Erzurumajans-Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyesi gazetecilerle sohbet
toplantısında bir araya gelen Gençlerbirliği Başkanı Cavcav, ailesinin
Rumeli'den Türkiye'ye uzanan hayat hikayesini anlattı. Ailesinin 1897
yılında Rumeli'den Türkiye'ye iltica ettiğini belirten Cavcav, "Rahmetli
babam o zaman, 'oğlum biz Tito'dan kaçtık' derdi. Babam fırıncılık
yapıyormuş, orada epey para kazanmış. 'Kaçmak için paraları çuvalın
içerisine koyduk, fırının çatı arasına sakladık ki Tito gider, işler
düzelince dönüp paraları alırız' diye. Babamlar ilk olarak Bursa'ya
gelmişler, oradan muhacirleri Yozgat'a göndermişler. Oradan da Adana'ya
gitmişler ancak bakmışlar orada da fırın işi yapıyorlar, Ankara'ya
gelmişler" şeklinde konuştu.
"ANNEM ERKEK ELBİSESİ GİYMİŞ CUMA'YA GİTMİŞ, BABAM DA ONU KAÇIRMIŞ"
Babasının
annesi ile nasıl tanıştığını anlatan Cavcav, "Rahmetli birinci annem
çok çirkindi. Babam dedeme 'ben onu almam' demiş. Hacı, hoca işlerinden
ben de korkarım. Çünkü babamın Gerede'li sakallı bir hocası vardı.
İnanır mısınız kalaylı bir kabın içerisinde ben gözümle gördüm, cinler
böyle oynardı. Annem hocayla ne yaptıysa annemi nasıl kandırdıysa
kandırmış. Annem bir Cuma günü erkek elbisesi giymiş. Babam da Cuma'ya
gidiyor, annemi alıyor, Adana'da bir arkadaşının yanına kaçıyor"
ifadelerini kullandı.
"KAFAM, GÖZÜM, HER TARAFIM UN OLDU"
Çocukluk
yıllarını hatırlatan Cavcav, "Eski un değirmenlerini hatılarsınız.
Babamın gözüne girmem lazım, 'ne yapayım' diye düşünüyorum. Çocukluk
aklı, değirmende un akıyor, akan unun altına girdim. Kafam, gözüm, her
tarafım un oldu. Dışarı çıktım, rahmetli babam geldi. 'Maşallah ne de
çok çalışmışsın' dedi. Ben de zaten bana o kelimeyi kullansın diye
yaptım" diye konuştu.
"İNGİLİZCE DIŞINDA BÜTÜN DERSLERİM 5'Tİ"
Babasının
4 kez evlendiğini söyleyen Cavcav, ilkokulu Atatürk Orman Çiftliği'nde
(AOÇ) tamamladıktan sonra Atatürk Lisesi'nde öğrenimine devam etiğini
dile getirdi. "İngilizce dışında bütün derslerim 5'ti" diyen Cavcav,
"Yabancı dilden ya sıfır ya da bir alırdım. Hocam kanaat notu
kullanıyorlardı. İngilizce kitabına bak bak, bir şey anlamıyorum.
Delikanlı çağına gelince babama 'ben okula gitmeyeceğim' dedim. Babam da
'otur vezneye' dedi. 50 tonluk un fabrikası inşa etmişlerdi. 14 yaşında
fabrikanın veznesine oturdum. Tam 64 yıldır bir fiil çalışıyorum. Yılda
15 gün tatilim yok ama işimi seviyorum" diye konuştu.
"HOCAM BENİM ESKİ TAKIMIM PTT'YE KARŞI OYNATMADI, BEN DE FUTBOLU BIRAKTIM"
Futbol hayatını anlatan Cavcav şöyle konuştu:
"Aski
Spor, PTT ve Bahçelievler kulüplerinde top koşturdum. Daha sonra
yöneticilik hayatım başladı" dedi. Bahçelievler Kulübü'nde futbol
hayatını noktaladığını belirten Cavcav, şunları kaydetti: "Forvet
mevkisinde oynuyordum. Fenerbahçe ve Ankaragücü 4 bin lira transfer
teklifinde bulundu. Fabrikada vezneden ayrılamadığım için kabul etmedim.
Bahçelievler'de hocam beni PTT'ye karşı eski takımım olduğu için
oynatmadı. Ben de hocama, 'futbolu bırakıyorum' dedim. O günden sonra
futbol oynamadım. Bir yıl Hacettepespor'da başkan yardımcılığı yaptıktan
sonra Gençlerbirliği'nde yöneticilik teklifi geldi. Ben de kabul ettim.
Gençlerbirliği ile tanışmam böyle oldu. Bugünlere Allah'a çok şükür
geldik."
GENÇLERBİRLİĞİ'NİN 1. LİGE ÇIKIŞ HİKAYESİ
2.
Lig'de oynadıkları dönemde şampiyonluk yoluna oynadıkları Şekerspor
maçını anlatan Cavcav, "Ankaralı bir hakem vardı, adını hatırlamıyorum
şimdi. En son Şekerspor'a oynarken Deli Vehbi diye bir santraforumuz
vardı, topu eliyle attı. Hakem onu da verdi. Biz o maçı kazanarak, lige
çıktık, şampiyon olduk. Gençlerbirliği, 1986 yılında bir kez ligden
düştü ama ertesi yıl hemen çıktı" dedi.
ANKARA'YA STAT KONUSU
Cavcav,Ankara'ya yapılması planlanan stat konusuna da dikkati çekerek,
"Ankara'da zaten seyirci yok. Spor bakanımız, şehir merkezine 30
kilometre uzaktaki Eskişehir yoluna stat yapma kararı almış, çok
üzüldük. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın statları şehir merkezinde.
Başbakanımız ve cumhurbaşkanımızdan kuruluş yıldönümüz münasabetiyle
randevu talep ederek stat konusundaki düşüncelerimizi paylaşacağız"
ifadelerini kullandı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu
üyesi Güray Soysal'ın "35 yıldır kulübün başkanısın, veliahtını ortaya
çıkarmadın. Veliahtın kim başkan?" şeklindeki soru üzerine ise Cavcav,
"Gençlerbirliği benim için kanıma bulaşmış veba mikrobu gibi. Elim,
ayağım tutuğu müddetçe kulübüme hizmet etmek isterim" cevabını verdi.
İLHAN CAVCAV'DAN AZİZ YILDIRIM'A SİTEM
Kulüpler
Birliği Vakfı Onursal Başkanı İlhan Cavcav, "Kulüpler Birliği'nin
kurucusu benim ama maalesef Kulüpler Birliği'nde Galatasaray,
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzon da dahil bunların dediği neyse -ben
orada da kötü kişi oldum- Karabük veya diğer kentlerin takımları, yahu
başkan bir konuş. Bir anlat derdini, hiç kimse bir şey söylemiyor.
Digitürk, Spor Toto Süper Lig'e 330 milyon dolar para veriyor. Bunun 66
milyon doları Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatarasay, Trabzon ve Bursa için
havuzdan kesiliyor. Sayın Aziz Yıldırım 3 sene Kulüpler Birliği
başkanlığı yaptı. Biz o paraların ne olduğunu, ne kesildiğini
bilmiyoruz. Bize her ay 1 veya 1 buçuk milyar gönderirse 'çok iyi'
diyoruz. Adamlar orada hamuduyla götürüyormuş haberimiz yok" diye
konuştu.
Emektar gazetecilerin sorularını yönelttiği 'duayen'
başkan Cavcav, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi Güray
Soysal'a Gençlerbirliği atkısı hediye etti.
01.03.2013 22:13:01
Cavcav'dan Yıldırım'a sitem
Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, "66 milyon doları Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatarasay, Trabzon ve Bursa için havuzdan kesiliyor.