Erzurumajans-HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı açık mektubunda, "Şahsımda milyonların iradesine yaptığın hakareti aynen iade ederim. Açık çağrı yapıyorum. 8 aydır emrindeki savcıların ve bazı hakimlerin 6-8 Ekim Kobani olayları için halkı sokağı yakıp yıkmaya çağırdığıma dair tek bir delil bulamadılar. Elinde böyle bir delil varsa, çaresizlik içinde aleyhime delil arayan savcılarına teslim etmeni istiyorum" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a G20 Liderler Zirvesi'nin kapanış oturumu öncesi düzenlediği basın toplantısında, kendisiyle ilgili bir soru üzerine verdiği yanıta ilişkin tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nden açık mektup gönderdi.
Demirtaş, basın toplantısında bir gazetecinin 'Selahattin Demirtaş ve Kürt milletvekilleri ne zaman cezaevinden çıkacak?' sorusunu 'Teröristleri cezaevlerinden bırakma yetkisi bizim değildir. Söylediğiniz kişi bir teröristtir' diye yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'AKP Genel Başkanı'na açık çağrı' başlıklı bir mektup yazdı. HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın Edirne Cezaevi'nden gönderdiği açık mektup, şöyle:
"Öncelikle, şahsımda milyonların iradesine yaptığın hakareti aynen iade ederim. Fakat başka bir açıdan da bu itirafın nedeniyle 'teşekkür etmek' istiyorum. Bizimle ilgili yargı adı altında yürütülen sürecin yargı ile alakası olmadığını, kararın bizzat tarafından verildiğinin ispat külfetinden kurtardın bizi. Açık çağrı yapıyorum: 8 aydır emrindeki savcıların ve bazı hakimlerin 6-8 Ekim Kobani olayları için halkı sokağı yakıp yıkmaya çağırdığıma dair tek bir delil bulamadılar. Elinde böyle bir delil varsa, çaresizlik içinde aleyhime delil arayan savcılarına teslim etmeni istiyorum.
Benim terörist olduğumu ve 54 kişiyi öldürttüğümü daha mahkemem başlamadan hüküm şeklinde ilan ederek, bundan sonraki bütün yargılamaları anlamsız ve gereksiz kıldığın için sana 'şükranlarımı' sunuyorum. Er veya geç hakimlerinin karşısına çıkacağım. Orada kimin terörist kimin katil olduğu kamuoyu nezdinde netleşmiş olacaktır. Ondan önce Hakk'ın nezdinde zaten her şey biliniyordur. Bu arada Kobani olaylarında katledilen 54 yurttaşımızın 44'ü HDP'lidir. Kobani olaylarında insanlarımız sokakta katledilirken; Cizre'de, Sur'da şehirler yıkılırken, siviller katledilirken, 15 Temmuz'da darbeye kalkışanlar vali, komutan, emniyet müdürü, savcı, hakim olarak görevdeydiler. Bu kişilerin 15 Temmuz darbe girişiminin içinde olduklarını ve yüzlerce sivil yurttaşı acımasızca katlettiklerini görüyor olmana rağmen, 6-8 Ekim katliam ve provokasyonlarında payları olup olmadığını soruşturmak yerine, bütün suçu benim üstüme yıkarak siyasi bir rakibinden intikam alma basitliğine düşüyor olman tam bir gaflettir.
Ülkede yaşanan her olayın birinci derecede siyasi sorumlusu, 15 yıldır ülkeyi yönetiyor olduğun için öncelikle sensin. Bunu unutturmaya çalışma gayretlerin gözümüzden kaçmıyor. Dört duvar arasında olmama rağmen; panik halinde bana haksızca saldırıyor olman mertlikten uzak bir tutumdur. Bilmeni isterim ki; Allah'tan başka kimseden korkum yoktur. Ne senden ne de emrindeki zulüm uygulayıcılarından merhamet dilenmek gibi bir ucuzluğa düşmeyeceğim. Ömrümün geri kalanını hapiste geçireceğimi bilsem de onursuzluğu ve teslimiyeti asla kabul etmeyeceğim. HDP ve HDP'nin bütün dostlarıyla birlikte içerde ve dışarda faşizme karşı direneceğiz ve tarihsel olarak emin ol ki, biz kazanacağız. F Tipi bir hücrede olsam da vicdanım rahat, korkusuz ve mutlu olduğumu bilmeni isterim. Bu yüzden benim için 'endişelenme lütfen'"
DHA
10.07.2017 15:30:13