Tek dil ve tek kimlik dayatmadıklarını belirten Demirtaş, "Daha demokratik bir ulus olması lazım. İlk etapta bize bu ülkede birlikte yaşayamazsınız mesajı verenlere hayır dedik. Partinin programında, seçim bildirgesinde çoğulculuğu yansıttık ve ortaya koyduk. Türkiye toplumunun buna ihtiyacı olduğunu seçimde gösterdik. Tekçiliği bize dayatan AK Parti hükümetine karşı zafer elde ettik. Tek parti ve tek adam tarafından yönetilemez dedik. Yüzde 13 oy aldık ama yüzde 50'den fazla sempati aldık. Bu büyük bir zaferdir. Yanı başımızda yaşananları görüyorsunuz. Aynı şehirde farklı kimlikte insanlar yaşayamıyor. Irak ve Suriye'de bunu rahatlıkla görebiliyoruz. İslam devleti diyorlar ama İslam'la alakası yok ama. Suriye'de bunu yapmaya çalışıyorlar. Yemen'de bunu yapıyorlar. Kelle keserek, insanları yüksek binadan atarak yapıyorlar. Kadınları pazarlayarak yapıyorlar. Ama netice itibari ile Türkiye'de hakim kılınmaya çalışan tekçilik anlayışı çıplak kılınıyor. Devletin elindeki zor güçleri bize karşı kullanıyorlar. İşte Suriye gibi olmayalım dediğimizde HDP gibi olalım diyoruz. İçinde adalet, demokrasi barındırmayan şey barış olamaz. Devletler arası problemlere kadar. Sendika ve işveren arasındaki sorunlara kadar problemleri çözmek için adalet ve demokrasi olması lazım" şeklinde konuştu.
"TEKÇİ ANLAYIŞA KARŞI ZAFER ELDE ETTİK"
Tekçi anlayışa karşı bir zafer elde ettiklerini savunan Demirtaş, "Günlük yaşamın her anlamında dayatmaların yaşandığı bu ülkede bir zafer kazandık. Biz hepimiz kazandık. Bu tekçi anlayış karşısında giderek büyüyen bir siyasi anlayış başlayınca 7 Haziran seçiminden sonra değişti. AK Parti, CHP ve MHP tabanında çoğulcu demokrasi gelişiyor. Bu AK Parti açışından ideolojik yenilgidir. Bunun önüne geçmek için savaş çıkarmak. 6 Haziran ile 8 Haziran arasındaki tek fark HDP'nin barajı geçmesidir. 6 Haziran'da neden savaş kararı alınmadı da 8 Haziran'da alındı. 2.5 yıldır İmralı'da bütün bunların çözümü konuşuluyordu. 28 Şubat metninin arkasında gizli bir metin yoktur. 10 maddenin dışına çıkılmadı. 2.5 yıllık emekler bir hafta sonra müzakereye dönüştürülüp bir hafta sürerek, Türkiye bütün arzuyla beklediği artık silahlar tarihe gömülecekti. 28 Şubat'tan sonra martın ortasında bitmiş olacaktı. Biz hala soruyoruz ve cevap almış değiliz. 13 yıldır yaptıkları her suçu başkasının üzerine atarak, bu kadar saf bir hükümetsiniz bırakın gidin ya. Anneler ağlamasın, bundan daha kıymetli bir slogan olamaz. Bunun alt metni bizim çocuklarımız ölmemeli. Bizim çözüm sürecinde temel ahlaki yaklaşımımız buydu. Bugünde aynı anlayıştayız" dedi.
"İZMİR'DEN ÇAĞRI YAPIYORUM"
Ölümlerin durması için bir çağrı daha yapan Selahattin Demirtaş, "Şu saatte İzmir'den çağrı yapıyoruz. Ölümlerin derhal durması lazım. PKK silahlı, bombalı şiddet eylemlerini durdurması lazım. Silahın şiddetin mazereti yoktur. AK Parti'nin yaptığı hatalar ve günahlar sebebiyle asker ve polislerin ölmesiyle ödenmez. Günahlarını örtmek içinde Kürt çocukları dağlarda öldürülemez. 7 Haziran sonrası Saray'ın tutumu bir darbedir. Bu savaş vatan savunması değil Saray savunmasıdır. On günlük müzakere ile silahlar tümden devre dışı kalacakken, şu anda bulunduğumuz duruma bakın. Bizler çözüm sürecinde çok büyük emek kaydettik. Bunu AK Parti'nin kara kaşı için yapmadık. Halkın buna ihtiyacı olduğu için yaptık. Halkımıza verdiğimiz sözü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Demokrasiye hiç uzak değildik. Sorunun çözümünde sona çok yaklaşmıştık. Konunun sağlıklı rotaya oturulacağı aşamaya gelmiştik. Bir hafta daha görüşmelere devam edilseydi silahların temelli kalkacağından korktular. Seçim öncesi silahsızlanma takviminin önüne geçtiler. Silahsızlanma onların işine gelmeyecekti" diye konuştu.
"SEÇİM PARTİLER ARASINDA TERCİH OLMAYACAK"
Demirtaş, "Türkiye'nin önünde çok fazla seçenek yok. Bir tarafta ülkede iç savaşa götürecek bir anlayış var. Bir tarafta da savaş mağduru haline gelmiş halkçı, emekçi insanlar var. Eğer erken seçim olacaksa, bu erken seçim partiler arası tercih değildir. Türkiye iç savaş tehlikesi ile karşı karşıyadır. Gerekirse iç savaş çıksın ve seçim ertelensin diyorlar. Burada sorumluluk bütün topluma düşüyor. Türkiye'deki bir iç savaştan kimse kazanamaz. Türkiye'de güçlü toplumsal kaynaşma var. Bize iç savaş mesajı verenlere karşı barış mesajı ile cevap vermemiz lazım. Temel ilkelerde Türkiye'de iki zihniyetin kapışması ile sandığa gidecek ve barış yanlıları kazanacak. AK Parti birinci parti dahi olamayabilir artık. Erken seçimde 7 Haziran'da AK Partiye oy verenler barış ve kardeşlik cephesinde yerini alacaktır. 7 Haziran seçimlerin önce AK Parti'nin tek hedefi HDP idi. Saray boşuna yapılmadı. Mimarisi çok iyi olsun diye olmadı. AK Parti dönemi sonsuza kadar başlamıştır diyeceklerdi. HDP bunu önledi. HDP bütün planları alt üst etti. Bizde diyoruz ki geçti o günler. Çıkın programınızı açık açık anlatın. Niye gizli gizli yapıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN SURİYE OLMAMASININ TEMİNATI HDP'DİR"
HDP'nin çoğulcu radikal demokrasiyi ortaya koyduğunun ve 6 milyondan fazla bir destek aldığının altını çizen Demirtaş, "Türkiye'nin Suriye olmamasının teminatı HDP'dir. Ne kadar oy aldığımızdan çok bu mesaj önemlidir. Bunu yok etmeye çalışıyorlar. Bu yüzden saldırıyorlar. Eğer bunu yok edemezlerse kafalarındakini hayata geçiremeyecekler. HDP'nin aldığı oy değil ideolojisi yüzünden. Yüzde yüz yerliyiz ve halkın kurduğu bir partiyiz. Halkın oyları ile iktidara yürüyen bir partiyiz. Bir anda ciddi oy artışlarına gidebilirdik ama büyük bir risk aldık. Çoğulcu demokrasiyi böyle bir ortamda savunabilmek kolay bir iş değil. Alevilerin, Sünnilerin, Kürtlerin ve Türklerin şehirleri şudur deyip şehirlerimize kapanacağız. Biz bu kadar ağır suçlamalar altında bile barış mesajı taşımayan tek bir cümle kurmadık. Barış ve birlikte yaşam dışında bir cümle kuran arkadaşımız yoktur ve olamaz. Bu stratejik hedefimizdir. Geçmişten aldığımız güç ile kurduk. Her seçimde kazanacağız. Tarih ve kültürel miraslarımız bütün Ortadoğu'yu gezin yıkık saraylar göreceksiniz ama yıkılmış halklar göremezsiniz. Şanı ve şöhreti halkın gönlünde aramak lazım. Bizim için en acil konu seçim değil barıştır. Derhal ateşkes verilmeli. Kimin evlatlarını ne için feda ediyorsunuz. Bütün tabutların içerisinde yoksulların çocukları var. Sonrada bize barış için çağrı yapmayın diyorlar. Bizi savaş partisi olarak linç ediyorlar. Bu dünyanın en çirkin politikasıdır. Türkiye'nin her yerinden barışa ses istiyoruz. Bu savaş dursun demeliyiz. Cenazeler gelmeden önce, cenaze törenlerinde değil. Buna izin vermeyelim başaracağımıza inanıyoruz. Gerisi siyasetin işidir. HDP, AK Parti'nin üstesinden gelebilecek bir partidir. Biz o güce sahibiz. Toplum bize inansın. Herkes diliyle, kültürüyle yaşam tarzıyla Türkiye'de korkmadan yaşayacaktır" dedi.
"HDP SEÇİM HÜKÜMETİNDE YER ALACAKTIR"
Seçim hükümetinde AK Parti ile işbirliği yapmadığını belirten Demirtaş, "7 Haziran'dan itibaren Cumhurbaşkanının bizi yeniden seçime götüreceğini biliyorduk. Gerçekten samimi bir koalisyon seçeneği çıksaydı biz hepsini değerlendirdik. Şu andaki seçim hükümeti AKP hükümeti değildir. Bu hükümet anayasa gereği kurulacak geçici bir seçim hükümetidir. Bu AK Parti hükümeti değildir. Bu büyük haksızlık. Bizim de hakkımızdır. Bize oy veren 6 milyon insanın üç bakanlık hakkı vardır. Bizim bu hükümette olmamız lazım. HDP meşru değildir diyenler için. Biz bu hükümette yer almazsak AK Parti istediğini alır. Yasa gereği biz hükümet içindeyiz. Ellerinde olsa bizi ülkeden kovacaklar. Ellerinde olsa 6 milyon oy vereni ıssız bir adaya koyacaklardır. 80 milletvekilimizin tamamı da bakanlık yapacak insanlardır. Türkiye'yi onlara yedirmeyeceğiz. HDP bu nedenle seçim hükümetinde yer alacaktır" dedi.
22.08.2015 15:33:40