Erzurum
Ajans-Partisi’nin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı
Kılıçdaroğlu, TBMM’de kabul edilen tezkereyi değerlendir. Tezkereden
önce grubunu toplayarak karar alan tek siyasi partinin CHP olduğunu
belirten Kılıçdaroğlu, partililer ile birlikte karar verdiklerini
kaydetti.
Suriye konusunda alınan tezkerenin yanlışlığını grup olarak
kabul ettiklerini ve hayır oyu kullandıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu,
“Suriye konuşunda yaptığımız çabaları size anlatayım. 6 Şubat 2012
tarihinde olaylar bu kadar büyümemişti. Hükümete bir çağrı yaparak
Türkiye’de Uluslar arası Suriye Konferansı’nı toplayın dedik. İran’ı
çağırın, Rusya’yı çağırın, Çin’i çağırın, Suriye’yi çağırın, Avrupa
Birliği’ni çağırın, Arap Ligi’ni davet edin ve Türkiye’de Uluslar arası
bir Suriye Konferansı yapın dedik. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin vatanına,tarihine uygun olarak çatışmayı körükleyen değil, çatışmayı
sonlandıran, barış iklimini oluşturan bir devlet olarak öne çıkmalıyız.
Çünkü biz, her zaman savaşa karşı çıkan bir devletiz. Barış içinde
bölgemizde barışın olmasını isteyen bunu sürekli dillendiren bir
devletiz. Böyle olması lazım. Bizim bu teklifimizi ellerinin tersi ile
ittiler” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın ‘Ulusal çıkarlar
açışından sizinde bu tezkereye evet demezi lazım’ sözünü hatırlatan
Kılıçdaroğlu, “Tarih veriyorum; 18 Nisan 2012. Parlamentoda bir öneri
yaptık. Suriye konusunda TBMM olarak ortak bir deklarasyon yayınlayalım.
Tavrımızı koyalım ortaya. TBMM’nin ortak iradesini yansıtalım. Bunu da
kabul etmediler. Şimdi, kalmışlar ortak iradeden ve tavırdan söz
ediyorlar. Sen kim ortak irade kim. Sen kendi iradeni, milletin ortak
iradesi zannediyorsun. Egon bu kadar şişti senin. Bu egon senin başına
bela zaten” dedi.
“İNSANIMIZIN KANININ ORTADOĞU ÇÖLLERİNDE DÖKÜLMESİNİ İSTEMİYORUZ”
CHP olarak sorumluluklarını sonuna kadar yerine getireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Çünkü
biz ülkemizi seviyoruz. İnsanımızı seviyoruz. İnsanımızın kanını
Ortadoğu çöllerinde dökülmesini istemiyoruz. Yine Suriye konusunda bir
mektup gönderdik kendisine. Suriye konusu nasıl çözülür. Uluslar arası
konferansı nasıl toplayacağız, gündemi nasıl olsun, kaç gün toplansın
bütün ayrıntıları ile gönderdik. Bunu da kabul etmediler. Şimdi diyorlar
ki bize niye destek vermiyorsunuz. Bu ülkeyi savaşa götürecek hiçbir
belgenin altına hiçbir CHP’li ülkesini seven hiçbir kişi imza atmaz.
Yolu yöntemi gösterdik, şöyle davran dedik, yanlış yapıyorsun dedik.
Dedik ama anlatamadık. Ben doğru yapıyorum dedi. Ben biliyorum dedi. Sen
biliyorsan ülkeyi nereye getirdiğini daha iyi gör. Ülkeyi savaşın
eşiğine getirdiniz. Bir ülkeyi niye savaşın eşiğine gelir. Bana bir
Allah’ın kulu çıkıp, niçin Suriye’yle savaşmak istiyoruzu bir anlatsın.
Birisi çıkıp anlatsın bana. Bir Allah’ın kulu desin ki; şu nedenle biz
Suriye ile savaşmak durumundayız. Böyle bir şey yok. Neden yok.
Taşeronluk görevini üstlenenler zaten düşünemezler. Bağımsız karar
veremezler. Başkaları karar verir onlar uygulayıcılardır. Ama biz
düşünüyoruz. Biz bağımsız düşünüyoruz. Ülkemizin çıkarlarını
düşünüyoruz. Bu nedenle biz tezkereye hayır dedik. Tek başına kalan bir
fikir, Suriye’de politika izlediler, sırtları sıvazlandı, aslansın,
kaplansın dediler, tek başına kaldılar. Siz bir parlamento düşünebiliyor
musunuz? Karar almadan yabancı ülkenin askerleri Türkiye
Cumhuriyeti’nin topraklarında konuşlanacak ve parlamento sesini
çıkarmayacak. Sayın Cemil Çiçek’e sesleniyorum; Meclis Başkanı olarak
görev yapacaksanız, Özgür Suriye Ordusu’nu Türkiye’ye hangi koşullarda,
hangi parlamentonun kararıyla geldiğini çık bize anlat.” Parlamentonun
iradesi var mı? yok mu? bunu da öğrenme hakkımız var. Meclis koltuğunda
oturmak güzel olabilir, başkanlık koltuğu da güzel olabilir. Ama
kızmamak lazım, bu ülkenin Anayasası var. Anayasa göre yabancı bir
ülkenin askerleri gelip Türkiye konuşlanmasının yolu parlamentonun karar
almasına bağlı. Adlımı karar almadı. Bunun adı vatana ihanettir. Hesabı
sorulacak.”
“SİZİN ULUSAL ÇIKARLAR KONUSUNDA UZAKTAN YAKINDAN İLGİNİZ YOK”
“Sayın Cemil Çiçek’e sesleniyorum; ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin milletvekillerinin Türkiye coğrafyasında giremediği
bu kampın hesabını sen sordun mu? bunun hesabını ver” diyen
Kılıçdaroğlu, “Suriye konusunda yalnız kaldık. Ama biraz da insafsızlık
yapmayalım. O kadar da yalnız kalmadık. Kim var Türkiye’nin
yayında. Hamas var, Barzani var, Kadar var, Suudi Arabistan var.
Denklemin bir tarafı daha var. Dönüyoruz denklemin öbür tarafına. Öbür
tarafında kim var. Suriye’nin yanında kim var. İran var, Rusya var, Çin
var, Brezilya var ve Hindistan var. Dünyanın nüfusundan yarıdan fazlası
denklemin öbür tarafında. Bu denkleme bizi mahkum eden politikaya ne
denir? Türkiye Cumhuriyeti’ni öyle bir denklemin içine sokmak stratejik
bir hedef midir? Yoksa stratejik körlük müdür? Böyle anlamsız bir
dengenin içine sokan, bir süreci bizim başımıza bela eden çapsızlığı
artık dünyada bilinen ve alay konusu olan bir Dışişleri Bakanıyla yola
çıkılırsa Türkiye’nin geldiği nokta bu olur. Bunu yapmak ve bu dengesiz
tabloyu ortaya koymak için bilgiye gerek yok, engin diplomasiye gerek
yok, bunu yapmak için ileri derecede geri zekalı olmak lazım. Ulusal
çıkarlardan söz ediyorlar. Çıkar konusunu çok iyi bilirler, ulusal
konusuna gelince kimse kusura bakmasın. Sizin ulusal çıkarlar konusunda
uzaktan yakından ilginiz yok. Hele en son ders vereceğiniz ve en son söz
söyleyeceğiniz parti CHP’dir” diye konuştu.
09.10.2012 15:30:28
Davutoğlu'na sert eleştiri
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Böyle anlamsız bir dengenin içine sokan, bir süreci bizim başımıza bela eden çapsızlığı artık dünyada bilinen ve alay konusu olan bir Dışişleri Bakanıyla yola çıkılırsa Türkiye’nin geldiği nokta bu olur.