Erzurum'da Sezai Karakoç paneli yapıldı!

Erzurum'da önemli kültür ve sanat etkinliklerine imza atan Birey Üniversite Kitabevi, hafta sonunda "Sezai Karakoç'u Okumak ve Anlamak" Paneline ev sahipliği yaptı.

Erzurum Ajans-Erzurum’da önemli kültür ve sanat etkinliklerine imza atan Birey Üniversite Kitabevi, hafta sonunda ‘Sezai Karakoç’u Okumak ve Anlamak’ Paneline ev sahipliği yaptı.
Kültür Ve Turizm Müdürlüğü ve Çay-Kur’un katkıda bulunduğu birçok şair, yazar ve akademisyenin katıldığı iki oturumlu panelde şair ve mütefekkir Sezai Karakoç çeşitli yönleriyle ele alındı.
Program Mustafa Nezihi Pesen’in okuduğu “sanıyorlar ki” adlı şiirle başladı.
Programın açış konuşmasını yapan birey yayıncılık ve Birey Üniversite Kitabevi kurucusu Mahmut Balcı, “Bir çoğumuzun düşünce dünyasının şekillenmesinde emeğinin olduğunu düşündüğüm değerli bir şair ve düşünce adamını konuşmak anlamak ve yeni nesillere tanıtmanın son derece önemli bir görev olduğuna inanıyorum. ‘Milletim, uyan! Kendine dön! Aslını unutma! Geçmişini bil. İçinden, gerçek aydınlardan kurulu bir kadro çıkar. Gerçek bir medeniyetin, Hakikat Medeniyeti’nin sahibisin. Onu yeniden ayağa kaldır. Kendini bildiğin gün, kurtulacaksın. Ve bütün insanlığı kurtaracaksın. Milletim! Uyan, kendine gel! Yeni bir sayfa aç. Yeni bir çağ aç. Geçmişte birkaç kez çağ açmıştın. Yine açabilirsin.’ diyen bir şair ve mütefekkiri anlamayı önemsediğimiz için bu programı düzenledik.” dedi.
Birinci oturumun başkanlığını yapan Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sadık Kılıç, Sezai Karakoç’un yabancılaşmaya karşı bireysel ve toplumsal dirilişimizde önemli katkısının olduğunu söyledi.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr Mehmet Törenek “Sezai Karakoç’ta batı algısı konusunda şunları söyledi: “Batıyı sorgulama elbette Karakoç’la başlamamış 150 yıldır devam eden bir durumdur. Karakoç’un farklılığı Akif gibi inanç ve etkileşim noktasında ele almasıdır. Karakoç’un MASAL şiiri bize batılılaşma sürecini anlatır.”
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç Dr. Erdoğan Erbay ‘Sezai Karakoç’un yitik cenneti” adlı tebliğini sundu. Erbay şunları söyledi: “Karakoç ‘Müslümanların cenneti iki defa kaybetmesi’ meselesini iki temelde ele alır. Birincisi cennetten çıkarılış süreci, ikincisi ise Müslümanların 20. Asırda hâkimiyetini kaybetmesi. Karakoç’un yitik cenneti varılabilecek en yüce nokta.”
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç.Dr Ali Utku: “Diriliş düşüncesinin yakın dönem Türk düşüncesine etkisi” adlı tebliğinde ise şunları söyledi: “Sezai Karakoç’u doğru anlamak için onu poetika, teoriya ve franksiz kavramları açısından ele almak gerekir. Karakoç konuşmaya başladığında İslam Tarihi konuşmaya başlar”
Birinci oturum Prof. Dr. Sadık Kılıç Bey’in Karakoç’un Çocukluğumuz şiirini okumasıyla sona erdi.
İkinci oturumda doktora öğrencisi Fadime Şık Karakoç’ta İnsan-ı Kamil’i betimledi. Şık ; “Karakoç’a göre insan dışarıdakilerden önce kendi içindeki mücadeleyi kazanmalıdır. Karakoç insanın bir ruh, ruhunda bir tapınak olduğuna inanır” dedi.
Sezai Karakoç’un İslam Milleti anlayışını anlatan şair ve yazar Şaban Abak; İslam milleti ve İslam medeniyeti kavramları ışığında İslam birliği düşüncesini en hararetli şekilde düşünenlerden biri olarak Karakoç’u işaret ederek ırkçılığı aşmak ve ortak bir kültür etrafında olmak ifadelerini paylaştı.
Sezai Karakoç’un esin kaynaklarını ise şair ve yazar Metin Önal Mengüşoğlu anlattı. Mengüşoğlu; “Karakoç savaşçı, yoksul ama onurlu insandır. O bir şairden daha fazla şairdir,O’nun şiiri sadece bir şiir değildir”dedi.
Mengüşoğlu konuşmasının sonunda Karakoç’un ötesini söylemeyeceğim şiirini okudu.
Sezai Karakoç’un Tahasını anlatan yazar Asım Gültekin; “Akif’in Asım’ı, Necip Fazıl’ın Mehmed’i ve Karakoç’un Taha’sını birlikte düşünerek Taha için beklenen nesil, kendisine ümit bağlanılan nesildir” dedi.
Büyük bir ilgiyle izlenen programın kapanış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Metin Akkuş ise şunları söyledi “Üstadın eserleri susamış ruhların susuzluğunu gidermek için iyi bir fırsattır. Gençliğimizde okuduğumuz değerli yazar ve şairlerimiz için tür programlar onlarla ilgili akademik çalışmalar yapılması çok önemlidir”
Programın sonunda yazarlar kitaplarını imzaladılar


03.05.2010 00:00:00