“Dededen kalan bir meslek”
Manda yetiştiriciliğinin köylerinde çok geçmiş bir tarihe sahip olduğunu anlatan Söğütlü Köyü Muhtarı Seyfettin Küçükler, bölgede kendilerinden başka bu büyüklükte bir sürüye sahip köyün olmadığını belirterek, “Manda yetiştiriciliği zor bir iş. Özellikle son yıllarda artan hava sıcaklıkları nedeniyle güçlükler yaşıyoruz. Mandaların en büyük ihtiyacı otlanma ile birlikte su alanları. Yetkililer bölgede su ile alakalı planlama ve projeler yaparken mutlaka mandaların su ihtiyacını da düşünmek zorunda. Yoksa bu geçim kaynağımız olan iş de kaybolup gider. Dededen, atadan bize kalan manda yetiştiriciliğini devam ettirmeye çalışıyoruz. Uzmanlar manda sütünün büyük yararı olduğunu söylüyorlar. O yüzden sağım zamanı bazen köyde kuyruklar oluyor. Manda sütünü aynı zamanda yoğurt ve peynir olarak değerlendiriliyoruz” dedi.
“Su banyosu en büyük keyfi”
Yaklaşık 130 mandaya çobanlık yapan Çoban Ali Güner, işini severek yaptığını anlatarak, “Her sabah köydeki mandaları meydanda topluyorum ve çayırlarda otlatıyorum. Bunlar bütün köyün hayvanları. Elbette mandaların en büyük ihtiyacı su ve su banyosu. Bu olmazsa olmaz. Çok keyif alıyorlar. Su banyosunun zamanını mandalar ayarlıyor. İhtiyaçları olduğunu anlıyorum ve dere kenarına götürüyorum. Sudan ne zaman çıkacaklarına yine onlar karar veriyor. Serinlemek ve su içinde olmak onlara keyif veriyor. Ben de onları izleyerek dinleniyorum. Hayvanların suya girmesi süt verimini artırıyor. Suda temizleniyorlar” diye konuştu.İHA