En ağır cezayı almasını istiyoruz
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde ailesiyle gittiği piknikten dönerken kaza yapan Sercan Öztürk’ün aracında eşi, bir oğlu ve meslektaşının eşiyle çocuğu da hayatını kaybetmişti. Tek sağ kurtulan ise 6 yaşındaki Hamza olmuştu. Feci kazanın sorumlusunun karşıdan gelen sürücü olduğunun bilinmesini isteyen ağabey Erkan Öztürk, “Haberlerde okuduğumuz kadarıyla kazada Sercan’ın hız sınırını aştığı, karşı taraftan gelen araçla çarpıştığı, suçun Sercan’da olduğu gibi ifadeler gördük. Bunu düzeltilmesini istiyoruz. Olayın aslında krokide tespit edildiği şekilde, kardeşimin aracına vuranın alkollü olduğu, daha önceki olaylarda uyuşturucu kullandığı tespit edilmiş. Alkollü araç kullanırken kendisi kontrolden çıkıp su kanalına çarptıktan sonra kardeşimin aracının üzerine düşüyor. Avukat bey de trafikten alınan krokiyi gösterdi. Karşı taraf yüzde yüz kusurlu. Kesinlikle aile kendisinden şikâyetçiyiz. Hem alkollü hem hız sınırını aşmış. Sadece Sercan’ın ailesi olarak bizler değil, eşinin ailesi, araba vefat eden kadın ve çocuğun aileleri de şikâyetçi. Aracı kullanan kişinin hastanede olduğunu biliyoruz. Hastaneden sonra hukuki süreç işleyecek. Biz de en ağır cezayı almasını talep ediyoruz” dedi.
Sercan’ın emaneti
Kazada anne, baba ve kardeşini kaybeden Hamza’nın, pedagog desteği alacağını belirten Öztürk, “Şu anda Hamza bizim yanımızda. Hepimiz bakımını üstlendik. Çocuk şu an inanmak istemiyor. Dün gezdirmeye çıkardık, yavaş gidiyorduk ama bizi uyardı, ‘biraz daha yavaş gidin biz kaza yaptık’ dedi. Her şeyin farkında ama ölümün ne olduğunu bilmiyor. Bazen odaya gelip etrafı geziyor, sanki anne babasını arıyor gibi. Görüştüğümüz pedagog var. Pedagog eşliğinde mezarlığa götüreceğiz, psikolojik destek sağlanacak. Arabadan burnu dahi kanamadan çıktı. O bize Sercan’ın emaneti, Allah onu bize bağışladı” diye konutu.
Gönül isterdi ki şehit sayılsın
Kardeşinin Silvan Jandarma Alay Komutanının koruması olarak görev yaptığını kaydeden Ağabey Öztürk, birkaç saatlik boşluğunda ailesini pikniğe götürdüğünü söyledi. Kardeşinin mesai mefhumu gözetmeksizin zorlu görevler üstlendiğinin de altını çizen Öztürk, şehit olarak sayılmasının ailesinin bir nebze de olsa rahatlatacağını belirterek, “Bu olayda bir aile değil toplam dört aile acı yaşadı. Bizim bir gönül kırgınlığımız var. Kardeşim 5,5 yıldır bu görevdeydi. Beş yıl sürekli operasyonlardaydı. Son bir yıldır Diyarbakır Silvan’daydı, son 6 aydır da alay komutanının korumasıydı. Belki belli bir kanun, tüzük vardır ama düzeltilmeyecek bir şey değil. Biz şehit sayılmasını isterdik. Bu manevi olarak anneme, babama, tüm aileye ilaç gibi olurdu. Bir nebze olsun rahatlatırdı. Bütün meslekler önemlidir ama askerlik vatanı koruyor. Bu çocuk yıllarca Güneydoğu’da hizmet etti. O gün 2-3 saatlik izninde ailesiyle stres atmak istemiş. Onlarda mesai saati yok. Kardeşime şehitlik verilmesini çok isterdik. Biz Allah katında şehit olduğuna inanıyoruz. Ama devlet nazarında da bu tip olaylarda şehitlik verilebilir. Kardeşim alkollü değildi, hatalı değildi, sadece birkaç saatlik boşluğunda ailesiyle olmak istedi. Bunu sadece kardeşim için demiyorum, bu tip olaylar için konuşuyorum. Koruma olduğu için izinleri yok, zaten görev günündeydi. Yeğenimin şehit çocuğu olmasını isterdim. Ona biz zaten sahip çıkacağız, her zaman yanındayız ama devletin arkasında olduğunu bilmek de bizi mutlu ederdi. Gönül isterdi ki şehit sayılsın” ifadelerini kullandı.