Erzurumajans-Son günlerde bazı vatandaşların cep telefonlarına, bir alacak firması adına e-tebligat yöntemiyle gönderilen mesajlarda, İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat ismi de kullanılarak fahiş borç bulunduğu, ödenmemesi durumunda haciz işlemine başvurulacağı yazılarak, korkutulan vatandaşların verilen IBAN numarasına para yatırması sağlanıyor.
"İcra çıkış tebliği", "hukuki işlem bildirimi" ve "icra tebliği" başlıklarıyla gönderilen kısa mesajlarda, "söz konusu GSM şirketinden devir alınan borçla ilgili icra dosyası açıldığı, ödenmemesi halinde hukuki sürecin hızlandırılacağı, borca ilave icra harç bedeli talep edileceği, dosyanın adliye operasyon birimi tarafından takibe alınacağı, zor durumda kalmamak için avukatla görüşülmesi gerektiği" yönünde ifadeler yer alırken, irtibat için verilen telefon numarasına ise ulaşılamıyor.
Borcun yatırılması gereken IBAN numarasının da verildiği ve belirli aralıklarla, "e-tebligat" olarak gönderilmesine devam edilen kısa mesajlarda, ödeme yapmayan kişiler için bu kez, "son uyarı" başlıklarıyla "dosyanın icra operasyon birimine devrolduğu, ödeme yapılmadığı taktirde mernis adreslerinden haciz işlemlerine başlanacağı" türü uyarılar yapılıyor.
Söz konusu GSM şirketine bu borçla ilgili başvuran vatandaşlar ise "Böyle bir borç talebi ve alacak karşılama yönteminden haberlerinin olmadığı, dolandırıcılık olabileceği" yanıtını alıyor. Borç talebine yönelik mesaj gönderme ve telefonla arama yöntemleri hız kesmeden devam ederken, e-tebligat başlıklı kısa mesajlar ve ısrarlı aramalarla rahatsız olan vatandaşlar, ilgili mercilere çok sayıda şikayet başvurusu yapıyor.
Binlerce şikayet var
İnsanların aldıkları ürün ve hizmetlerle ilgili şikayetlerini dile getirdikleri "sikayetvar.com" gibi sitelerde, e-tebligat yoluyla gelen mesajlarla ilgili çok sayıda şikayetlerin olduğu görülüyor.
Şikayet metinlerinde, "herhangi bir borçları bulunmadığı halde sürekli mesajlarla rahatsız edildikleri, gönderilen IBAN numarasına ödeme yapıldığı halde herhangi bir belge alamadıkları, bu mesajları gönderen kuruma, avukata ulaşamadıkları, GSM şirketini arayıp böyle bir borçlarının olmadığını öğrendikleri, şirketin bu borç isteme yönteminden haberinin olmadığını kendilerine bildirdiği ve kullanılan dilden rahatsız oldukları" şeklinde ifadeler yer alıyor.
Atahan, alacakları devralan şirketlerin tahsil sürecinde tüketicilere sıkıntı yaşattığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bankalardan devredilen büyük alacakların tahsili sürecinde insanlar kendilerini korumak için ya bizzat zaman ayırıp uğraşarak veya avukat aracılığıyla az çok çözüm üretebilse de; telefon, elektrik, doğalgaz vb. alacak deviri/ takibi işlemlerinde insanlar 300-500 lira gibi bir rakam için haklarını koruyacak zamanı ayıramıyor, ortam ve olanak bulamıyor. Çekinerek, sırf bir belaya bulaşmayayım diye, haksız istendiğini bile bile ödemek zorunda kalıyorlar. Buna engel olmak için, tüketicilerin tüketimden gelen gücünü gösterebilecek bilince ulaşması, birlik ve dayanışma içinde gücünü gösterecek şekilde örgütlenmesi gerekiyor. Tüketiciler bu tür dolandırıcılıklardan kendini ve tüm vatandaşları korumak için tüketici örgütlerine üye olmalı, güçlü tüketici örgütlerinin oluşmasına katkı vermelidir."
Avukat Atçeken: "Özensiz tavır, kişilerde ciddi rahatsızlığa neden olur"
Avukat Ali Kemal Atçeken ise alacaklı avukatlarının borçluyu ödemeye zorlama amaçlı araması veya belirli yöntemlerle mesaj göndermesinin sorun haline geldiğine dikkati çekerek, bu durumun hukuki çerçeve dahilinde yapılması gerektiğini söyledi. "Uygulamada alacaklı vekili olarak avukatların, borçluyu telefonla sözlü olarak ya da kısa mesaj gibi yollarla araması, İcra İflas Kanunu'nda yapılan ve konutlarda yapılabilecek hacizleri sınırlandıran düzenlemelerden sonra son yıllarda sorun haline dönüşmüştür." diyen Atçeken, aramaların avukatlar tarafından değil, hukuk bürolarında istihdam edilen takip elemanları tarafından yapılması ve sergilenen özensiz tavrın rahatsız edici olduğunu dile getirdi.
"Borçluya sık sık SMS gönderilmesi kanuni suçtur"
Özellikle kurum alacaklarını devralan varlık fonlarının artmasından sonra bu konunun ciddi bir sorun teşkil edecek boyuta ulaştığına da dikkati çeken Atçeken, Avukatlık Kanunu bakımından, vekili olan borçlunun avukatıyla görüşülmesi gerektiğini kaydetti. Borçlunun avukatı olmaması durumunda, avukatın borçlu ile ancak zorunluluk çerçevesinde görüşebileceğini dile getiren Atçeken, şöyle devam etti:
"Türk Ceza Kanunu (TCK) bakımından ise alacaklı vekilinin, belirtilen kurallara uymak kaydıyla icra takibine başlamadan önce, icra gideri gibi külfetlerin oluşmaması adına borçluyu arayarak haberdar etmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Aramanın adabı muaşeret kuralları çerçevesinde kalması durumunda, bunun borçluyu koruyan bir uygulama olduğundan da söz edilebilir. Ancak arama esnasında borçlunun hacizle tehdit edilmesi, ödeme konusunda bilgilendirmenin ötesine geçilerek rahatsızlık verecek derecede konunun uzatılması, özellikle de konuşma esnasında bağırma ya da rencide edici sözler sarf edilmesi hukuka uygun değildir. Bunun dışında, arama esnasında kırıcı olunmasa dahi, borçlunun sık sık aranması, sık sık ya da belli periyotlarla borçluya SMS gönderilmesi hukuka aykırı olmanın ötesinde, TCK madde 123 anlamında suçtur. Bu madde, kişilerin huzur ve sükununun bozulmasını ihtiva etmektedir. Maddede, 'Kişilerin huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.' ifadesi yer alır. Zira icra bürolarından yapılan ısrarlı aramalar ve bu tarz fiiller, kişilerin huzur ve sükununu bozma niteliğindedir. Aramaların avukatın yönlendirmesiyle ve hukuk bürosunu temsilen yapılıyor olması sebebiyle, aramalardan ilgili avukat sorumludur."
16.04.2018 15:42:00