Erzurum Ajans-18 yaşından itibaren yaşlanmak yönünde çaba gösteren beynin formda kalması için yapabilecek birçok şey bulunduğunu belirten uzmanlar, beynin genç ve zinde tutulabileceğini söyledi.
Beyin fizyolojik olarak yaşlanmaz bir organ olsa da, bunun aksine olan inançların ve olumsuz beklentilerin kendilerini doğrulayan sonuçlara neden olabildiğini kaydeden uzmanlar, öncelikle bu yanlış inancın bir kenara bırakılması gerektiğini dile getirdi.
Beynin genç ve diri kalması için hergün birkaç dakikalık derin nefes çalışması ya da meditasyon benzeri gevşeme seansları yapılması gerektiğini ifade eden uzmanlar, “Konsantrasyon ve dinlenme bir arada gerçekleştirildiğinde beyin canlanıyor ve beyin hücreleri yeni bağlantılar geliştiriyor. Beyin, dinlenme esnasında daha kolay hatırlıyor.
Düzenli olarak geleceğe dair planlar yapan ve sosyal programlarını heyecanla bekleyen insanlar, Alzheimer hastalığına yakalanma riskleri yüzde 50 daha az oluyor. Haftanın belirli bir günü bir arkadaşınızla kahve randevusu gibi basit bir şey bile yeterli olabiliyor.
Şeker hastası olmayanlarda bile glükoz seviyelerinin yükselmesi, beynin yeni hatıralar oluşturmasını sağlayan bölgesine zarar verebiliyor. Fiziksel aktivite kandaki glükoz seviyesini normale indiriyor. Hatta yürüyüş ya da spor gibi faaliyetler,beyin için gençlik pınarı vazifesi gören kimyasallar salgılıyor. Yani egzersizle kalbinize iyi bakarken, beyninizi de kurtarıyorsunuz. Antioksidanlarla dolu ve yaşlanmadaki bir diğer faktör olan iltihaplanmayla savaşan Yaban mersini, beyin hücrelerini deforme olmaktan koruyan özelliklere sahip. İçindeki antosiyaninler ise beyin hücreleri arasında iletişime yardımcı olarak hafızayı güçlendiriyor” diye konuştu.
Zihinsel uyarılar, yaşlanmanın hafıza ve zihin üzerindeki olumsuz etkilerini azalttığını aktaran uzmanlar, “Sürekli yeni kurslara gitmek, web üzerinden dil dersleri almak, resim ya da maket kurslarına yazılmak. En iyisi de yeni bir şey öğrenmeyi fiziksel faaliyetle birleştirmek: dans etmek, spor dersi vermek, golf öğrenmek, yeni rotalarda yürüyüş yapmak gibi. Yeni işler başarmak beyni çalıştırır. Günlük işlerinizi her zaman kullandığınız elinizle değil, ötekiyle yaptığınızda beynin ters tarafını çalıştırmış olursunuz. Böylece o bölgede kan dolaşımı stimüle olur ve beynin yaşlanması yavaşlarken zihinsel kapasite artar. Beynin iki yarıküresi arasında iletişimin uyarılması, fiziksel dengeye de katkıda bulunur. Tai chi chu en gibi zihin/vücut egzersizleri vücudun her iki yanının eşit kullanılmasını teşvik eder. Dişinizi fırçalamak, bilgisayar faresi kullanmak, yemek yemek, saçınızı taramak, anahtarla kapı açmak gibi işleri öteki elinizle yapın. Beyninizi de bir kas olarak görerek bulmaca, sudoku yapın, satranç oynayın, isimleri, alışveriş listelerini,telefon numaralarını aklınızda tutmaya çalışın, sayıları akıldan çarpıp bölmeye gayret edin. Arada bir yeni bir şarkının sözlerini ya da sevdiğiniz bir şiiri ezberlemeye çalışıp kendinize tekrar edin. Ayrıca parmak hareketleri beyni uyarıyor. Parmaklarla, özellikle parmak uçlarıyla yapılan faaliyetlerde doğrudan beyne bağlanan sinir uçları uyarılıyor, beyindeki nöronlar harekete geçiyor ve böylece dolaşım artıyor. Artan oksijen ise beyin hücrelerinin daha iyi beslenmesi ve beyni tıkayan artık maddelerin azalması demek, örnek olabilecek parmak hareketleri ise örgü, dantel, küçük parçalarla uğraşılan el işleri, maket yapmak, piyano veya yaylı çalgılar çalmak, ya da hiçbiri uymazsa en azından parmaklar arasında kalem çevirmek olabilir. Sağlam beyin, sağlam vücutta bulunur. Yani beyninize ihtiyaç duyduğu gıdaları verebilmek için düzenli ve dengeli bir diyetle gerekli amino asitler, omega yağlar, mineraller ve vitaminleri alın.
Bunlar arasında önde gelenler balık, fındık fıstık ve tohumları, brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası, lahana, doymamış yağlar, et, balık, tavuk, buğday, avokado, fermente soya fasulyesi yiyin, süt ve yeşil çay için” diye konuştu.
28.07.2011 13:28:00