Dadaş sineması tiyatro sahnesi olmalı...

İsmi ile özdeşleşen sayısız tiplemeleri var. Ama en çok Leman Eze tiplemesi ile hafızalara kazındı. Yerel tiyatroda kendini yetiştiren Murat Balkuş, Erzurum'da ilkleri yapan bir isim oldu.

Erzurumajans-İsmi ile özdeşleşen sayısız tiplemeleri var. Ama en çok Leman Eze tiplemesi ile hafızalara kazındı. Yerel tiyatroda kendini yetiştiren Murat Balkuş, Erzurum'da ilkleri yapan bir isim oldu. Seyirci ilk kez yerel Stand-up, kamyon tiyatrosu ve grup cello-bello gösterilerini hep onunla yaşadı. Özel radyolarda DJ,lik yapan Murat Balkuş ile ara sıra esprili ama bir o kadar da ciddi bir söyleşi gerçekleştirdik. Erzurum'dan İstanbul'a giden Balkuş ve ekibi, şimdi neler yapıyor? Erzurum için neler düşüyor? Hepsi bu söyleşide.


Mesleğe nasıl ve kaç yılında başladın?


1988 yılında amatör tiyatro ile başladım. Folklor kursuna gidiyordum, Halk eğitim merkezinde. Orada tiyatrocuları gördüm, çok hoşuma gitti. Çok uzun yıllar bu işin hamallığını yaptım. Afiş astım, dekor taşıdım. Sahnede belki bir ya da iki kere konuşma fırsatı buldum. Çok garip o yıllarda çok tiyatro grubu vardı.   Ama çok uzun ömürlü gruplar değildi, bir iki oyundan sonra dağılıyorlardı.  Ama benim tiyatroda var olma sebebim Anadolu Sanat Eğitim Merkezi (ASEM) oldu. Kurucusu rahmetli Temel Aydın bize bir yol aştı. Erzurumluları ve bizi tiyatro ile buluşturdu. Tiyatroya ve bize emeği çok büyüktür. Ben daha sonra kendi sanat grubumu kurdum.


Her meslekte insanlar kendine bir rol model belirler, senin idolün var mıydı?


Elbette, bizim dönemimizde Nejat Uygur çok popülerdi. Onun oyun vidolarını izlerdik. Nejat Uygur örnek aldığımız iyi bir öncüydü. Daha sonra Ferhan Şensoy, Zeki Alasya, Metin Akpınar'ın etkisi çok olmuştur. Ama ailemiz tiyatrocu olmak için bize izin vermiyordu. Kaçak göçek bu işi yapıyorduk. Ben ancak evlendikten sonra Güzel Sanatlar Fakültesine girip üniversite okuyabildim.


Önemli değil mi okullu olmak?


Çok değil çok ama çok önemli. Yaptığınız işte becerinizin olması başka bir şey bilginizin olması bambaşka bir şey. O bilgi ve yeteneğin birleşmesi sayesinde başarıyı yakalayabiliyorsunuz.


Bir dönem Erzurum da fırtına gibi estin. Hep ilkleri yaptın. Sonra İstanbul'a gittin, neler yaptın oralarda?


Erzurum'da yaşam alanı bulamadık diyelim. Bir kere en büyük sorun salon yoktu. Yerel televizyon ve radyolarda istikrar yoktu, para alamıyorduk. Sanata yeteri kadar değer verilmiyordu. Artık başka diyarlara doğru açılmam gerektiğini düşündüm. Birde Temel Aydın'ın ölümü beni çok sarstı, çok genç yaşta kaybettik. Panik yaptım, benim sonum da mı böyle olacak dedim. O bu uğurda çok çekti. Stres yüzünden mide kanseri oldu. Ama ne acıdır ki adı hala bu şehirde yok. Sanki hiç yaşamamış, hiç bu şehre emek vermemiş gibi. Oysa sayısız tiyatrocu yetiştirdi. Ama bugün o isim yok hükmünde.


İstanbul'da hayallerini gerçekleştirebildin mi?


Hayır, gerçekleştiremedim. Aslında şöyle, bazı alanlarda hedefime ulaştım. Ama hayallerimin tamamına baktığımda gerçekleştiremediklerim daha fazla. Radyoculuk alanında İstanbul'un sayılı radyocularından oldum. Sayısız ödül aldım, herhalde radyo daha cazip geldiği için o alanda ısrar ettim. Her gün çok dinlenen saatlerde program yaptım. O iki saatlik bir yayın ama tüm günümüzü kapsayan bir iş olduğu için başka işlere fırsat bulamadım.


İster miydin kendi tiyatro grubunu kurmak?


Tiyatro bir sevgi bir tutkudur. Hiç bir iş dalı onun verdiği hazzı veremez. Tabi ki isterdim. İstanbul'da belediye imkanları bu alanda çok iyi. Buna rağmen İstanbul'da bir ekip kurman onlara bir altyapı sağlaman çok zor.Para kaynağı kadar ciddi bir zaman lazım. İstanbul'da sayısız tek kişilik gösteriler yaptım.


İstanbul'da çok fazla Erzurum vakfı ve derneği var. Buralardan hiç yardım almadın mı?


Yok, tabi ki aldım. Geceler yaptıklar gittik, gösterilerimizi yaptık paramızı aldık. Ama önemli bir proje yapamadık. Esasen Erzurum şivesi Türkiye'de tabanı var. Bu şive sayesinde bende ekmek yiyorum seksenler dizisinde bekçi Bekir'de ekmek yiyor. Doğru bir proje ile bu insanlar bir araya getirilebilir. Mesela bir hemşerimiz olan Acun var. Cumhur abi gibi bir dönem televizyon programları hit olmuş, reyting rekorları kırmış bir isim var. Biz onunla Almanya'da karşılaştık. İnanın Almanya'da bile yolda hayranlarının ilgisi  nedeni ile yürüyemiyordu. Malzeme çok iyi ama bizim gücümüz bu değerleri biraya getirmeye yetmez. Akıllı bir işadamı olsa bu isimleri bir araya toplar, iyi bir proje yapıp ciddi kazanımlar sağlayabilir. Bugün Erzurum'da çekilecek bir Erzurum komedisi müthiş izleyici toplar. Sinema sektörü şöyle işliyor 100 bin izleyiciye ulaştın mı o film zaten kendini amorti etmiş oluyor. En kötü Erzurum'da 300 bini bulur kanaatindeyim. Öyle bir uyanıkda henüz Erzurum dan çıkmadı.  Her halde Karadenizli biri yapar diye düşünüyorum.


Erzurum da bir projen olacak mı?


Son dönemde gördüğüm kadarı ile yeni Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen ve ekibi sanata bir hayli önem veriyorlar. Bende bundan yola çıkarak belediyeye bir proje sundum. Erzurum kültürünün duayenlerinden Sebahattin Bulut'un önemli eserlerinden 'Oduncular' eserini sahnelemek istiyorum. Görüşmelerimiz olumlu geçti. Eğer projeye onay verilirse sadece kentte değil ilçelerde de bu oyunu sergilemek istiyorum.


Özlüyor musun memleketini?


Çok özlüyorum. İstanbul zor bir şehir, yaşamak zor insani ilişkiler zayıf, daha çok yalnız yaşıyorsunuz o kalabalıkta. Bir haftadır buralardayım. Kendimi çok mutlu hissediyorum. Geçmişi ve dostları görüyorsun bitmeyen hoş sohbetler falan. Demek ki sık sık memleket ziyaret edilmeli. Özlemimi Fırfırik mizah dergisi ile gideriyorum. Malum o dergiyi hazırlayanlardan biride benim.


Sanat adına şehirde gözlemin ne, bir değişim var mı?


Evet, bizim başlattığımız ama Devlet Tiyatroları'nın devam ettirdiği süreçte iyi bir izleyici kitlesi oluşmuş. Ama Devlet Tiyatroları dışında hala Erzurum'da bir tiyatro salonu yok. Konferans salonlarını bu işe katmıyorum. Profesyonel bir tiyatro sahnesi yok. Elimizde aslında büyük cevher var. Kapılarına kilit vurulan Dadaş Sineması bu iş için biçilmiş kaftan. Biraz elden geçirilirse doğunun en büyük sahnesi olabilir. Üstelik orası aynı zamanda tarihi geçmişi olan bir mekan. Zaten Halk Eğitim Merkezi'ni yerle bir ettiler, tüm geçmişi yıktılar. Nice insan yetişti o merkezde. İnanın duyduğumda sanki evladımı kaybetmiş gibi acı hissettim. Bari Dadaş Sineması'na bu kötülüğü yapmasınlar.


Senin ekibinde birkaç karakter daha vardı. Kuşgana Fuat ve Zafer, onlar ne oldu?


Fuat bir dönem sağlık problemleri yaşadı. Kalbi biraz tekledi, bir takım müdahaleler geçirdi ama şimdi sağlığı yerinde çok şükür. Zafer iş değişikliği yaptı. İletişim alanında faaliyet gösteriyor ve çok başarılı işlere imza atıyor. Belki bir projede yine bir araya geliriz. Kim bilir.


Röportaj: Sevda İNCESU/Pusula


18.01.2016 17:30:19