Erzurum'da, bugün aynı zamanda; herkesin 98 yıl öncesine mesaj yağdırdığı gün...
Yani; bu şehri yönetme ve yönlendirme itibari ile 2 ya da 3 yıldır Erzurum'un karı ve buzuyla tanışan Valisi, Belediye Başkanı ve Milletvekillerinin bize geçmişimizi hatırlattığı gün...
Dilerseniz, bu kurtuluş gününe gelmeden bir öncesine bakalım!
Kimden, nasıl kurtulmuş Erzurum; kurtulmamız için, ölülerimizle, dirilerimizle; kızanımız ve kısrağımızla bizi savaşa sokan neymiş!
Birinci Dünya Savaşı'nda Rus istilasıyla iki yıl azap çeken,kara günleri beyaz bir çarşaf gibi yırtıp atmayı bekleyen Erzurum, neden bu kanlı ve zalim iki yılı yaşamış!
Tarih der ki; Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı, Almanya'yı müttefik olarak seçti!
Neden seçti, neden seçmemeliydi, diye burada kıt bilgimizle zıt şeyler söyleyecek değiliz!
Ve tarihi belgeler yine der ki, Ruslar başımıza sadece kendilerini değil aynı zamanda Ermenileri de musallat etti!
İşin açıkçası, bazı karar vericilerin bu tercihi ile Erzurum'a bilmem kaçıncı kez, düşman bellediğimiz komşunun ayağı yeniden değmişti!
Rus ordusunda bulunan Ermenilerin gayreti ve Erzurum'u ele geçirme aşkı depreşmişti. Rus komutanların bile zapt edemediği Ermenileri (insanlık dışı davranışlarda bulunan Ermeni askerlerinin Rus subayları tarafından cezalandırıldığı, hatta kurşuna dizildiği tarihin kanlı sayfalarında yer almaktadır.) durdurmak mümkün olmamıştı!
1917'de Erzurum'un kara günleri ikinci yılını doldurmaya yaklaşırken, Rusya'da Çarlığa karşı ayaklanma meydana gelmiş ve Ekim'de Bolşeviklerin ihtilaliyle Rusya kökten sarsılmıştı. Ardından Rusya'daki her kadın, kocamızı, oğlumuzu getirin, diye bağırmaya başlayınca, Ruslar da artlarına bakarak Erzurum'dan gitmişti!
Elbette bu gitmeler kolay olmamıştı... Kaldı ki tarihçiler de,onların yorgun ve huzursuz olduklarını tarih sayfalarına not düşerek belirtmiş!
Bu arada Ruslardan yönetimi ve ağır silahları devralan Ermeniler,yine yapacağını yapmış, Anadolu'nun ersiz kalmış nadide şehirlerinden Erzurum'da tarihin gözlerini yaşartacak kıyımlara girişmişti!
Bu başka bir yazının konusu, şimdi fazla deşmenin bir anlamı yok.
***
Gelelim, Erzurum bugün nasıl kurtulur meselesine;
Bu köşeyi izleyenler bilir ki her zaman olumlu ya da olumsuz şeyleri yazarak üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyoruz. (Belki de olumlu işleri biraz da abartarak!)
* Erzurum'un kenar mahalleri de Paşalar Caddesi gibi önemsenirse,
* Erzurum, nutuklarındaki kurtarıcılarından kurtulursa,
* Erzurum,kendini uzaktan, tuzaklarla sevenleriyle değil; özünden köz gibi yanan sevdalılarıyla buluşursa,
* Erzurum, nerede doğduğu, ne idüğü belli olmayan adamların;nerede, nasıl kazandıkları bilinmeyen 3-5 kuruşluk servet-i haramları ile Palandökenlerde nara atmalarına son verilirse,
* Erzurum,Erzurum'un adıyla adlarını büyütüp, Erzurum'un adını kendi adlarından küçük yazanlarını azaltırsa,
* Erzurum, hemşerilerini hasetten uzak, samimiyetle severse,
* Erzurum,bu riyakârlığına menzil biçmekten vazgeçerse,
* Erzurum, tarih masallarındaki 'Dirilişi' kendi kurtuluşundan kutsal bellemezse,
En önemlisi;Milli Mücadele'nin sözcüsü Albayrak'ın mirasını yiyen Erzurum medyasında bu iki yüzlülük yok olursa kurtulacak.
Yoksa ceddin, ce'sine özenen nesillerin, bugün kalenin iç mescidine seccade serip namaz kılmasının bir anlamı olmaz!
Sözümüz,geçmişin cefası üzerine, bugün sefa saltanatı kuranlaradır.
Hemşerilerimizin 12 Mart Kurtuluş Günü'nü kutlarken, kısacık bir de dip not düşelim.
...Ve diyelim ki; dünün işgalini ve geçmişinin savaşını bilmeyen; o günün düşmanıyla bugünün pişmanlığını aynı terazide tartamaz...
12.03.2016 02:04:49