Erzurum Ajans-Gülen’e
yakınlığıyla bilinen vakıf uzun bir açıklama yayınlayarak cemaat-AKP
krizi iddialarına cevap verdi. Açıklamada cemaatin bu krizin bir
tarafında olmadığı iddia edildi
Fethullah Gülen’e yakınlığıyla
bilinen Gazeteci ve Yazarlar Vakfı “cemaat-iktidar gerilimi” konusunda
cemaat tarafından ilk sayılabilecek önemli bir açıklama yayınladı.
Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’nın internet sitesinde “Gündeme Dair Önemli
Açıklamalar” başlığıyla yayınlanan yazıda ‘hizmet’ adı verilen oluşum
hakkında detaylı bilgi verildi. ‘Hizmet’in bir sivil hareket oluduğu
vurgulanan açıklamada kendilerine yakın kimseye siyasi tercihte bulunma gibi bir dayatma olmadığı vurgulandı. Açıklamanın satırbaşları şöyle:
SİVİL
HAREKETİZ: Hizmet, ilhamını inançtan alan, evrensel insani değerler
çerçevesinde, birlikte yaşama kültürü oluşturmayı hedefleyen,
gönüllülerden oluşan bir sivil toplum hareketidir. Hizmet, bir
gönüllüler topluluğudur. Hizmet bir sivil harekettir. Ve sivil bir
hareket olarak, hiçbir resmi programın, siyasetin yahut ajandanın
parçası, tamamlayanı yahut onunla alakalı bir olay değildir. Hizmet,
sivil bir hareket olarak bazı resmi yapılar gibi belirli bir emir komuta
zinciri çerçevesinde kendisine itibar eden insanlara oy vermek, siyasal
tercihte bulunmak gibi konularda hiçbir zaman “emir” vermez.
SİYASİ
PARTİLER: Hizmet’in siyasi partilere bakışını temel olarak belirleyen
değerler çerçevesini şöyle tanımlamak mümkündür: Demokratikleşme, dini
özgürlükleri sağlamak, Avrupa Birliği başta olmak üzere muteber
uluslararası standartlara ulaşmak, hukukun üstünlüğü ve insan hakları ve
özgürlüklerinin tevdiinde gayret etmek ve bu hedefler istikametinde
çalışan siyasi partilere dün olduğu gibi bugün de bir vatandaşlık görevi
olarak destek verilebilir.
TAVRIMIZ DEĞİŞEBİLİR: Hizmet’in
siyasi iktidarı paylaşma veya siyasi iktidara sahip olma gibi bir hedefi
asla söz konusu değildir. (...) Siyasi partiler demokratikleşme gibi
konularda daha geri duruma düşerlerse Hizmet’e itibar eden insanların
ilgili partilere yönelik tavırlarında değişim kaçınılmazdır.
KADİRŞİNASIZ: Hizmet-AK Parti tartışmaları konusunda Hizmet’in yaklaşımı çok açıktır:
AK Parti ile son on yılda Türkiye’de demokratikleşme, hukukun
üstünlüğü, haklar ve özgürlükler ve vesayetin kırılması noktasında ciddi
adımların atıldığı ve önemli mesafelerin alındığı bir gerçektir. Bu
konuda AK Parti’nin somut hizmetini görmemek yahut küçük görmek
haksızlık olur. Hizmet, AK Parti de dâhil memleketin selamete çıkması
için gayret eden bütün siyasilere ve siyasi hareketlere karşı her zaman
kadirşinastır.
DEVAM EDİN: Bugün, Hizmet, AK Parti’den bu
hedeflerin gerçekleştirilmesi ajandasının muhafaza edilmesinden başka
hiçbir şey talep etmemektedir. Demokratikleşmeye taraf olan her kesim
gibi Hizmet’in de temel siyasi beklentisi, AK Parti’nin geçen on yılda
olduğu gibi demokratikleşmenin güçlendirilmesi ve vesayet kurumlarının
karanlık nüfuzunun kırılması siyasetine daha güçlü sahip çıkmasıdır.
TEK
BAŞINA YAPMADILAR: Diğer yandan bir yerdeki bütün muvaffakiyetler de
sadece bir partiye veya bir gruba mal edilemez. O nedenle şunu
hatırlamak gerekiyor ki AK Parti döneminde insanımızın takdirini
toplayan bu çalışmalarda siyasi iktidarın kararlığı yanında sivil toplum
örgütlerinin üzerine düşeni yapmadaki duyarlılığı son derece etkili
olmuştur. O nedenle iktidar kadar demokratikleşme sürecine katkıda
bulunan öğretmen, işçi, avukat, yargı mensupları, müdür, esnaf,
gazeteci, aydın hemen herkesin emeğini takdirle anmak bir zarurettir.
GÜNAH
SAYAR: Kırk yıl boyunca yaptığı konuşmalar, yazdığı kitaplar en küçük
ayrıntısına kadar incelendiği zaman Fethullah Gülen Hocaefendi’nin
milleti ve devleti buhrana sokabilecek bir krize yol açabilecek en küçük
bir tavırdan dahi büyük bir günah gibi kaçındığı çok açık görülecektir.
Hocaefendi, toplumsal ve siyasal krizlere yol açabilecek her türlü
kargaşayı reddeder, tavsiyelerini dinleyen insanlara uyum, istikrar ve
topluma hizmeti, güzel ahlakı salık verir.
TASVİP ETMEYİZ:
Yukarıdaki çerçeveden bakılacak olursa son dönemde AK Parti ve “cemaat”
krizi olarak birilerinin ısrarla gündeme getirdiği ve MİT-Yargı
üzerinden izah edilmeye çalışılan bu kriz, tamamen Hizmet’in gündemi ve
ilgi alanı dışındadır. İddia edildiğinin aksine Hizmet, bu krizin bir
tarafında değildir. Aynı şekilde kendisine gönül verenlerin bu
tartışmanın bir yerinde olması tasvip edilecek bir durum değildir. Dün
olduğu gibi bugün de kanunlar çerçevesinde vazifelerini yapmak durumunda
olan emniyet ve yargı mensuplarının camia ile irtibatlandırılmaları bir
kasıt taşımaktadır. (...) ‘Cemaate’ isnat edilen kamu görevlilerine
yönelik bu saldırının amacını anlamak için çok zorlanmaya gerek yoktur:
Hizmet ve AK Parti’yi sürtüşme zeminine çekerek siyasi iradenin
zayıflatılmasını ve Hizmet’in sivil toplum zemininde yaptığı
faaliyetlerin engellenmesini sağlamak.
BAŞKALARINA YARAR: Bugün
Türkiye’de vesayet savunucularının işine en çok gelecek durum Hizmet ve
AK Parti’nin sürtüşmesidir. Hizmet ve AK Parti’nin ihtilafından mutluluk
duyan çevrelerin 367 krizi, AK Parti’nin kapatılması davası,
Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi konularda nasıl tavır aldıklarını
hatırlatmak gerekiyor.
SIZMA DEĞİL: İkinci nokta, Fethullah Gülen
Hocaefendi, Türkiye’nin kendi tarihinin ve kültürünün ürettiği meşru
bir düşünceyi temsil eder. Hocaefendi ve temsil ettiği düşünce, tarihsel
olarak bu kültürün ve medeniyetin içinde kök salmış bir yaklaşımdır.
Dolayısıyla toplumumuzun her kesiminden insanların bu değerler ve
prensiplere gönül vermesi destek olması hakkıdır ve meşrudur. Bu açıdan
devlet bürokrasisinde de Hizmet Hareketi’ne gönül vermiş insanların
olması gayet doğaldır. Kaldı ki kanun ve yönetmelikler çerçevesinde
kendi devletinde görev yapmanın ‘devleti ele geçirme’ veya ‘sızma’
şeklinde algılanması insafsızlık olacaktır. Üstelik bu manasız isnattan
dolayı Fethullah Gülen Hocaefendi yargılanmış ve Yargıtay Ceza Genel
Kurulunda oybirliğiyle beraat etmiştir
İSPATLAYIN: Değişik
platformlarda Hizmet’in ‘devlete sızmış bazı insanlar üzerinden
intikamcı duygularla gazetecileri hedef aldığını’ iddia edenler, bu
ithamlarını somut olarak adli mekanizmalarda ispatlamak ve haklarını
aramakla mükelleftir. Bu kişilerin genel suçlayıcı ifadeler yerine somut
iddialarla adli mercilere başvurması ve haklarını aramaları gerekir. (Gazetevatan)
06.04.2012 09:30:57
Cemaat: AKP ile kriz gündemimizde değil
Gülen’e yakınlığıyla bilinen vakıf uzun bir açıklama yayınlayarak cemaat-AKP krizi iddialarına cevap verdi. Açıklamada cemaatin bu krizin bir tarafında olmadığı iddia edildi