Erzurumajans-Eğitim Bir Sen 2
No lu Şube Başkanı Mustafa Karataş, 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılı dönem
sonu dolayısıyla yaptığı açıklamada, öğretmen açığına işaret ederek,
"15 Bin Atama Değil 100 Bin Öğretmen Ataması Yapılmalıdır" dedi.
2014-2015 eğitim-öğretim yılının birinci döneminin sonuna gelindiğini
ifade eden Karataş, "Bu eğitim-öğretim yılında öğretmen ihtiyacına
binaen yaşanan mağduriyetlerle bazı eğitim kurumlarında öğretmen ve
yöneticilere karşı uygulanan şiddet, öğretmenlerin özür durumuna bağlı
yer değişikliği, yönetici görevlendirmelerinde yaşanan bazı
olumsuzlukların dışında çok ciddi sorunların yaşanmadığı gözlenmiştir.
Bu dönemde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen 19. Milli Eğitim
Şûrası'nda önemli bazı kararlar alınmıştır. Söz konusu kararlar acilen
uygulanmalıdır" dedi.
MEMURLARA KILIK KIYAFET DAYATMA UYGULAMASI SONA ERDİRİLMELİDİR
Başkan Karataş açıklamasını şöyle sürdürdü; "Ülkemizde yıllardır
kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan
kılık ve kıyafet dayatmaları, Eğitim-Bir-Sen'in çeşitli eylem ve
etkinliklerden sonra başlattığı, kamuoyu desteğini ortaya koyması
bakımından bir ilk olan kampanya sonucunda toplanan 12 milyon 300 bin
imza ve sonrasında ortaya koyduğu sivil itaatsizlik eylemi neticesinde
kamuda çalışan kadınlara yönelik 'başı açık' dayatmasına son verilerek,
kadının kamu hizmetine katılımında önemli bir eşik aşılmıştı. Milli
Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair
Yönetmelik'te de yapılan değişiklikle öğrencilere kılık kıyafet
dayatmasının kaldırılması son derece önemli bir adım olmuş ve bir yasak
daha tarihe karışmıştır. Ama Kamu personelini ilgilendiren çerçeve
yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılarak, sivil itaatsizlik
gerekçelerimizden olan erkek kamu çalışanlarına da kılık ve kıyafet
dayatmalarından vazgeçilmelidir.
15 BİN ATAMA DEĞİL 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMALIDIR
Şubat ayında 15 bin öğretmen ataması yapılacaktır. Ara dönemde 15 bin
öğretmen ataması azımsanacak bir rakam olmamakla birlikte, öğretmen
ihtiyacı dikkate alındığında bunun yeterli olmayacağı açıktır. Eğitim
sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan, okullarda boş ders
kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. Bunun
için 15 bin yeni öğretmen atamasının 100 bine çıkarılması için imkânlar
zorlanmalı ve öğretmen açığı nedeniyle yaşanan problemlerin önüne
geçilmelidir.
ŞÛRA KARARLARI HAYATA GEÇİRİLMELİDİR
2010
yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şûrası'nda sendikamızın teklifleri
doğrultusunda yeni eğitim sistemine geçiş, Milli Güvenlik Dersi'nin
kaldırılması, Kur'an-ı Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler derslerinin
müfredata girmesi gibi önemli kararlar alınmış ve kısa sürede yapılan
düzenlemelerle hayata geçirilmişti. 19. Milli Eğitim Şûrası'nda,
"Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri", "Öğretmen
Niteliğinin Artırılması", "Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin
Artırılması" ve "Okul Güvenliği" konularında;
ALKOLLÜ İÇKİ VE KOKTEYL HAZIRLAMA DERSİNİN KALDIRILMASI,
İlkokul 1, 2. ve 3. sınıflara da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin
konulması, Ortaokulda hafızlık eğitimi alacak öğrenciler için ara verme
süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarılması ve ara verilen sürelerde
öğrencilere dışarıdan sınav hakkı verilmesi, Değerler eğitimine öğretim
programlarında etkin bir şekilde sarmallık anlayışla yer verilmesi,
Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi, Öğretmenlere 4 yıla bir
yıpranma payı verilmesi, Osmanlı Türkçesinin Anadolu İmam Hatip Liseleri
ve Sosyal Bilimler Liselerinde zorunlu, diğerler liselerde ise seçmeli
ders olarak okutulması, Ortaokullarda 5, 6 ve 7. sınıflarda birer saat
rehberlik dersinin konulması gibi önemli kararlar alınmıştır. Şûrada
alınan bu kararlar başta olmak üzere, tüm kararlar hayata
geçirilmelidir.
MÜFREDATTA TEMEL DEĞİŞİKLİKLERE İHTİYAÇ VAR
4+4+4 eğitim sistemiyle istenen sonuçların elde edilebilmesi,
insanımızın sahip olduğu ahlaki ve toplumsal değerlerin, müfredatın
yeniden belirlenmesi noktasında öncelikle göz önüne alınması elzemdir.
Zira değerler; düşünmede ve zihni muhakemede birer araç olarak
kullanılmak, kişilerin dikkatini istenen, yararlı ve önemli görülen
kültür nesneleri üzerinde odaklaştırmak, ideal düşünme ve davranma
yollarını göstermek gibi fonksiyonları icra eder. İnsan davranışlarını
belirleme ve insan karakterini şekillendirme noktasında oynadıkları bu
çok önemli rol nedeniyle toplumun sahip olduğu bu değerlerin yeni nesle
aktarılması, belirli bir düzen, iç tutarlılık ve bir sistem dâhilinde
verilmesi gerekmektedir. Konu, gerçekte basit bir müfredat
değişikliğinin oldukça ötesinde bir ehemmiyeti haizdir. Her şeyden önce,ideolojik endoktrinasyon aracılığıyla tek tip vatandaş yetiştirmeyi
hedefleyen bir toplum mühendisliği projesinin eğitim sistemine biçtiği
işlevin, demokratik ve çoğulcu bir toplum tarafından kabul edilebilmesi
mümkün değildir. Bunun yanı sıra 'tarih', 'devrim', 'Kemalizm' ve
'milliyetçilik' benzeri kavramların kişiselleştirilmesi ve şahıs
kültünün pekiştirilmesi amacıyla kullanılması da demokratikleşme
çabalarına karşın, otoriterliğin kendisini yeniden üretmesine yol
açmaktadır.
Bu nedenle, sadece temel eğitimde değil, yükseköğretim
de dahil, eğitim ve öğretimin her kademesinde demokrasilerde ve çoğulcu
bir yapıda olmaması gereken ve gerçekte herhangi bir etki de
oluşturmayan ideolojik endoktrinasyonun sona erdirilmesini amaçlayan
çoğulcu düşünmeyi ve farklılıklara saygıyı, empatiyi hedefleyen bir
müfredat değişikliği zorunludur.
Öğrencilerimizin, özgüvene sahip,
dürüst ve güvenilir, sorgulayıcı ve eleştirel düşünce yetenekleri
gelişmiş, inisiyatif alabilen, rekabetçi, girişken ve iş birliğine açık,toplumun sorunlarına duyarlı, başkalarının görüş ve düşüncelerine değer
veren, toplumsal değerlerinin farkına varan ve buna sahip çıkan, doğal
varlıklara ve çevreye karşı duyarlı, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe
saygılı, en az iki dil yeterliliğine sahip insanlar olarak
yetiştirilmesi yeni müfredatın temel felsefesi olmalıdır.
ÖĞRETMEN NÖBET GÖREVLERİ ÜCRETLENDİRİLMELİDİR
Kamu kurumlarında yapılan her nöbet görevinin bir karşılığı
bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı eğitim kurumlarında nöbet
görevinin bir karşılığının olmamasının izah edilecek bir tarafı yoktur.
2012-2013 yılı toplu sözleşme masasına da taşıdığımız, 'Eğitim
kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerce fiilen yerine getirilen
nöbet görevi karşılığında, nöbet tutulan her gün için 4 saat ek ders
ücreti ödenir' şeklindeki haklı talebimiz karşılanmalıdır.
EK DERS ESASLARINDAKİ EŞİTSİZLİK GİDERİLMELİ, DERS ÜCRETLERİ ARTIRILMALIDIR
Uzun süredir öğretmenlerin ek ders ücretlerinde iyileştirme
yapılmamıştır. Bakanlık, iki yıl önce sendikalardan da görüş alarak ek
ders esaslarında yapmayı planladığı değişikliği bir türlü yapamadı. Ek
ders esaslarında ücret dengesizliğine ve mağduriyete neden olan
hükümler, uzun bir zaman geçmesine rağmen hâlâ değiştirilmemiştir. 2006
yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders esasları, dokuz yıla yakın
bir süredir uygulanmakta ve değiştiği günden beri bazı adaletsizlikler
devam etmektedir. Sendika olarak hazırlayıp bakanlığa sunduğumuz taslak
dikkate alınmalı, gereken mevzuat değişiklikleri bir an önce
yapılmalıdır. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki
adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün
olmayan ek ders ücreti farklılıkları sorunu çözüme kavuşturulmalıdır.
Hâlâ 10 TL'nin altında olan ek ders birim ücreti, iki katına
çıkarılmalı, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti
yeniden gözden geçirilerek, ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalıdır.
MEB SINAV ÜCRETLERİNDE ADALETİ SAĞLAMALIDIR
528 sayılı Kanunun 24'üncü maddesiyle 652 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye eklenen ek 1'inci maddenin birinci fıkrası hükmü gereğince,
(merkezi olsun ya da olmasın) Bakanlıkça yapılan bütün sınavlarda görev
alanlara ödenecek ücretin, 18.01.2012 tarihli ve 2012/2723 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sınav Ücretlerine İlişkin
Usul ve Esaslarda öngörülen ücretlerden az olmamak üzere belirlenerek
sınav ücretleri arasındaki adaletsizlik giderilmelidir.
OKULLARIN BÜTÇE SORUNUNA ÇÖZÜM GETİRİLMELİDİR
Milli Eğitim Şûrası'nda sendikamızın sunduğu tekliflerden olan ve şûra
genel kurulunca da kabul edilen okullara bütçe verilmesi kararı zaman
kaybetmeksizin hayata geçirilmelidir. Bütçe verilmemesi nedeniyle
yaşanan sorunlara çözüm getirilmek üzere okulların zaruri harcamaları
için okul aile birliklerince üretilmeye çalışılan çözümler yetersiz
kalmaktadır. Okul yöneticilerinin eğitim liderliği yapmalarının önündeki
en büyük engel olan okulların bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve
veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul
yönetimleri görmektedir. Şûrada alınan kararın gereği yerine
getirilmeli, merkezi bütçeden, öğrenci başına ödenek uygulamasına
geçilmeli, okullarda tahsildarlık dönemi artık sona erdirilmelidir.
KARİYER BASAMAKLARI SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR
2004 yılında kariyer basamaklarında yapılan yasal düzenleme,
hedeflenen sonucu vermemiştir. Özellikle Anayasa Mahkemesi'nin verdiği
iptal kararının gereğinin yapılmaması, kariyer basamakları
uygulamasındaki belirsizliği devam ettirmektedir. Tezli yüksek lisans
yapanların açtıkları on binlerce dava yerel mahkemelerde öğretmenlerin
lehine sonuçlanmış, daha sonra ise Danıştay kararıyla öğretmenlerin
aleyhine olacak şekilde reddedilmiştir. Yüz binlerce öğretmen mağdur
durumdadır. Bu sorun acilen çözülmelidir.
ÖĞRETMEN ATAMA VE YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİ BİR AN EVVEL YAYINLANMALIDIR
Öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde bağlı bazı sorunlar
yaşanmaktadır. Bu sorunların giderilmesi ve belirsizliklerin ortadan
kaldırılması için bakanlığın yaptığı yönetmelik çalışması yeni sorunlara
kapı aralamayacak şekilde değişiklikler yapılarak yürürlüğe
konulmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı, ara dönem öğretmenlerin özür
durumuna bağlı il içi ve il dışı yer değişikliğinde yaşanan
mağduriyetlerin tümünü gidermemiştir. İl dışı özür durumuna bağlı yer
değişikliğinde önemli oranda yer değişikliği gerçekleştirilmiş, il
içinde ise az bir kısmının ancak mağduriyeti giderilmiştir. Binlerce
öğretmenin mağduriyeti hâlâ sürmektedir. Öğretmenlerin sağlık ve eş
özrüne bağlı sorunlarının giderilmesi için il ve ilçe emri uygulaması
getirilerek, mağduriyetler bir an evvel giderilmelidir.
Öğretmen
atama ve yer değişikliği yönetmeliği ile eşi kamu kurum ve kuruluşları
dışında 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4. maddesinin (a) ve (b) bentleri kapsamında
sigortalı olarak çalışanlardan; son iki yıllık süre zarfında en az 360
gün sigortalı hizmeti süresinin 3 yıla çıkarılmasını kabul etmek mümkün
değildir. Bu konuda açmış olduğumuz davanın lehimize sonuçlanacağını
ümit ediyoruz.
KARMA EĞİTİM MECBURİYETİ
Avrupa'da sorgulanan
ve bilimsel araştırma sonuçlarıyla da yüzyılın pedagojik yanlışı olarak
nitelendirilen karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir. 1739 sayılı
Temel Eğitim Kanunu'nda yer alan, "Okullarda kız ve erkek karma eğitim
yapılması esastır' ibaresi değiştirilmeli, karma eğitim dayatması
yerine, demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir
düzenleme yapılmalıdır.
TATİL İYİ DEĞERLENDİRİLMELİDİR
Başarılı olmak için aylardır ter döken öğrenciler 15 günlük ara tatili
iyi değerlendirmeli, hem dinlenmeli hem de eksik oldukları alanlarla
ilgili çalışmalar yapmalı, en önemlisi de fırsat buldukça bol bol kitap
okumalıdır. Karnelerin öğrencilerin şahsında aynı zamanda veliye de
verildiği gerçeği unutulmamalı ve karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir
şekilde baskı yapılmamalıdır. Başta öğretmenler olmak üzere, bütün
eğitim çalışanlarını emeklerinden dolayı tebrik ediyor, 2014-2015
eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine sorunsuz başlamak için, mevcut
sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir kere daha
çiziyoruz."
23.01.2015 23:10:17
Eğitim Bir Sen'den dönem sonu değerlendirmesi
Eğitim Bir Sen 2 No lu Şube Başkanı Mustafa Karataş, 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılı dönem sonu dolayısıyla yaptığı açıklamada, öğretmen açığına işaret ederek, "15 Bin Atama Değil 100 Bin Öğretmen Ataması Yapılmalıdır" dedi.