“Keçiler ortamdaki otları ve ağaç gövdelerinde gelişen sürgünleri tükettiği için yangının gelişmesini engelliyordu. Ancak bugün keçiler doğadan çok kapalı ağıllarda tutuluyor ve sayıları geçmişe kıyasla azaldı. Otlar geçmişte olduğu gibi keçi, dağ keçisi, geyik, tavşan ve diğer ot tüketen hayvanlar tarafından yeşilken tüketilseydi bu kadar kuru ot gelişmez ve yangınlar da hızla ilerlemezdi.”
“Topraklardaki kesek dediğimiz yapılar bozuldu”
Ormandaki ağaç ve hayvanlarla birlikte topraktaki neredeyse bütün organik maddelerin de yandığını anlatan Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, “Yangınla birlikte canlılar öldü ama bir o kadar da toprağın her şeyi olan organik maddeler yandı. Organik madde ve bütün biokütle yandığı için topraklardaki kesek dediğimiz yapılar bozuldu. Şimdi buralarda yağmurlardan sonra ciddi seller oluşacaktır. Suyu tutan, suyu emen toprak gevşediği için dirençsiz kalmıştır ve erozyonla gidip yine şehirlerin, evlerin içlerine dolacaktır. Akdeniz ekosistemi de denize doğru yönelmiş olacaktır” dedi.