Erzurumajans-Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu...
10
yıl önce AK Parti'yi kurduğumuzda bize ömür biçenler, saman alevi gibi
yanıp söneceğimizi, dağılacağımızı, parçalanacağımızı iddia edenler
yanıldılar. Demokrasi dışı güçlerle bizi yıkmaya çalışanlar da başarısız
oldular. Kızılcahamam toplantısı bizim nasıl bir birliktelik içinde
olduğumuzu gösterdi.
3 Kasım 2002'de yüzde 34 oy oranıyla
hükümete seçildik, 2012'de milletin desteği yüzde 50'ye ulaştı. Şu anda
anketlerde AK Parti'nin oyu yüzde 50'nin üzerine çıkarak, 52 olarak
görünüyor. Çözüm süreci başarıya ulaştığında inşallah milletimizin
teveccühü daha da artacaktır.
Bugünün çocuklarının ulaşacağı bir
yıldönümü de 2053. AK Parti olarak 2053'ü hedeflerimiz arasına alıyor ve
o büyük tarih için hazırlıklarımızı bugünden başlatıyoruz. Muhtemelen o
tarihi ben ve arkadaşlarım göremeyeceğiz ama o tarihe kadar daha büyük
bir Türkiye için şimdiden kolları sıvıyoruz.
2053 yılında
muhalefetin ne durumda olacağını tahmin etmek zor değil. 2053 yılında
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhtemelen MHP'nin 140. yılında nasıl
iktidara geleceğinin aritmetik hesaplarını yapıyor olacaktır. Biz ise
'durmak yok, yola devam' diyenlerden oluruz.
Vakıf
medeniyetimizin şehirlerimize yansıması, Osmanlı şehirlerinin vakıf
kültürüyle şekillenmesi bir hafta boyunca Vakıf Haftası'nda ele
alınacak. Hükümet olarak vakıf geleneğine özel önem verdik. 10,5 yılda
Türkiye genelinde 2,6 milyar liralık yatırım gerçekleştirildi, 70 bin
kişiye istihdam sağlandı. 10,5 yıl içinde Türkiye genelinde Yenikapı
mevlevihanesinden Fatih Camii'ne 3 bin 750 eser onarıldı.
Dün
Bakanlar Kurulu'nda bazı vakıfları yakından ilgilendiren çok önemli
mağduriyetleri ilgilendiren konuları görüştük. 28 Şubat'ta vakıflar
mağdur edildi. 22 vakfa dava açıldı. 9 vakfın kapatılmasına, bir vakfın
dağıtılmasına karar verildi. 28 Şubat sürecinde 9 vakıf kapatılmış oldu.
Şimdi bu mağduriyetlerin giderilmesi için kapatılan vakıfların yeniden
kurulmasına imkan sağlayacak tasarıyı Meclis'e gönderiyoruz. Hayatta
olan kurucularının başvurmaları halinde adı ve faaliyet alanı aynı olmak
üzere yeniden açılabilecek. Taşınmazları da mahkeme siciline
tescilinden itibaren yeni vakıflara teslim edilecek. Taşınmazların elde
edilen kira ve satış geliri de bu yeni kurulan vakıflara iade edilecek.
Binlerce öğrencinin elinden tutmuş vakıflarımıza hakkını teslim
edeceğiz.
Halkbank 2001'de zarar ediyor diye kapatılacaktı. Şimdi
Halkbank ihtiyaç sebebiyle 50 yeni şube açıyor her yıl. Nereden nereye?
Ve Avrupa'nın en büyük bankası oldu. Yolsuzlukları ortadan kaldırınca
varacağınız yer burasıdır. 2002'de Halkbank'ın esnafa sağladığı kredi
miktarı 153 milyon liraydı toplam. Şu anda ise bu rakam 7,5 milyar lira.
DSP, MHP, ANAP'tan devraldık biz. 10 yıl önce 38 bin kişi kredi
kullanıyordu Halkbank'tan. Şu anda 260 bin esnafımız kredi kullanmış
durumda. Faizleri indirdik yüzde 4 ile 5 aralığına getirdik. Bir yıla
kadar olanlara yüzde 4, 1 yıldan uzun kredi kullananlara yüzde 5 faiz
uygulayacak.
Bugün de Ziraat Bankası kredileri aracılığıyla
çiftçilere müjdemiz var. 19 milyar liraydı Ziraat'ın zararı görevi
aldığımızda. Ziraat Bankası ayakta duramıyordu bile. Göreve geldiğimiz
andan itibaren manzara değişti. Ziraat Bankası 10 yıl içinde kamuya 20
milyar lira kaynak aktardı. Zarar bitti, banka kara geçti. 2012'de
Ziraat Bankası 960 bin çiftçimize 19 milyar lira kaynak aktardı. Sizin
emeğinizi kimler sömürdü, sizin emeğinize kimler shaip çıkıyor.
Belgelerle, rakamlarla her şey ortada. 10 yılda çiftçiye aktarılan
kaynak 58 milyar lira. Çiftçimizin Ziraat Bankası'ndan kullandığı faiz
oranı bizden önce yüzde 59'du. Halk Bankası'ndan daha fazla. 2004'de biz
sübvansiyon uygulamasını başlattık. Faizleri düşürdük.
Bugünden
itibaren Ziraat Bankası'nın çiftçiye uyguladığı kredi faiz oranını birer
kademe daha düşürüyoruz. Yüzde 0 aynen devam ediyor, yüzde 5, yüzde
4'e düşüyor, yüzde 9 da yüzde 8'e düşüyor.
CHP'nin MHP'nin diğer
statüko partileri milleti balık hafızalı zanneder, milletin her şeyi
unuttuğunu zanneder. Dün en güçlü şekilde savunduklarının bugün
karşısında durur. CHP genel Başkanı U dönüşleri yüzünden milletimiz
tarafından çarkçıbaşı olarak adlandırıldı. Bahçeli sağ kulvardan
çarkçılık konusunda CHP Genel Başkanı'nı zorluyor.
Kızılcahamam'da
MHP Genel Başkanı'na sorular yönelttik. Şu saat itibariyle daha yanıt
gelmedi. Şu çözüm sürecinde Bahçeli'nin ne kadar ilkesiz siyaset
sergilediğini milletimize anlatacağız.
1999'da devletin kurumları
İmralı ile görüşmeler yapmıştır. Ardından İmralı teröristlerin yurt
dışına çıkışı için çağrıda bulundu. Bugün bizi bölücülükle itham eden
MHP Genel Başkanı 1999'da Başbakan yardımcısıdır.
O gün İmralı ile
görüşmeleri yapan MİT Müsteşarı ile ben de çalıştım. Bunları dinledim.
Bu süreç yeni başlamış bir süreç değil. Ondan daha önce TSK'nın
yetkilileri de bu görüşmeleri yapmıştır. Kimse bize çalım atmaya
kalkmasın, biz bunları biliyoruz. Yapılan yeni bir iş değildir,
olağanüstü bir durum da değildir. Bunların zaten yapılması gerekir.
Bugün nasıl devletin istihbarat örgütü İmralı ile görüşüyorsa o zaman da devletin kurumları İmralı ile görüşmüştür.
Bahçeli
''Benim o görüşmelerden haberim yok'' diyorsa vahimdir. Sen Başbakan
Yardımcısıydın. O zaman sana sorarlar: Bostan korkuluğu muydun? O dönem
teröristler ülke dışına çıkarken sabotajlar yapılmıştır. 1999 süreci
için 3 maymunu oynayan Bahçeli şu anda kükreyen aslan rolleri kesiyor.
Bahçeli 1999'da neden kükremedin, neden ihanet var diye ortalığı
velveleye vermedin? Türkiye genelinde yapılan eylemlerde CHP, MHP ve
İP'in iç içe geçip eylem yaptığını görürsünüz.
Kayıpların miktarı
henüz bilinmiyor. 250 ile 1000 kişi arasında masum sizlin
katledildiğini ifade ediyor. Katledilenler arasında sokakta anne
babasının yanında kurşuna dizilmiş çocuklar var. Ağzında emzik olan
bebeğe kurşun sıkılıyor. Dengeler adına bütün dünya buna sessiz kalıyor.
Ben o fotoğrafta yavruların üst üste şehit edilmiş halini görünce adeta
çılgına dönüyorum. Ama diğerlerinin böyle bir derdi yok. Batsın sizin
uluslararası siyasetiniz. Böyle vicdansız siyaset olmaz olsun. Her kim
alınırsa alınsın, hangi CHP yöneticisi alınırsa alınsın, hangi ülke
alınırsa alınsın kalbinde zerre kadar insanlık olan böyle katliam
yapamaz.
Kerbela acısından yüreğinde zerre miskal taşıyan biri
böyle bir vahşet sergileyemez. Banyas'taki manzara Kerbela'daki kadar
acıdır. Katiller de en az Yezit kadar zalimdir. Hasan'a, Hüseyin'e ölümü
layık görenleri Yezit ilan edenler burada onların izinden gidenleri
niçin Yezit ilan etmiyorlar. Onlar da birer Yezit'tir. İnanın baba Esed
bunu yapmadı. Bu kadarını beceremedi. Hama Humus katliamında İmam
Humeyni o katliamı yaptı diye baba Esed'i huzuruna kabul etmedi. Aylar
sonra kabul etmedi. Şimdi aynı makamı devam ettirenlere sesleniyorum:
Daha ne kadar bu katliama sessiz kalacaksınız. Batsın sizin uluslararası
siyasetiniz. Böyle vicdansız siyaset olmaz olsun.
İsrail'in
Şam'a yaptığı hava operasyonu da kabul edilemez. Bu saldırılar Esed'in
eline altın tepsi içinde sunulan kozlardır. Esed İsrail saldırısını
bahane ederek Banyas'taki katliamı örtme derdinde. İnşallah Esed'in sonu
olacaktır. BM toplanmalı ve uygulayıcı tedbir alınmalı. Esed'in yolcu
olduğu anlaşılmıştır ama giderayak arkasında daha fazla acı bırakması
önlenmelidir.
Erdoğan konuşmasının sonunda gazetecilere yaptığı
açıklamada ise PKK'nın çekilme açıklamasını eleştirerek, "Terör
örgütünün tarih açıklaması yanlış. Nasıl girdilerse öyle çıkarlar. Bizim
için esas olan silahları bırakıp ülkeyi terk etmeleriydi" dedi.
07.05.2013 18:39:24
Başbakan, AK Parti'nin oy oranını açıkladı!
Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu...