Erzurumajans-2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nın atletizm müsabakalarındaki 1500m kadınlar yarışı Türk spor tarihinin en büyük sportif başarısı olarak tarihe geçeyazdı neredeyse. O yarışta muhteşem koşan iki kadın sporcudan Aslı Çakır Alptekin altın, Gamze Bulut ise gümüş aldı. Aslı şu anda kuvvetli iddiaların olduğu bir doping suçlaması ile karşı karşıya. Muhtemelen madalyası kendisinden alınacak ve bizim tarihimizin en büyük spor başarısı da uçup gidecek. Aslında Aslı hiç yarışmamış olsaydı bile Gamze'nin gümüşü yine de en büyük sportif başarımız olacaktı bence. Ama kara bulutlar buna engel artık.
Bu madalyaların birisini bile Türk sportif tarihinin en büyük başarısı olarak nitelendirmemin nedeni çok net. Çünkü bu Olimpiyat, çünkü bu atletizm ve çünkü bu yarışmaların en babalarından biri 1500m yarışı.
28-29 Eylül hafta sonu ülkemizde "böylesine önemli işlere" bakacak bir numaralı kurum olan Türkiye Atletizm Federasyonu olağanüstü kongreyle Ankara'da yeni başkanını seçecek. Tek aday var. Tek. Fatih Çintimar. 2020 olimpiyatının ev sahibinin belli olacağı final yarışındaki ilk iki şehirden birine sahip Türkiye'nin, olimpiyat oyunlarının incisi atletizmle ilgili böylesine önemli bir seçimde neden tek adayı var? Kim bu Fatih Çintimar?
Aslında kendisiyle ilgili bazı haberleri okumuş biri olarak bir miktar bilgiye sahiptim. Ancak daha net resmi bilgiler için ilk aklıma gelen atletizm federasyonunun internet sitesi oldu. Sonuçta bir hafta içinde başkan olması kesin olan birinin özgeçmişini sitelerine, en azından aday sıfatıyla, koymaları gerektiğini düşündüm. Atletizm federasyonunun kullanımı da içeriği de görselleri de içler acısı olan sitesinde bu bilgiye ulaşamadım. (Bu arada belirtmeliyim ki, sitenin durumuna eleştiri getirmek belki de haksızlık aslında. Zira olimpiyat sevdalısı Türkiye'nin Spor Genel Müdürlüğü'nün de, oradan pay alan, en önemli olimpiyat branşı, Atletizm Federasyonu'nun bütçesi de öyle olimpiyat alacakmış gibi hazırlanan bir ülkenin spor kurumlarının bütçesi gibi değil. Neyse, bu ayrı bir konu.)
Bunun üzerine Fatih Çintimar'ın başında bulunduğu Erzurum Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'nün sitesine baktım. Orada kendisinin kısa bir özgeçmişi var. Görevi devralacağı şu anki Mehmet Terzi gibi o da bir dönem, anladığım kadarıyla benzer başarıları olmasa bile, atletmiş. En son yarıştığı kulüp İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü. Özgeçmişinden anlaşılan başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul belediye başkanı olduğu dönemi de içine alan 1996-2002 arasında burada hem yarışmış hem de görev almış. Zaten kısmeti de ondan sonra açılmış. Ama yarışmaların ya da görevlerinin ayrıntısı yok. Çintimar, Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü mezunu. Şu andaki görevine (Erzurum Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü) 2003'te başlamış. 2011'de 24. Dönem milletvekili seçimlerinde AKP'den milletvekili olabilmek için istifa etmiş. Adaylık gerçekleşmiş mi bilmiyorum ama milletvekili olamayınca 2 Mayıs'ta görevine tekrar atanmış. Çintımar'ın özgeçmişinde yabancı dil bilgisi ile bir nota rastlamadım. Uluslararası platformlarda ülkeyi bu pozisyonda temsil edecek kişinin en azından İngilizce bilmesi gerektiğine itirazı olan olur mu acaba? Var demek ki?
Bu arada ilginçtir, 2011-2012 arasında 8 ay Buz Hokeyi Federasyonu başkanı olarak görev yapmış. Seçimle başkan olmuş. Ancak 8 ay sonra yönetimden rahatsızlık duyan delegelerin, kanunda belirtilen delege sayısının %40'ının talebiyle olağanüstü kurula gidilmiş. Bu seçimde aday olmamış ve görevi bırakmış. Anlayabildiğim kadarıyla tüm başkanlık süreci Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın onayı, kontrolü ve himayesinde ilerlemiş. Çintımar'ın Nisan 2012'deki bu olağanüstü genel kurulda yaptığı konuşmanın bir bölümü tam da spordaki durumumuzu izah ediyor aslında. Şöyle: "Göreve geldiğimizden beri mahkemelerle uğraşıyoruz. İlk günden beri çalışıyoruz, hizmet ediyoruz. Ailemize ayıracağımız zamanlardan fedekarlık yaptık. Buz hokeyini daha ileriye götürmeye çalıştık. Başkanlık yaptığım dönemde aynı zamanda Erzurum Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü görevini de yürüttüm. Bakanımız 'Birisini seç' dedi ama ben 'Devletin parasını boşa harcamayalım. Haziran'da mali genel kurul var. Aday olmayacağımı açıklayayım' dedim. Buna rağmen neden olağanüstü genel kurul için imza toplandı bunu anlayamadım. Biz gönüllü olarak ilk günden beri mesaimizi bu görev için harcadık. Bu aceleye bir anlam veremedim."
Görev yaptığı kısa dönemle ilgili çeşitli yolsuzluk iddiaları, söylentileri olan Fatih Çintimar'ın buz hokeyiyle ilgili hangi bilgi ve liyakat nedeniyle bu göreve seçildiğini öğrenmem mümkün olmadı. Bununla beraber çok ilginç bir olay yaşanmış başkanlığı sırasında. 2011 Universiad Oyunları'nda "Hedefimiz Sochi" diye açıklamalar yapan Buz Hokeyi Federasyonu, 16 Ocak 2012'de Uluslararası Buz Hokey Federasyonları Birliği'nden gelen 'katılım (akreditasyon) uyarısı' belgesini dikkate almamış. Acaba yazının dilini mi anlayamadılar diye düşünüyor insan ister istemez elitist elitist. İlgili katılım belgesi zamanında yollanmayınca da Sochi'deki 2014 Kış Olimpiyat Oyunları'nda Türkiye buz hokeyinde 'temsil' şansını yitirmiş. Buz Hokeyi Federasyonu'nun şimdiki başkanı Orhan Duman'ın bu durumu bir skandal ve buz hokeyi ile Türk sporuna yapılmış en büyük ihanet olarak değerlendirdiği beyanatları yer almış basında.
Fatih Çintımar'ın Buz Hokeyi Federasyonu başkanlığı sırasındaki ilginç icraatlarından biri de Fenerbahçe Kulübü eski başkanlarından Ali Şen'i Buz Hokeyi Federasyonu onursal başkanı yapmış olması. Araştırılası bir konu aslında ama durumun yaratıcılığına da hakkını teslim etmek lazım.
Erzurum'da bulunan ve Kayak Federasyonuna ait tesislerin sorumluluğu da Fatih Çintimar'da. Ancak Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık'la aralarında bir "sorun-sıkıntı" var. Erzurum kayak camiasının neredeyse tamamı bir sıkıntı olduğunda hem fikirler. Çintımar 17 Şubat 2013 tarihinde gazetepusula.net haber sitesindeki röportajında kendisinin Özer Ayık'la hiçbir sorunu olmadığını, ancak Özer Bey'in 'taraftarları' olup bu çarkın dışında yer alan ama bir şekilde dolaylı biçimde bu sistemin içinde olan kişilerin (!?!?!) kendilerini sık sık karşı karşıya getirmek için çabaladığını, bazen de medyanın buna malzeme olduğunu söylemiş.
İşte aralarında bir sorun olduğu söylenen Özer Ayık ve Fatih Çintımar 18 yaşındaki milli kayakçımız, sporculuğu boş verin pırıl pırıl bir genç kız olan, Aslı Nemutlu'nun 12 Ocak 2012'de hayatını kaybetmesinde ihmali olanlar arasında gösteriliyorlar. Aslı orada olmaması gereken tahta perdelere çarpmış ve orada olması gereken ambulansın ancak kazadan sonra gelmesi nedeniyle kurtarılamayıp hayatını kaybetmişti. Savcılık içinde Çintimar'ın da olduğu 9 kişi hakkında 'kayak merkezlerinde alınacak önlemler' konulu talimatnameye uymadıkları gerekçesiyle soruşturma başlatmış. Bu soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından da kabul edilmiş durumda. Sorumlular hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ama Aslı artık geri gelmeyecek.
Fatih Çintımar'ın 965 milyon TL'lik vurguna zemin olduğu söylenen 2011 Dünya Üniversite Kış Oyunları'nın da mimarlarından olduğu söyleniyor. Bu oyunlar için yapılan tesislerin önemli kısmı oyunlar sonrası hemen hiç kullanılmamış. Özellikle oyunlar sırasında en çok sıkıntı yaşanan -asansör sistemi çalışmadığı için sporcuların adeta heder olduğu- atlama kuleleri kısa bir süre sonra -eğer yenisi çekilirse- bir MadMax filminin platosu olarak kullanılabilecek kadar sessizlik ve kimsesizlik içinde.
Kendisine verilen, üstelik aynı anda verilen, görevlere bakınca devletin spor organizasyonlarında Çintımar'dan vazgeçemediği rahatlıkla görülüyor. Son görevlerinden biri Mersin'de yapılan Akdeniz Oyunları genel kooridnatör yardımcılığıymış. Bu göreve başlamadan önce şunları söylemiş gazetepusula.net haber sitesine: "Bu göreve atanmam tamamen bilgim dışında gelişen bir olaydır. Sayın bakan Suat Kılıç ile başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın aldığı bir karar. Fazlaca bir detaya sahip değilim. Biz görev adamıyız, bize görev verilir, biz de gider hakkı ile görevimizi yapar döneriz. Orada nasıl bir görev yapacağımı bilmiyorum."
Aslında Atletizm Federasyonu başkanlık seçimi için bir aday daha vardı. Ahmet Karadağ. Ancak son anda federasyona gönderdiği bir dilekçe ile adaylıktan çekildiğini açıklamış. Neden? Öğrenemedim.
28-29 Eylül'de aralarında Fatih Çintimar'ın kardeşi Muzaffer Çintimar'ın da genel müdürlük temsilcisi olarak bulunduğu 248 Atletizm Federasyonu delegesi başkanı seçecek. Tek aday var. Yukarıda kendisiyle ilgili bilgiler verdiğim Fatih Çintımar. Sporun incisi atletizmin başına o geçecek olimpiyat sevdalısı, spor ülkesi Türkiyem'de. Bu mudur yani?
Biliyoruz ki bu bir seçim değil. Pek çok kurumda uygulandığı gibi bir 'seçin'. Doping, hakem hataları, koltuklarına yapışmış yerli ya da uluslararası yöneticiler, hakim güçler, yolsuzluklar, fırsat eşitsizliği gibi pek çok yaralayıcı tarafı olsa da spor hala en adil platformlardan biri yeryüzündeki. Hak etmeyenleri, bilmeyenleri koruyarak, yukarılara taşıyarak ne toplum geneline yaymada ne de uluslararası organizasyonlarda başarılı olunabilir. Ama muhtemelen temel hedef de bu değil zaten. Oysa spor bu toplumun düze çıkmasında, ahlaki değerlerini güncellemesinde, kadın-erkek eşitliğini özümsemesinde, fiziksel sağlığı bir kenara bırakın akıl sağlığını korumasında çok önemli bir rol oynayabilir. Yazık. Çok yazık.
Yazı böyle biterse içim kanayacak. Her şeye rağmen sporu yapmayı, seyretmeyi, takip etmeyi, konuşmayı, yazmayı, düşünmeyi seviyoruz.
Yaşasın Spor!
Taner ÇINAR
@cinartaner
01.10.2013 00:05:56
Bu mudur spor?
Fatih Çintimar'ın Atletizm Federasyon'u başkanlığına seçilmesiyle birlikte sosyal medya karıştı... Bu mudur spor...