Erdoğan: Misliyle ödetiriz

Başbakan Erdoğan, 51 kişinin yaşamını yitirdiği Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki saldırının çok büyük miktarda aydınlatıldığını söyledi. Erdoğan, "Biz bu saldırının altında kalmayız. Alçakça saldırının faillerine bedelini misliyle ödetiriz" dedi.

Erzururmajans-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:Dün öğle saatlerinde şehit düşen üsteğmen Hamza Gümüşsoy'a Allah'tan rahmet diliyorum.

Değerli arkadaşlarım Türkiye'de her anlamda baharı yaşadığımız ve kardeşliğimiz adına çok önemli bir süreçten geçtiğimiz bir dönemde, üstelik anneler gününün hemen öncesinde Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen acı haber hepimizi derinden etkiledi. Maalesef 51 kardeşimizi kaybettik.

Hastanelerde bulunan kişilerden 17'sinin durumu ağır. Reyhanlı ilçesinde evler ve iş yerlerinde büyük hasarlar meydana geldi. İnşallah hem Reyhanlı hem Türkiye bu alçakça saldırıyı aşacak ve saldırının izleri tamir edilecektir. Devletin tüm imkanları seferber durumdadır.

Acil müdahaleler yapılırken diğer istihbarahat birimlerimiz çalışmalarını sürdürüyorlar. Olay büyük oranda aydınlanmış durumda. Saldırılardaki kişilerin Suriye bağlantılı olduğu anlaşılmıştır.

Gerek Cumartesi gerek Pazar günü olanlar hakkında aklı selim dışına çıkmadan gideceğiz. Büyük devletler böyle büyük saldırılar karşısında aklı selimle hareket eden devletlerdir. Biz bu saldırının altında kalmayız. Er ya da geç bu saldırının bedelini misli ile ödetiriz. Allah'a hamdolsun bunu yapacak gücümüz ve irademiz var. Ancak büyük soğuk kanlılıkla ilerlememiz gerekiyor.

Üzüntümü samimi bir dille paylaşmak niyetindeyim. Terörün maksadı sadece bomba atmak güvenlik güçlerimize yapılan saldırılar değildir. Terör toplumda kaos ve korku oluşturmak ister. Terör toplumu şekillendirmek onlara yön tayin etmek ister. Ortaya çıkacak manzaraya göre kendi başarılı ve ya başarısız olarak tayin eder. Saldırı sonrasında toplum korkarsa kaosun içine sürüklenirse işte o zaman amacına ulaşır. Toplumun fertleri arasında bir huzursuzluk yaratırsa işte o zaman başarıya ulaşır.

Bazıları terörün üzerinde durmak istemediler. Bu tür acı hadiselerin ardından nasıl tavır takındıklarını inceleyin. Başta siyaset sonra medya bunların yapmış olduğu açıklamalar, yayınlara bakın bunların nasıl terörün tuzağına düştüklerini görürsünüz.

Reyhanlı'nın caddelerinde feryadlar kopuyor daha o anda hiçbir şey belli değilken sorumsuzca açıklama yapıyor. Ya bu ne fırsatçılık... Ya bir durun gözyaşlarımızı dinlendirelim. Daha Reyhanlı sokaklarından kara dumanlar yükselirken hemen tahrik oluşturmak fırsatçılıktır. Saldırganlar o 2 aracı patlattıklarıdna 50 cana kıydıklarında değil bu açıklamaları yaptıırdıklarında küstahça tebessüm ettiler. İşte o zaman asıl sevindiler. Bunu görebilmek için illa terör uzmanı olmak gerekmiyor. Buna göre tavır belirlemeliyiz. Bu tuzaklara düşmemeliyiz.

Suriye'de refah huzurun tesis edilmesi ile ilgili önemli girişimlerde bulunduk. Bizim Suriyeli insanlarla bir sorunumuz yoktur. Bizim Suriye'deki gaddar ve diktadör rejimle sorunumuz vardır. Suriye'de kanlı halk hareketlerinin olmaması için çeşitli reformlar gereklidir.

Hep sabır ve umutla hareket ettik. Tankla topla insanların üzerlerine saldırdılar. Kendi halkına zulüm eden bir yönetimle bir işimiz olmaz. Her zaman mazlumların yanında olan bir hükümetiz. Suriye'de bu kanlı olaylar devam derken halkın taleplerinin karşılanması gerekli girişimleri sürdürüyoruz. Sadece hakkın ve mazlumun yanında duranlardan olduk.

Bize ne Suriye'den diyenlere buradan seslenmek istiyorum. Bizim Suriye politikamızın iki ana ekseni var. Birincisi bölgede barış, huzur ve istikrar Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor. Bölgedeki her ateş gelir Türkiye'yi bulur. Türkiye Filistin'e ve Arap ülkelerine sırtını dönmüş, bunun bedelini de ödemiştir.

Çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafyada kapıları kapatmak, duvarlar örmek asla soruunları çözmemiştir. Bölgeye kayıtsız kalan bir devlet asla ve asla büyük devlet olamaz. Bugünn Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk Lirası'nın, pasaportunun bir itibarı varsa, bu aktif dış politikamızın eseridir.

Suriye politikamızın ikinci ve en önemli boyutu insani boyutudur. Bosna Hersek'te yaşananlar sırasında Türkiye banane Bosna Hersek'ten deseydi bugün Bosna Hersek'in yüzüne bakabilir miydik? Halepçe katliamı sonrası Kuzey Irak'tan gelenlere kucak açmasaydık, bugün Erbil'in yüzüne bakabilir miydik?

Çocuklar katledilirken susacaksak AK Parti'yi neden kurduk. Bunu CHP ve MHP yapabilir ama biz yapmayız. Banyas'ta çocukların annelerinin kucağında nasıl şehit edildiğini gördünüz. Suriye'de her gün onlarca kadın tecavüze uğruyor. Suriye'den bize ne diyenler acaba çocuklarının yüzüne nasıl bakıyor? Suriyeliler gitsin diyenler acaba komşularının yüzüne nasıl bakıyor? Biz ırkçıı bir millet değiliz. Kim ne derse desin hakkı savunmaya ve mazlumların yanında durmaya devam edeceğiz. Annnesinin karnındaki gibi büzülmüş yatan, iki bacağı kopmuş bebekleri görmezden geleceğimize siyaseti bırakır, çeker gideriz. Bizim anlayışımız budur. Biz Türkiye'nin bebekleri için, dünyanın bebekleri için siyaset yapıyoruz. Onları görmeyeceksek siyaset yapmamızın bir anlamı yok.

Türkiye 1950 yılında demokrasiye adıımını attığı andan itibaren CHP egemnliğinn kaynağını halkta aramak yerine her zaman başka yerlerde aramıştır. Halktan teveccüh göremeyen CHP olağanüstü durumları bir fırsata dönüştürmeye çalışmıştır. 10 yıllık iktidarıımızda da bunu gördük. Sandıkta başarılı olamayan CHP, kaostan ve demokrasi dışı yollardan medet ummuştur. Alevi vatandaşlarımızı tahrik eden CHP Genel Başkanı, şu anda da Suriye rejimine destek vererek çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Onların değirmenine su taşıyarak vahim bir hata yapıyor. Daha Reyhanlı'da kara bulutlar dağılmadan çıktılar, hükümetin Suriye politikasını eleştirdiler. Buradan CHP yönetimine ve CHP'ye gönül veren yurttaşlarıma sesleniyorum, CHP Genel Başkanı'nı lütfenn uyarsınlar.

14.05.2013 16:42:34