Erdoğan: Ey Batı, ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa...

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda konuşuyor...

Erzurumajans-Ak Parti 19 Kasım itibariyle 10. yılını tamamladı. Bugün artık 11. yıldan gün almaya başladık. 10 yılda görev almış tüm arkadaşlarıma şükranlarımı iletiyorum. Milletimizin desteğiyle bu hizmet kervanı daha nice on yıllar emin adımlarla yürümeye devam edecektir. Hedef 2023 ilk etapta. Sonra da 2071’in zeminini şimdiden hazırlamaya devam edeceğiz.

Bu dava geçmişi olmayan, köksüz bir dava değildir. 11 yıl önce yoktan kurulmuş bir partinin davası değildir bu. Medeniyet değerlerinden ilham alarak yükselen bu dava 1071’de Malazgirt Ovası’nda, 1923’te Ankara’da sürekli büyüyerek bugünlere erişmiş bir davadır. Kıyamete kadar da inşallah onurla, gururla taşınacak bir davadır. O sancağı 10 yıl boyunca çok yüksek burçlara diktik. O sancağı 2023 burçlarına da hep birlikte dikeceğiz.

Kızılcahamam’da 10 yılın özet dökümünü kısmen de olsa paylaştım. 10 yılda yaptığımız hizmetler öyle birkaç saatte anlatılacak gibi değil. Eğer 10 yıl önceki Türkiye’nin manzarası unutulursa bugün nerede olduğumuz iyi anlaşılamaz. Bu ülkeyi nereden aldığımızı milletimize her fırsatta anlatmazsak bugün vardığımız noktadan geriye gitmek hasıl olur. 2002’de 8 yaşında olan çocuklar bugün 18 yaşında gençler oldu. Bu gençlerimiz o günün siyasi manzarasını tam olarak bilmiyor olabilir.

SLOGANLA CUMHURİYETE HAMASET MİLLİYETÇİLİĞE SAHİP ÇIKANLARDAN DEĞİLİZ

Cumhuriyetimizin kurulduğu yıl 1923’te Türkiye’nin toplam ihracatı 51 milyon dolardı. 1924’te toplam ihracat 82 milyon dolar. 79 sene sonra 2002’de toplam ihracat 36 milyar dolar. Bugün geriye dönük 12 aylık ihracatımız 148 milyar doları aşmış durumda. 1923’te bir yılda gerçekleştirdiğimiz ihracatı şu anda 5 saatte gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyet’e slogan atarak sahip çıkanlardan değiliz. Milliyetçiliğe hamaset yaparak sahip çıkanlardan değiliz.

CHP ve MHP hop oturup hop kalkıyor. Niçin iftihar etmiyorsunuz? Biz bu ülkeye neler kazandırdığımızı anlatıyoruz. Mesele onlarca yıldır diğer partilerin yapamadığını AK Parti’nin başarmış olmasıdır. Kıyasımız kuruluş aşamasındaki cumhuriyeti kıyas değildir. İktidara gelmiş partilerden bir çoğundan daha fazla yatırım yapıp Türkiye Cumhuriyeti’ni daha ileri noktalara taşıdığımızdır. E bunu söylemeyelim mi? Cumhuriyeti muasır medeniyetler üzerine çıkarma hedefini gerçekleştirmek bugün AK Parti’ye nasip olmaktadır.

Osmanlı devleti 20. yüzyılın başlarında her yönden şiddetli saldırılara maruz kaldı. 1. Dünya savaşında ağır yenilgiler alarak dağıldı. Kurtuluş Savaşı’nın çok büyük yokluk içinde verdik. Askerlerimiz için soğan ekmek emsali olmayan lüks yemek anlamına geliyordu. Yemen’de çölde nadiren rastladığı otu kavurup karnını doyurmaya çalışan askerlerimiz vardı. Mareşal Fevzi Çakmak 1. Dünya Savaşı’nda ordumuzun durumuyla ilgili şu çarpıcı bilgiyi veriyor. 3. Ordu’da nakliye araçlarının büyük bölümünü kağnılar oluşturuyordu.

İNŞALLAH BU SİLAHLARI KULLANMAK ZORUNDA KALMAYIZ

Askerini giydirilemeyen bir milletin bağımsızlığından söz edilemez. Savunma sanayinde büyük yatırımların alt yapısını oluşturdular. Gazi’nin vefatından sonra kıskançlık nedeniyle Türkiye’de akamete uğratılmıştır. Sivas Milletvekilimiz Nursuna Hanım’ın dedesi olan Nuri Demirağ’ın ulaştırma alanında döneminin de ilerisindeki projeleri Gazi’nin talimatına rağmen dönemin kifayetsiz muhterisleri tarafından engellenmiştir. Son 10 yıllık dönemde savunma sistemlerinin yurtiçinden karşılanma oranını arttırdık.

Aynı dönem içinde savunma ürünlerimizin ihracatı 4 kat arttı. Aselsan ve Tusaş dünyada savunma sanayi içinde dünyada ilk 10’a giren iki Türk şirketi oldu bizim dönemimizde. Ülkemizde milli sermayenin ürettiği mini insansız hava aracının seri üretimi süratle devam ediyor. Göktürk-2 uydumuzu yıl sonunda Çin’den uzaya fırlatacağız. 4 yıl önce 29 Temmuz 2008’de Altay projesinin imza törenini gerçekleştirmiştik. Geçen hafta attığımız o imzanın adeta ete kemiğe bürünerek sahneye çıkışına şahit olduk.

Bu millet inandı mı başarır. İnandık ve başardık. Bu tankları kullanma ihtiyacı hissetmeyiz inşallah. İnşallah tüm o silahları kullanma gereği ortaya çıkmaz. Ancak sulh içinde yaşamak için her ihtimale karşı ordumuzu güçlendirmeye de devam edeceğiz.

İSRAİL SALDIRILARI

Mısır ziyaretimde 27 yeni anlaşma imzalandı. Şu anda 300 yatırımcımızın Mısır'da yatırımları var. Bizim bu süreçte Mısır'ı yalnız bırakmamamız lazım. İnşallah Mısır'da kardeşlerimiz hep ilkbahar yaşasınlar sonbahar yaşamasınlar. Bölgenin iki güçlü ülkesi olarak Türkiye ve Mısır, devrim sürecindeki gibi birlikte çalışamaya devam edecektir.

Bütün dünyanın anlaması, görmesi, ellerini vicdanlarına koyarak bunun üzerinde düşünmesi gerekiyor. İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak bir millet etnik temizlik uyguluyor. Bütün Batı'ya sesleniyorum, kimse İsrail savunma hakkını kullanıyor diyemez. İsrail Ortadoğu'da bir terör estiriyor. BM birçok karar almıştır ama bir yaptırım uygulayamamıştır. Onun için diyorum ben, BM'nin adaletine inanmıyorum. Beş daimi üye, Suriye konusunda iki ülke farklı yaklaşıyor, İsrail konusunda diğer iki ülke farklı davranıyor. Al birini vur ötekine, nerede sizin adaletiniz? Gazze'deki kardeşlerimizden 115 ölü var. Egemen güçler, nerede sizin adaletiniz? Biz Hakk'a ve halkımıza güveniyoruz. Biz Hakk'ın yardımının da yakın olduğuna inanıyoruz. Birileri böyle yapıyor diye tribünden izleyecek miyiz? Bizim için üç yol var, ya elimizle müdahele edeceğiz, ya dilimizle müdahele edeceğiz, ya kalbimizle buğz edeceğiz. Başta ABD olmak üzere iki devletli çözüm diyorlar, nerede iki devlet?

ÖLECEKSEK ADAM GİBİ ÖLELİM

Körfez ülkeleri, Katar, Suudi Arabistan elele vermek zorundayız. Bugün onlara yarın bize. Öleceksek adam gibi ölelim. Bunu başaralım. Böyle adalet olmaz. İnsan hakları örgütlerine sesleniyorum, aklınıza sadece ateistler ve diğer inanç gruplar mı geliyor. İsmail Haniye kardeşimin kucağındaki çocuğu niye görmüyorsunuz? Türkiye'ye gelip PKK'yı izliyorsunuz. Gazze'de niye yoksunuz?

Çocukları, yaşlıları katletmek meşru savunma hakkını kullanmak mıdır? Ey Batı, ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa... Onun için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yeniden reforme edilmesi gerekiyor.

Okullar, hastaneler, ambulansları hedef almak nasıl bir savunma hakkı oluyor.

ŞARON'U SAVAŞ SUÇLUSU İLAN EDİYORUM

Yardım gönüllülerini taşıyan Mavi Marmara tam da korsan bir devlete yakışır şekilde saldırıya uğramadı mı? 19 yaşındaki Furkan'ın Adli Tıp raporunu görünce çıldırmamak mümkün değildi. Ben bunu Sayın Obama'ya gösterince, görmemezlikten geldi. Dosyalar istediler ama hiçbir netice yok. Batılı devletler ne yazık ki, 64 yıldır İsrail'in her türlü saldırısını görmezden geliyor. Meşhur Ariel Şaron'un oğlu bir yazı yazmış. Filistin'in Hiroşima'ya çevrilmesi gerekir demiş. Ya baban da bana aynı şeyi söylemişti ama farklı söylemişti. İnsanlığa sesleniyorum. İsrail ziyaretimde Şaron başbakandı. Bana dedi ki, en zevk aldığım an Filistin'de tankların üzerinde olduğum andı. Ayıp olmuyor mu dedim. Bunu basın toplantısında da açıklayın dedim, açıklayamadı. Şimdi kaç yıldır makineye bağlı yaşıyor. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Ülkemdeki hukukçuları AİHM mi dersiniz bu yazı üzerinden müracaatı yapmak lazım. Bu adam savaş suçlusudur diye ilan ediyorum.

FİLİSTİN'E SIRTIMIZI DÖNMEYECEĞİZ

İsrail'in hukuksuzluklarına alkış tutanlar yaşanan tüm olumsuzluklara ortak olurlar. İnsan hakları diyenler, Gazze'dekiler insan değil mi? İsrail'in var olma hakkını savunanlar Filistinlilerin de hakkı olduğunu ne zaman savunacaklar? Orta yerde duran gerçeği değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Ne bu bölgede, ne de tüm dünyada terör nedeniyle barış, huzur ve istikrar tesis edilemez. Filistin sorunu çözülmedikçe kan ve gözyaşı eksik olmayacaktır. Herkes sırtını dönse de, biz Filistin'e sırtımızı dönmeyeceğiz. Mısır'da, Katar'da bu iradeyi görmekten memnuniyet duydum. Arap Ligi dışişleri bakanlarının bir kısmı Gazze'ye gidiyorlar. Sayın Davutoğlu da bu heyetin içerisinde. İsrail er ya da geç 9 aylık, 4 yaşındaki çocuğun, mazlumların hesabını verecektir.

CÜNEYT GELMEDEN CHP'LİLERİN ESAD'LA FOTOĞRAFLARI GELDİ

Erdoğan, Gazeteci Cüneyt Ünal'ın serbest kalmasıyla ilgili olarak, "Çile dolu dönemler sona erdi, teslim edildi. Bunu büyük bir memnuniyetle öğrendik. Diğer kardeşimiz bırakılmadı, akibiyeti belli değil. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Birkaç kez telefonla aradım, ulaşamadım. Kendisine bu dileklerimi buradan iletiyorum. Henüz serbest kalmayan kardeşimizin de bir an önce ailesine kavuşmasını temenni ediyorum. CHP heyetinin girişimi farklı şekillerde değerlendirilebilir. Esir gazeteci daha Türkiye'ye ulaşmadan CHP heyetinin Şam'da Esad'la hatıra fotoğrafının Türkiye'ye ulaşmış olması manidardır. Yandaş medyada Esad'ı öven yayınların yapılması da manidardır. Bu olayın Esad'ın PR çalışmasına çevrilmesi üzüntü verici.

B
u fotoğrafla CHP tarihine kara bir leke daha kazınmıştır. CHP heyeti hiç utanmadan işkencecibaşıyla hatıra fotoğrafı çektiriyor. Esad CHP'yi kullanarak Türkiya kamuoyuna mesajlar gönderiyor. Esad'ın canı cehenneme diyordunuz, hatıra fotoğrafı çektiriyorlar. Herhalde beraber gidecekler. Mesele Türkiye ile Suriye'nin gayrimeşru rejimi arasındaki meseledir. CHP'yi milli bir duruş sergilemeye çağırıyorum. Suriye iyi gitmiyor artık orada mezhebi bir savaşa doğru gidiş var. Korkumuz budur. Bunu CHP yönetiminin de iyi değerlendirmesi lazım. CHP'yi diktatörlerin nezdinde değil, mazlumun yanında yer almaya davet ediyorum. 

20.11.2012 13:00:12