleyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Buradan,ülkemizin her köşesine yansıyacak ve yayılacak derin sinerji, ortak
akıl, güçlü fikir, sağlam irade ve milli heyecan MHP’nin hak ettiği
noktaya taşıyacak, milletimize umut olacaktır. Zira Türkiye’nin başka
bir çaresi kalmamıştır. Türkiye’nin zincirlerinden kurtulması,
milletimizin sorunlarından çıkması için Milliyetçi Hareket’in sapsağlam
duruşu gerekmektedir. Sorumluluğumuz büyük, yapacaklarımız çoktur.
Varlık nedenimiz olan aziz Türk milleti, MHP’nin milli nitelikli
müdahale ve mücadelesine tutunmayı ve yanlış gidişatın tersine dönmesini
dört gözle beklemektedir. Bunu başaracak kadro çok şükür burada ve
inançlı bir şekilde hazır olduğunu beyan etmektedir. Kızılcıhamam’da
tertip ettiğimiz il başkanları toplantımız aynı zamanda partimizin
44’ncü yıl dönümünü gururla idrak ettiğimiz bir zaman aralığına denk
gelmiştir. 8-9 Şubat 1969’da başlayan millet ve ülke mücadelesi
geçtiğimiz cumartesi 44’ncü yılına girmiştir. Bu sebeple mutluyuz,
sevinçliyiz ve fazlasıyla da coşkuluyuz. MHP rüştünü ispat etmiş, Türk
siyaset ve fikir hayatında eşsiz bir yer edinmiştir. Sahip olduğumuz
milli ve manevi mirası her şeyin üzerinde görerek ve her konunun üstünde
tutarak bugünlere geldik. Bir parti için yarım asra yaklaşan siyasi
mücadele anlamasını ve kabullenmesini bilenler için çok şeyler ifade
edecektir. Şanlı mazimizin her diliminde, şerefle iç içe geçmiş
dünümüzün her bölümünde Türk milletini ve Türk devletini yükseltme ve
layık olduğu mevkiye ulaştırma kararlılığı yer almıştır. Ülkülerimizin
gayesi bu olmuştur. Özlemlerimizin, iddialarımızın hedefinde bunlar yer
almıştır. Bu bakımdan hiçbir zorluk bizi yolumuzdan alı koyamamıştır.
Hiçbir tuzak kutlu yürüyüşümüzü bozamamıştır. Hiçbir art niyet
ülkülerimizden bizi geri döndürememiştir. Bundan sonra da Allah’ın
izniyle böyle olacaktır. Partimize ömür biçenler, fikriyatımızın miadını
doldurduğunu söyleyenler elbette büyük bir handikabın ve hezeyanın
tutsağı olmuş gafillerden başkası değildir.
“MHP 44 YILLIK BİR ÇINAR”
MHP’nin
44 yıllık bir çınar haline gelmesinde, şehitlerin paha biçilemez
fedakarlıkları, dava ve ülkü büyüklerinin katkıları, milli hedefler
uğruna dünyevi nimetlere sırt dönen neslin desteklerinin yer aldığını
belirten Bahçeli, “Türk siyasetinde kimler gelmiş, hangi partiler
geçmiştir, ama MHP büyüyerek, anıtlaşarak ve milletiyle bütünleşerek
şimdiye erişmiştir” dedi.
“BİZİM TAVRIMIZ EZBERE DAYALI OLMAMALIDIR”
Gündeme
gelen ilişti ve diyalogların çok dikkatli ve itinalı bir şekilde ele
alınması gerektiğini söyleyen Bahçeli, meselelerin ayrıntıda kalan
yanlarının görmezden gelindiği takdirde; yapacaklarının, tespit ve
önerecekleri çare yollarının kalıcı bir etkisi olmayacağını belirtti.
Bahçeli, “Her şeyden önce, ülkemizi hedefine alan ve ittifakla
sürdürülen vahim gelişmelerin seyrine ve istikametine dikkatle eğilmek
gerekmektedir. Kim ya da kimlerin hangi vasıtalarla, nasıl bir yöntemle,hangi propaganda kanallarını hangi doz ve derecede kullandığını teşhis
etmek takınacağımız tutum, getireceğimiz teklifler için şarttır. 44
yılın saygıdeğer sorumluluğu buna işaret etmektedir. Bizim tavrımız
ezbere dayalı olmamalıdır. Eleştirilerimiz derinlikli, yorumlarımız
fikri alt yapısı olan ve sosyolojik gerçeklere uygun olan bir kıvamda
bulunmaktadır. Ülkemizin içinde kıvrandığı problemleri tarih şuuruyla
ele alıp, milli değerlerin süzgecinden geçirmek önümüzü görmemize,
tümseklerin aşılmasına oldukça yardımcı olacaktır. Bugüne kadar
benimsediğimiz ve takip ettiğimiz siyaset stratejilerinin, milli
tezlerin, milliyetçi tekliflerin özünde bu gerçekler yatmaktadır. 44
yıllık iftiharın, 44 yıllık emanetin ve 44 yıllık emeğin altında bunlar
yer almaktadır” diye konuştu.
“TÜRKİYE ÇOK AĞIR ŞARTLARLA KARŞI KARŞIYADIR”
Türkiye’nin
bugün, hangi siyasi düşüncede olursa olsun, bu vatanı gönülden seven
herkesinin isyan ettirecek çok ağır şartlarla karşı karşıya olduğunu öne
süren Bahçeli, yaşanmakta olan bunalım döneminin her alandaki
tahribatının, endişe verici boyutlara ulaştığını kaydetti.
“Kangren
haline gelen sorunlar ve sıkıntılar, Türk milletinin sabrını taşırma
noktasına dayanmıştır” diyen Bahçeli, “İçinde bulunduğumuz bu vahim
şartlar, önümüzdeki dönemde korkarız ki daha da ağırlaşma emareleri
taşımaktadır. Türkiye’yi, içeride ve dışarıda, çok büyük risk ve
tehlikelerle dolu zor günler beklemektedir. Her alanda topyekun bir
milli seferberlik gerektiren böylesine ağır şartlar karşısında, Türkiye
iç çekişme, tartışma ve çatışmalarla kan kaybetmektedir. Türkiye’nin
karşısındaki badirelerin idraki ve bilinci içinde olmayan siyaset
kurumu, bu tehlikeli gidişatı önleyecek tedbirler yerine, sürekli kriz
ve gerginlik üretmekle meşguldür. Türkiye üzerinde karanlık oyunlar
oynamak hevesinde olanların önündeki en büyük engel, gerçek manada Türk
milliyetçiliği ruhu ve ülkücülük şuurudur. İşte bunun içindir ki, bu
milli ruh ve şuur, şaibe ve töhmet altında bırakılmak ve vicdanlarda
mahkum edilmek istenmektedir. Maksatlı ve planlı olarak başlatılan bu
topyekün kara çalma kampanyasında Türk olmak ve Türk milliyetçiliğine
gönül vermek, suçlu olarak ilan edilmiş, ırkçılıkla itham edilerek
şeytanın yolu olduğu küstahça ileri sürülmüş, bilimsel, fikri ve ahlaki
temeli olmayan değerlendirmelerle yakıştırılmayan sıfat ve atılmayan
iftira, yüklenmeyen günah kalmamış, çatışmacı, ayrımcı, kafatasçı,
şiddet kışkırtıcısı, bölücü, demokrasi düşmanı gibi temelsiz ve hayasız
suçlamalarla kara çalma sağanağı altında bırakılmıştır. Kısacası, Türk
milliyetçiliğini aşağılamak ve küçük düşürmek AK Parti öncülüğünde günün
modası, geçer akçesi ve bildik zihniyetlerin alışkanlığı haline
gelmiştir” dedi.
“YAŞANAN YÜKSEK GERİLİM ORTAMININ EN BÜYÜK SORUMLUSU BAŞBAKANDIR”
Bahçeli,“Türk Milliyetçiliğini ırkçılık ve bölücülükle aynı kefeye koyarak
kışkırtıcılık yapan Başbakan, bugün yaşanan yüksek gerilim ortamının en
büyük sorumlusudur” dedi. Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“Bütün
bu tahrik ve saldırıları yaptıktan sonra, hiç sıkılmadan aslına yüz
çevirmiş milli birlik ve kardeşlik masalından dem vurması, sözde çözüm
ve barışa vurgu yapması emsalsiz bir riyakarlık örneğidir. Bu zihniyet
bir taraftan, değişik fırsatları kullanarak sureti haktan görünüp günah
çıkarmaya çalışırken, diğer taraftan tahriklerini ısrar ve inatla
sürdürmektedir. Bize samimiyet dilini öğrenmemizi tavsiye eden ve aldığı
ahlak dersinin farklı olduğunu ifade Başbakan’ın bilmesi lazımdır ki,
PKK’ya samimiyet göstermek, İmralı canisine yönelik samimi pozlar
takınmak, Türkiye’nin milli gerçeklerini, Türk milletinin bin yıllık
kardeşliğini samimiyet sözleriyle yok etmek, peşmergeye ve BOP’a
hayranlık içinde samimiyetle bağlanmak bir marifet olarak görülüyorsa,
bizim kitabımızda böylesi bir samimiyetin bırakınız bulunmasını, esamisi
bile okunmayacaktır. Samimiyet dilinden kasıt bölücü ve yıkıcı
niyetlere sahip olmak ise biz bu dili ya sustururuz, ya koparırız, ya da
elimizin tersiyle iteriz. Ortadır ki, Başbakan’ın ahlakı da itiraf
ettiği gibi farklıdır. Allah korusun, bizim ahlakımız bu siyasi
anlayışla benzerlikler taşımış olsaydı, kendimizden utanır, 44 yıllık
geçmişimizle çelişirdik. Gelişmelere bakıldığında herkesin üzerinde
durması gereken ilk soru, hangi duygu ve düşüncelerin bir Başbakan’ı
Türk milliyetçiliğini suçlama kampanyasının ve Türk milletini bölme
bayraktarlığını yapmaya sevketmiş olduğudur. Şüphesiz bunun cevabı,
kendisinin siyasi dünya görüşünde bulunacaktır. Başbakan’ın Türkiye’nin
milli birliği ve milli kimliği hususundaki sakat düşüncelerinin, etnik
bölücülüğe cesaret kazandıran tutumunun nedenlerinin aranacağı yer de
yine aynı adrestir. Gelişerek değiştiği edebiyatıyla geçmişini inkar
ederek, değişmeyen niyet ve düşüncelerini saklamaya çalışan Başbakan’ın
siyaset geçmişi ve geleneği, bugününün aynasıdır.”
“TÜRKİYE’NİN SOSYAL VE EKONOMİK SORUNLARI İÇİNDEN ÇIKILMAZ HAL ALDI”
Türkiye’nin
sosyal ve ekonomik sorunları içinden çıkılmaz bir hal aldığını
sözlerine ekleyen Bahçeli, “Başbakan Erdoğan, son grup toplantısında,
toplumsal refaha katkı yapmak için değil de, ihanet sürecini
kapatabilmek ve üzerin örtebilmek için açıkladığı bazı iyileştirici
tedbirler her şeyden önce yeterli olmayacaktır. AK Parti 10 yılı aşkın
bir süredir iktidardadır. Engelli kardeşlerimizi yeni mi hatırlamıştır?
Bize göre engelli kardeşlerimiz, şehit yakınlarımız ve 65 yaş üzeri
vatandaşlarımız hem istismar edilmekte hem de temelsiz adımlarla
aldatılmaktadır. Ekonomide artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Yakından
takip ediyoruz ki, tüketim ve ithalata dayalı sanal büyüme açmazı
ülkemizi ağır dış borçların altına iterek milli geleceğimizi ve
bağımsızlığımızı tehdit eder hale gelmiştir” dedi.
“KOMİSYONUN DAĞILMAMASI İÇİN ÜZERİMİZE NE DÜŞÜYORSA YAPACAĞIZ”
MHP’nin
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda elinden gelen her demokratik
mücadeleyi gösterdiğini dile getiren Bahçeli, konuşmasında şunları
kaydetti:
“Biz, anayasa hazırlığı sürecinin Başbakan tarafından
sulandırılmasına ve taciz edilmesine kesinkes karşıyız ve bunu doğru
bulmuyoruz. Üstelik böylesi önemli bir çalışmaya vade biçilmesini, süre
tayin edilmesini dürüst bir tavır olarak da görmüyoruz. TBMM’nde grubu
bulunan partilerin eşit sayıda verdikleri üyeleri aracılığıyla anayasa
hazırlığı için sürdürdükleri 1.5 yıla yaklaşan süreci sabote etmenin en
başta aziz milletimize saygısızlık olacağını düşünüyoruz. Parti olarak,
Türk milletine yakışır, milli gerçeklere uygun ve değişmez maddelere
riayet edecek ve Türk ifadesine sadık kalarak geniş kapsamlı bir anayasa
yazılması gerektiğine inanıyoruz. Başbakan Erdoğan’ın mevcut rejimi
yıkarak başkanlık sistemini bölücülerle birlikte getirme amacı çok
tehlikeli sonuçlara yol açacaktır. Demokratik tepkimizi her platformda
göstereceğiz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Uzlaşma
Komisyonu’nun dağılmaması için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız.
Önümüzdeki bir diğer önemli gündem maddesi ise mahalli idareler
seçimidir.”
14.02.2013 22:49:43
''Gerilim ortamının sorumlusu Başbakan''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Kızılcahamam’da gerçekleştirilen il başkanları toplantısının kapanışında bir konuşma yaptı.