Erzurum Ajans-Bir dönem ideolojik kavgaların sloganlaştığı duvar yazıları, yerini aşka bıraktı. Gençler, 'Savaşma seviş' özdeyişine ayak uydurarak duvar yazılarını siyasetten arındırdı ve sevgililerine 'aşk' mesajlarını iletmeye başladı.
1970 -80 de 'kurtuluş.....' ile başlayan duvar yazılarının yerini şimdilerde aşk ilanları aldı. 1970'li yılların gençleri duvarlara uğruna kavgalara girdikleri ideolojilerini yazarken, şimdiki gençler duvarlara aşk ilanları yazıyor. Kentlerin en işlek caddelerini geniş kitlelere ulaşmak için hedef alan gençler, harçlıklarıyla aldıkları boyalarla 'tek yol....... veya kurtuluş ......' ile başlayan sloganlar yazıyordu.
Duvarlara yazı yazmak sanıldığı kadar kolay olmuyordu. Gençler yakalandıkları zaman altı ay hapis cezası alıyorlardı. Bu nedenle yazılar gece yarısından sonra ve gruplar halinde yazılıyordu. Duvarlara yazı yazma uğruna bir çok genç hapishanelerle tanıştı.
Bugün ise gençler genellikle elektrik trafolarını ve bina duvarlarını mesajlarını verdikleri mekanlar olarak görüyor. Fırça yerine sprey boya kullanan ve ideolojinin çok uzağından mesajlar yazan gençler, buraları aşk yazıları ile süslüyor. Kimi gençler ise duygularını ifade etmede Türkçe yeterli olmayınca İngilizce’ye başvuruyor.
Duvar yazılarının dününü ve bu gününü değerlendiren uzmanlar, Türkiye’nin iki gençlik gördüğünü, şimdiki gençliğin 'lümpen gençliği' olduğu görüşünde. 1970'li yıllarda sloganların ideolojik eğilimli olduğunu belirten uzmanlar, "Kurtuluş...... ve Tek yol.....' ile başlayan sloganların kimseyi bir şey kazandırmadığı ödenen faturalarla anlaşıldı. Ancak o günkü ideolojik ayrışma bugün ki bireysel ayrışmayı getirdiğini söyleyebiliriz" diye konuştu.
Günümüz gençliğinin genelinin duygu ve düşünce yoğunluğundan uzak olduğunu ifade eden uzmanlar, "'Savaşma seviş' mantığıyla yetişen gençler, sadece kişisel tatmin için yaşıyor. Gençleri siyasetten uzak tutmak için yapılan çalışmalar tam olarak olmasa bile amacına ulaştı. Gençlerden düşünmeleri değil sosyal yaşam adına, eğlenmeleri ve yarını düşünmemeleri istendi" dedi.
Türkiye'nin son yüzyılda başkalarının çizdiği kadere razı olmayan iki gençlik gördüğünün altını çizen uzmanlar, "Bunlardan biri Kuvva-i Milliye diğeri 70'li yılların gençliğidir. Günümüz gençliği ise kendi içine hapsolmuş ve kuzu gençliği hüviyetine bürünmüştür" dedi.
Gençlerin kapitalizmin kolay açılır kumbarası haline geldiğini anlatan uzmanlar, 70'li yılların gençlerinin ideali uğruna her şeyi göze alan bir yapıda olduğunu belirtti. Türkiye'nin içerisinden geçtiği sosyal değişimin büyük boyutlu ve uzun süreli olduğuna dikkat çeken uzmanlar, "Politikadan uzaklaştırılan ve sadece anı yaşaması istenen gençlik, hiçbir şeyi sorgulamadan yaşar hale geldi. Ancak yinede gençlerin bu çemberi kırarak özdeki birikimlerini ortaya çıkaracaklarına inanıyorum" diye konuştu.
30.09.2010 13:21:00