Pandemi döneminde ve normalleşme sürecine girdiğimiz günden bu güne, filyasyon ekipleri gece gündüz demeden özverili şekilde çalışıyor. 40-45 derece hava sıcaklığında dağ, bayır demeden yüzlerinde maske ve siperlikle tulumların içinde bedenlerinden terler akarak hizmet veriyorlar. Ancak temaslı vatandaşların kapısına gidince tepkilerle karşılaşıyorlar. Kapılar bir bir yüzlerine çarpılıyor ve hakarete uğruyorlar. Bir de bunlar yetmezmiş gibi idareciler arasında yaşanan iletişim kopukluğu filyasyon ekiplerini çileden çıkarıyor. "Bazen bir adrese 2- 3 ekibin gittiği oluyor. Böyle olunca vatandaş tepki gösteriyor. Kapıları yüzümüze çarpıp ’Sürüntü falan vermiyoruz’ diyorlar" ifadelerini kullanan bazı filyasyon ekipleri sıkıntılarını şu şekilde dile getiriyor:
"Sabah saat 08.00’den gece 12.00’ye kadar çalışıyoruz. Bazı temaslı vatandaşlara gece gitmek zorunda kalıyoruz. Sıkıntı yaşanıyor. Halbuki aldığımız sürüntü örneklerini halk sağlığı laboratuvarı akşam 21.00’e kadar kabul ediyor. Yani gece 24.00’e kadar kapı kapı dolaşmamızın anlamı yok. İnsanların uyku saatlerinde gidiyoruz evlerine. İstanbul’da bu filyasyon işlemini telefonla yapmaya başlamışlar, sürüntü almak gerekiyorsa o zaman adrese gidiyorlarmış. Biz hâlâ dün gece bile saat 24.00’ten sonra sadece hastaya karantinada olduğunu söylemek için kapı kapı gezdik. İşten kaçtığımızdan değil, fakat bölgeyi görünce verdiğimiz emeğe gerçekten çok üzülüyoruz."
Filyasyon ekipleri, Yıldırım bölgesindeki vaka artışı için de "Aslında asıl problem, Yıldırım bölgesinde denetimlerin sıkı yapılmaması. Zaten hasta profili belli ve önlem alınmayınca da iyice umursamaz hale geliyorlar. Hastalığı hafif atlatan insanlar etrafına bunu basit bir şekilde geçirdiğini anlatınca da işin kolayına kaçıyorlar. Yaptırım olmayınca ciddiye alınmıyor. Bu koşullarda hastalığın bitmesi değil azalması bile zor" dedi.