Erzurumajans-Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail'in Gazze'ye yönelik sürdürdüğü saldırılar
kara harekatıyla birlikte yeni bir boyut kazandı.
Tüm dünyanın anlık
olarak izlediği, canlı yayınlar eşliğinde devam eden bu canilik
karşısında gözlerin, ağızların ve kulakların adeta kapatıldığını
görüyoruz. İsrail eninde sonunda kendi döktüğü kanda boğulacaktır. Buna
yürekten inanıyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti İstanbul İl
Başkanlığı'nın Yenikapı'da verdiği iftar programına katıldı. Programa
Erdoğan'ın yanı sıra siyaset, iş dünyası ve sanat camiasından da
tanınmış birçok isim katıldı. Burada iftarını açtıktan sonra kürsüye
davet edilen Başbakan Erdoğan, "Bu Ramazan'ı Müslümanlar olarak maalesef
hüzünlü yaşıyoruz. Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de ve dünyanın birçok
yerinde zulüm gören kanları dökülen Müslümanların durumu bizi Ramazan
sevinicini hakkıyla yaşamaktan alıkoyuyor" diyerek sözlerine başladı.
Erdoğan,"Biz Türkiye olarak mazlum olan kardeşlerimize yardımcı olabilmek için
elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Suriye'deki olaylar sebebiyle
ülkemize gelen 1 milyon 150 bini bulan misafirlerimizle ekmeğimizi
bölüşüyoruz. Irak'taki kardeşlerimize yarımcı olabilmek, oradaki
kavgayı, dökülen kanı sona erdirmek için her türlü çabayı gösteriyoruz.
İsrail'in Filistinlilere karşı başlattığı saldırılara karşı uyguladığı
zalimliğe karşı Türkiye'den daha yüksek sesle itirazını dile getiren
ülke neredeyse yok" dedi.
İsrail'in kara harekatıyla saldırılara
farklı bir boyut kazandırıldığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan,
"İsrail'in Gazze'ye yönelik sürdürdüğü saldırılar kara harekatıyla
birlikte yeni bir boyut kazandı. Tüm dünyanın anlık olarak izlediği,
canlı yayınlar eşliğinde devam eden bu canilik karşısında gözlerin,
ağızların ve kulakların adeta kapatıldığını görüyoruz. İsrail eninde
sonunda kendi döktüğü kanda boğulacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Ama
İsrail'in zulmüne, cinayetlerine ses çıkarmayan dünyadaki her bir ülke,
her bir toplum da bu kara lekeyi anlında taşımaya mahkum olacaktır" diye
konuştu.
Saldırılar karşısında BM'yi suskunlukla suçlayan
Başbakan Erdoğan, "Güya dünyadaki tüm insanların hakkını hukukunu
korumak için kurulan BM, Gazze'deki katliam karşısındaki suskunluğu her
şeyden önce kendi meşruiyetini yaralıyor. Güvenlik konseyi başta olmak
üzere zaten adil olmayan ve sorunlu bir yapıya sahip BM bu tür kritik
olaylarda mazlumun değil güçlünün yanında yer alarak meşruiyet sorunu
derinleştiriyor. Bugün BM Güvenlik Konseyi dediğimiz bu yapıya
baktığımızda bir gerçeği görüyoruz. 5 tane daimi üye var, 5 tane daimi
üye arasında bir tane Müslüman ülke yok. Dolayısıyla bir ülkenin orada
dudağından çıkacak düşünce veya ifade ne ise orayı kilitleyebiliyor.
Böyle bir adalet sistemi olabilir mi? Böyle bir yapının adalet dağıtması
mümkün olabilir mi?" diye sordu.
BM tarafından alınan kararların
uygulanmadığına değinen Başbakan Erdoğan, "BM'deki hiçbir denge
milyonlarca Filistinlinin hayat haklarının zalim bir devlet tarafından
tehdit edilmesinin gerekçesi olamaz. Bugüne kadar BM'nin İsrail hakkında
almış olduğu yüzü aşkın karar var ama bu kararların uygulanabilirliği
yok. Ve İsrail bakıyor ki BM'nin aldığı kararları istediği gibi çiğniyor
ve dolayısıyla BM diyor kendi çalıyor kendi dinliyor. Böyle bir yapı
olabilir mi? Onun için bunun gözden geçirilmesi gerekiyor. Demokrasinin,hak ve özgürlüklerin beşiği olma iddiasındaki Batı da Filistinlilerin
hayat haklarının ihlali karşısındaki suskunluğu ve hatta İsrail'i
kollayan tavrıyla Gazze'de ölen her masumun katline ortak oluyor. Bizim
bu olaylar karşısındaki aktif tutumumuz asla hırçınlığımızdan, asla
kavgaya meraklı olduğumuzdan kaynaklanmıyor. Biz vicdanımızın sesini
dinliyor oralardaki insanlarla aramızdaki kardeşlik hukukumuzun gereğini
yerine getiriyoruz. Herkes bu coğrafyaya sırtını dönebilir ama biz
millet olarak sırtımızı dönemeyiz. Bizim tarihi sorumluluğumuz var"
şeklinde konuştu.
"Tarihi hatayı telafi etmenin mücadelesini
veriyoruz" diyerek sözlerini sürdüren Başbakan Erdoğan, "Geçmişte
Türkiye'yi yönetenler, bilhassa CHP'nin tek parti devrinde bu hataya
düşmüşlerdir. Kurtuluş Savaşı'nda varını yoğunu ortaya koyup, bize
destek olan bölgeler dahil, İslam dünyasına kapılar adeta kapatılmış
buna karşılık Batı ile eşit ve adil şartlarda bir ilişki tesis
edilememiştir. Biz 12 yıldır sadece okul, hastane, yol yapmıyoruz aynı
zamanda bu tarihi hatayı telafi etmenin mücadelesini veriyoruz" dedi.
Türkiye'de
1 milyonu aşkın Suriyelinin misafir edildiğine dikkat çeken Başbakan
Erdoğan, "Bakın bugün ülkemizde 1 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimizi
misafir ediyoruz. Sıkıntılar yok mu elbette var. Fakat bombalardan kaçan
insanları bombalara teslim etmek gibi bir lüksümüz yok. Türkiye bu
sayıda toplu misafirlik durumuyla ilk defa karşılaştı. Geçmişte ya 1990
yılında Kuzey Irak'tan olduğu gibi kısa süreli olarak, ya da 1989
yılında Bulgaristan'dan gelen 300 bin civarında kardeşimiz gibi yerleşim
amaçlı toplu göçlere maruz kaldık. Milletimiz bu şuurla tarihin
sorumluluğuyla kardeşlerimizi bağrımıza basıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Filistinli tarafların hala muhabbetle kucaklaşamaması bizi derinden yaralıyor" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Zalimler
tarih boyunca mutlaka kaybetmişlerdir, şimdi de kaybedeceklerdir.
Hazreti Musa'ya Hazreti İsa'ya zulmedenleri bugün kimse hatırlamıyor,
hatırlayanlar da lanetle anıyor. Ama milyonlarca insanlar bu
peygamberlere olan hürmetini dile getiriyor. Ortadoğu'da kardeşlerimiz
arasındaki husumet en az Gazze'de ölen çocuklar kadar içimizi acıtıyor.
Irak'ta kardeşin kardeşi katletmesi içimizi acıtıyor. Suriye'de eli
kanlı zalim bir diktatörün kendisini Müslüman olarak tanımlayan bazı
topluluk ve ülkeler tarafından desteklenmesi içimizi acıtıyor. Mısır'da
halkın oylarıyla iktidara gelmiş bir liderin devrilmesi aynı şekilde
içimizi acıtıyor. İçimizi acıtan başka bir tatsızlık ise Filistin'de
yaşanıyor. Filistin İsrail'in yoğun zulmüne ve soykırım girişimine maruz
kalırken Filistinli tarafların hala muhabbetle kucaklaşamaması bizi
derinden yaralıyor. Tefrikanın olduğu yere yabancılar gelirler ve zulüm
yaparlar. Birliğin ve ittifakın olduğu yere ise hiçbir yabancı nüfus
edemez. Bütün Ortadoğu tefrikanın etkisiyle zulüm görürken aynısının
Filistin'de yaşanmasına tahammülümüz olamaz. Filistin'de tarafların
uzlaşma sürecini bu konuda atılan adımları umutla takip ediyor ve
başarılı neticeler alındığında inanın çocuklar gibi seviniyoruz."
Cumhurbaşkanlığı
seçimlerine de değinen Başbakan Erdoğan, "Dikkat ederseniz Türkiye'deki
cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iki farklı zihniyet arasında geçtiğini
görürsünüz. Biri, yani biz, 77 milyonu kucaklarken 77 milyona hitap
ederken, diğerleri sadece belirli bölgelere, belli etnik kesimlere,
belli yaşam tarzlarına hitap ediyorlar. Biz yeni Türkiye derken
diğerleri blok halinde eski Türkiye diyorlar. Biz Filistin'in,
Suriye'nin yanında dururken diğerleri susmayı tercih ediyorlar. Biz
çözüm süreci kardeşlik derken diğerleri çözümsüzlüğü istiyorlar. Biz
büyük Türkiye derken küçük kalmayı bağımlı kalmayı savunuyorlar. Biz
aydınlık derken diğerleri beslendikleri karanlığı seviyorlar" dedi.
Pensilvanya'nın
aynı şekilde bu safın akıl hocalığına soyunduğunu ifade eden Başbakan
Erdoğan, "Eski Türkiye'nin aktörleri şu anda tek bir safta bir araya
gelmiş bulunuyorlar. Eski Türkiye'nin medyası bu ittifakta saf tuttular.
İhanet şebekesi Pensilvanya aynı şekilde bu safın akıl hocası oldu. Bu
şer ittifakının Türkiye'de başarılı olma imkanı yok. Eski Türkiye'nin
kapıları kapanmış yeni Türkiye'nin ışıkları ülkemizi aydınlatmıştır. 10
Ağustos'ta inşallah bir kez daha yeni Türkiye kazanacaktır. 10
Ağustos'ta karanlığı özleyenler kaostan beslenenler Türkiye için hiçbir
projesi olmayanlar kaybedecek büyük Türkiye kazanacaktır. Böylece dünya
mazlumları kazanmış olacaktır. Gazze'de kanın durduğunu duymak ve bayram
yaşamak istiyoruz. Musul'da alıkonulan vatandaşlarımızın bırakılmasını
bekliyor orada bir bayram yaşamak istiyoruz. Ardından 10 Ağustos'ta yeni
Türkiye'nin zaferine şahit olmak farklı bir bayram coşkusunu milletçe
yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
Erdoğan, "Vizyon belgemizi
açıkladığımızda bizimle beraber olan sanat camiamızın temsilcilerine
sosyal medyada yapılan hakaretleri gördüğümde içim burkuldu. Çünkü bu
ülkede demek ki mahalle baskısının mimarlarının kim olduğu ortaya çıktı.
Sanat ipotek altına alınamaz. Sanatçının iradesine ipotek konulamaz.
Eğer sanat ipotek altına alınacak olursa sanatçının iradesine ipotek
konulmaya kalkışılırsa sanat iflas eder" diyerek sözlerini noktaladı.
Başbakan
Erdoğan, burada yaptığı konuşmasının ardından Filistin Devlet Başkanı
Mahmud Abbas ile görüşmek üzere Dolmabahçe Çalışma Ofisi'ne geçti.
19.07.2014 02:45:32
Erdoğan'dan İsrail'e sert tepki
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail'in Gazze'ye yönelik sürdürdüğü saldırılar kara harekatıyla birlikte yeni bir boyut kazandı.