“Bakın bir kere hasatlığı iki defa geçirenler var artık, hepimiz biliyoruz. Hatta genç, sağlıklı insanlar bile iki kez hastalığı geçirebiliyor. Nadir olarak üçüncü kez olanlar da karşımıza çıkıyor” diyen İlhan, aşılar için temkinli yaklaşılması uyarısında bulunarak, “Bu aşıyı yaparsınız, bu aşıyı yaptıktan sonra 1 yıl boyunca toplumun ne kadarını koruduğuna bakarsınız ona göre konuşursunuz. Ama şu an elimizde böyle bir bilgi yok. Çünkü virüsün daha yeni hayatımızda olması söz konusu. Birincisi aşıyı yaparsınız ne kadar kişiyi koruyor buna bakarsınız, buna göre karar verirsiniz. İkincisi ise virüsün oluşturacağı antikor düzeyi bellidir vücutta, virüsün oluşturacağı antikor düzeyini hesaplarsınız. Rutin uyguladığımız hepatit aşısı, tetanoz aşısı, çocukluk çağı aşılarımıza olduğu gibi, dersiniz ki bu aşının etkisi şu kadar, yüzde şu kadar antikor oluşturması gerekiyor, buna göre karar verirsiniz. Bu ikisi de elimizde olmadığı için aşıya biraz dikkatli yaklaşmak gerekiyor. Zaten Sağlık Bakanlığı hangi aşı daha uygun olacaksa, uygulaması daha uygun olacaksa, 2 doz olacak biliyorsunuz aşı, bununla ilgili çalışmayı sürdürebilir. Hatta şimdiden de bir anlaşma yaptık diye bakan bey açıklamıştı. Buna göre gitmek gerekiyor. Ama bunların da ötesi toplumun, aşı bulundu ben 15 gün, 20 gün daha idare edeyim, hatta aşı vardı, aşı geliyordu, niye bu kısıtlamalar geldi diye yaklaşımlarda bulunmaması gerekiyor. Şunu bir kere bilmemiz gerekiyor; bugün 2 doz aşıyı olmuş olsak dahi biz yine fiziksel mesafe, maske, hijyen, kalabalığa girmeme ve ortamın temiz havayla havalandırılması yaklaşımına uyarak dikkat edeceğiz. Hepimiz aşı olsak dahi virüs ülkemizde sıfır olmadığı, dünyada sıfır olmadığı sürece hala risk söz konusu. Aşı sadece virüs ile mücadeleyi kolaylaştıracak bir yaklaşım. Virüsle mücadelenin en öneli anahtarı teması ve bulaşmayı engellemek” ifadelerini kullandı.
18.11.2020 15:16:00