Erzurum Şehir Hastanesi taksi durağında taksicilik yapan Şeref Akbulut, aniden rahatsızlanınca oğlu Öcal Akbulut tarafından Palandöken Devlet Hastanesine götürüldü. Burada yapılan müdahalenin ardından Erzurum Şehir Hastanesi’ne sevk edilen Akbulut’a koronavirüs pozitif tanısı konuldu. Talihsiz adam aynı gün içinde kalp krizi geçirerek hastanede yaşamını yitirdi.
Erzurum’da yıllarca uzun yol şoförlüğü de yapan taksi şoförü Şeref Akbulut (59)’un ölümü mesai arkadaşlarını üzüntüye boğdu. Koronavirüs testlerinin yapıldığı Şehir Hastanesi’ne hasta taşıyan taksi şoförleri, yaşadıklarını Pusula Gazetesi’ne anlattı.
Ambulans gibi çalışıyorlar!
Koronavirüsle mücadelede başta sağlık çalışanları olmak üzere birçok sektör çalışanları yüksek risk altında görev yapıyorlar. Özellikle son zamanlarda bu sektörün başında taksi şoförlüğü geliyor.
Sağlık Bakanlığı’nın son yönetmeliğine göre solunum sıkıntısı ve beslenme sorunu yaşamayan hastalar evlerinde tedavi altına alınıyor. Sadece acil durumda olanların hastanelere ambulansla sevki sağlanıyor. Erzurum’da gün geçtikçe artan vaka sayıları ile testlerin yapıldığı Şehir Hastanesi’nde tedirginlik hakim. Hastalar uzun saatler boyunca sıra beklerken taksi şoförleri de ambulans gibi hizmet veriyor. Son olarak Erzurum Şehir Hastanesi Taksi Durağı Başkanı Şeref Akbulut’un vefatı çalışma arkadaşlarını da olumsuz etkiledi.
Ölümle mücadele
Taksi şoförü Mehmet Korkmaz (53), riskli bir iş yaptıklarını söyleyerek, “Şeref Akbulu, mekanı cennet olsun, çok iyi bir abimizdi. Vefatı bizi çok üzdü. O zaten 10 gün önce eve gitti, istirahat ediyordu, demek ki virüs etkilemiş. Bir de kalp rahatsızlığı vardı. Biz de riskli bir iş yapıyoruz. Kamuya, vatandaşa hizmet yapıyoruz. Bu parayla ölçülecek bir şey değil. Ölümle mücadele ediyoruz. Ama mecburuz, hem ekmek parası hem de vatandaşı zor durumda bırakamayız. Gelip burada tahlillerini veriyorlar, çoğu da pozitif ama ne yapalım? Farz edelim ki gece rahatsızlandı, vatandaş pozitif. Onu kendi haline bırakamayız. Dua edelim bir an önce bu virüs bitsin. Maskemizi takıyoruz, araçlarımıza 15 günde bir dezenfeksiyon yapıyoruz, müşteriyi ön tarafa oturtmuyoruz, arabanın camları açık şekilde seyahat ediyoruz. Başka yapacak bir şey yok. Sonuçta insanız, birbirimize böyle zamanlarda ihtiyacımız var” dedi.
Virüs kimde bilmiyoruz!
Pandemi sürecinin ilk zamanlarında uygulanan hastaların ambulansla sevkinin sona ermesinden yakınan Nevzat Atmaca ise, “Devletin de burada hatası var. Adam pozitif, gönderiyor evine. Eskiden ambulansla getirip götürüyorlardı. Şimdi mecbur biz taşıyoruz. Herkes riskli, kimde virüs olduğunu bilemiyoruz” diye konuştu.
Ambulans gibi çalıştıklarını ifade eden Salih Selçuk “Yolcuları arkaya oturtuyoruz. Araçları sürekli temizliyoruz ama nereye kadar? Yeterli mi değil mi bilemiyoruz. Ambulans gibi çalışıyoruz. Vatandaşı evine gönderiyorlar, gelip taksiye biniyor” dedi.
Normal hasta binmiyor
Özellikle son günlerde sürekli pozitif hasta taşıdıklarını belirten Ünal Eroğlu “Ailelerimiz, çocuklarımız var. Eve gidince kıyafetlerimizi çıkarıp hemen yıkıyoruz. Aile bireylerimizle çok fazla temas etmemeye özen gösteriyoruz, bu durum da bizi zorluyor. Son 10 gündür bir tane normal hasta taşıdığımız yok, hep virüslü hasta taşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ekmeklerinin peşindeler
Riskli bölgelerde taksi şoförlüğü yapan çalışanlara özel tedbirler uygulanmasını isteyen Turhan Doğan, “Arabalarımıza şoförle yolcuyu ayıran naylon çekmeyi düşünüyoruz. İster istemez insan tedirgin oluyor. Burası zaten pandemi hastanesi olacakmış. Yapacak bir şey yok, herkes ekmeği için çalışıyor. Devletin bize yüksek korunaklı maske talep etmesini istiyoruz. Belki başka özel önlemler de olabilir. Bu şartlarda kamu görevi görüyoruz” dedi.
Manolya BULUT/PUSULA