Bakan Çelik: 'Yoksa et ithaliyle fiyatı 15 liraya indirirsiniz'

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı'na katıldı.

Erzurumajans-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "1-2 yıl alkış alırsınız. Etin fiyatını 15 liraya indirirsiniz. Bizim derdimiz hayvan varlığını arttırarak piyasada dengeli bir şekilde hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan bir anlayışı hakim kılmak. Onun için 32 lira kıymanın kilosuna, 34 lira da kuşbaşının kilosuna dedik" dedi.


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı'na katıldı. Toplantıya, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve kurum temsilcileri de katıldı. Bakan Çelik, TOBB'da gerçekleşen toplantıda lisanslı depoculuk, tarımsal ve hayvansal desteklemeler, et ve ekmek fiyatları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Lisanslı depoculuğun önündeki engelin kendileri olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, "Başkası değil ki. Destekte çıkarmışız. Lisanslı deponun yüzde 50 kira desteğini veriyoruz. Karşılasak da bir şey olmuyor ki. Çünkü kamu işin içinde. Olmamız gereken yerde olmamız gerekiyor. Olmamamız gereken yerden elimizi çekmemiz gerekiyor. Gerekli talimatı verdim. Şimdi de hızlı bir şekilde lisanslı depoculuğun önünü açacak ve bu konuda atılması gereken ne adım varsa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak biz atmaya hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Fiyat düşerse ürün depoya girecek, artarsa depodan çıkacak. Yapacağımız şey belli. Kağıtlar elimizde. O kağıtlarla uğraşmak varken bu kadar hantal bir yapıyı sürdürmenin doğru olmayacağı kanaatindeyiz" diye konuştu.


"AYFON'DA CANLI HAYVAN BORSASI AÇILACAK"


Canlı hayvan borsalarının hayvancılığın gelişmesi açısından son derece önemli olduğunu belirten Çelik, "Afyon'da yakında canlı hayvan borsası açılacak. Hayvancılığın bir anlamda lisanslı depolar gibi hayvancılığa uygulanması anlayışı içerisindeyim. Lisanslı depo anlayışı çerçevesinde hizmet versinler düşüncesindeyim" ifadelerini kullandı.


İdari yapı ile ilgili yeni çalışmaların yapıldığını kaydeden Çelik, şu bilgileri verdi:
"İdari yapımızı masadan ziyade sahada, masadan ziyade tarla da nasıl sevk edebiliriz diye değerlendirmeler yaptık ve bizim 16 bin personelimiz ile her işletmeden sorumlu teknik elemanların olduğu idari yapılanmaya doğru gidiyoruz. İstatistiki verilerin çok daha sağlıklı olması için bizzat alandan merkeze verilerin takip edildiği bir sistem önümüzdeki günlerde hayatiyet bulacaktır."


TARIMSAL VE HAYVANSAL DESTEKLEMELER


Tarımsal ve hayvansal desteklemelerle ilgili yapılan çalışmalarda son aşamaya gelindiğini ifade eden Çelik, açıklamalarına şöyle devam etti:


"Şuan da 11.6 milyar liralık destekler gerçekleşecek. Çiftçilerin eline bir imkan geçti diyebileceğimiz bir destekleme modelinin de son aşamasına gelmiş bulunmaktayız. Sertifikalı tohum çok önemlidir. 1 milyon tona ulaştık. Ne zaman 3-4 milyon tona geliriz, işte sözü edilen ülke. Ama dünden bu güne geldiğimiz nokta hiç küçümsenecek bir nokta değildir. Burada durmak değil, bunu 2-3 milyon tona doğru taşıma hedeflerimize yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aynı şey hayvansal varlığımız için de geçerlidir. Bugünlerde et meselesi konuşuluyor Türkiye'de. Hayvansal varlığımızın da arttırılması ile ilgili çalışmamız gerekiyor. TİGEM, iki şeye odaklanacak. Bunlardan birincisi sertifikalı tohum. Diğeri ise damızlık hayvan. Bu çalışmalar hızlı bir şekilde TİGEM bünyesinde var. Şuan da 13 bin civarında damızlık varlığımız var. Neden 100-200 bin olmasın. Bu konuda yoğun bir gayret içerisindeyiz."


"01.01.2017 TARİHİNDEN İTİBAREN HAVZA BAZLI DESTEK SİSTEMİNE GEÇİLECEK"


Bitkisel üretim konusunda havza bazlı desteklemelere ve üretim modeline 01.01.2017 tarihinde geçileceğinin müjdesini veren Çelik, "Şuan da uzun yıllar çalışmalar içerisinde 30 havza belirlenmiş. 30 havzanın alt havzaları da var. Oralarda da alt birimlerde de ne, nasıl ve ne kadar üretilirin çalışmaları tamamlanmış durumda. Havza bazlı üretime geçiş ile ilgili nihai değerlendirmelerimizi ayrıntılı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Bu yıl zaten yıl ortasına gittiğimizden dolayı daha sağlıklı olması için çalışmamızı 5-6 aylık süre içerisinde tamamlıyoruz. 01.01.2017 tarihinden itibaren havza bazlı destek sistemine geçmiş olacağız" dedi.


HAYDİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM PROJESİ


35 yaş altı gençlere dönük 30 bin TL hibe ve 50 bin TL faizsiz kredi desteği verdiklerinin altını çizen Çelik, "Biz bunu köye dönüş projesine dönüştürelim diyoruz. Haydi gel köyümüze geri dönelim. Bu olması gereken bir şey. Ne oldu bizim köylerimize. Niye biz güzel meralarımızı terk ettik. Şehre gelelim ama köydeki bu potansiyeli değerlendirecek kardeşlerimizin de oraya dönmesi ile ilgili bu destek politikalarımızı gençlerimize hibe olarak verip, onların köyde üretime teşvik edilmeleri ile ilgili son derece önemli bir programı da belki Sayın Başbakanımız açıklar" diye konuştu.


"FAZLA SÜTLE İLGİLİ FİYAT DÜŞÜRMEK AHLAKİ DEĞİLDİR"

Süt üretiminde iyi bir noktaya gelindiğini vurgulayan Bakan Çelik şunları kaydetti:


"18.5 milyon tonu aşan bir üretimimiz var. Burada son günlerde tartışılan, bakanlık sanki bir baskı aracıymış gibi serbest piyasaya müdahale eden bir durum varmış gibi yaklaşım belli çevreler tarafından pompalanmaya çalışılıyor. Tümüyle yalandır. Bizim Et ve Süt Konseyi bir araya geliyor. İçinde sanayiciler ve bütün kesimler var. Kendileri sütün litresi 1 lira 15 kuruş diyorlar. Kendileri belirliyorlar. Fazla sütle ilgili fiyat düşürmek ahlaki değildir. Sanayicilere buradan sesleniyorum; sizin belirlediğiniz fiyat. Size kimse demedi ki 1 lira 15 kuruş belirleyin diye. O halde burada pazar daralması varsa gelin birlikte konuşalım. 4 bin 500 lira süt tozunun tonuna destek veriyorum. Bunu getirip üreticiye fatura etmenin bir anlamı var mı? Kendi bindiğin dalı kesiyorsun. Yarın sütü nereden bulacaksın. Süt konusunda iyi bir noktaya geldik. Bunun sürdürülebilirliğini beraber sağlayacağız. Senin sıkıntını Bakanlık anlıyor. O halde sende üreticinin sıkıntısına ortak olacaksın."


Etle ilgili üretimin 1 milyon 150 bin tona ulaştığına dikkat çeken Çelik, şöyle devam etti:


"İthal etmeme çabası içindeyiz. Etmemenin şartı ise hayvan varlığını arttırmaktır. Yoksa işin kolayı var. 1-2 yıl alkış alırsınız. Etin fiyatını 15 liraya indirirsiniz. Bizim derdimiz hayvan varlığını arttırarak piyasada dengeli bir şekilde hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan bir anlayışı hakim kılmam. Onun için 32 lira dedik kıymanın kilosuna, 34 lira da kuşbaşının kilosuna. Ben mi dedim. Böyle bir şey yok. Biz size bonfileyi kaça satıyorsunuz diye sormuyoruz. Dışarıdan canlı hayvan buraya daha düşük hale gelecek. Bunun yollarını da biliyoruz. Üreticinin maliyetini düşürmek demek bu da. Bu maliyet düşerse et fiyatını da düşürelim. Üreterek et fiyatını düşürelim. Girdileri düşürerek et fiyatını düşürelim. İnşallah bu girdileri düşürerek et fiyatlarını düşürecek bir anlayışı destekliyorsak kasaplara sesleniyorum. Bu kararları biz birlikte aldık. Bu güzel geleceği ancak ortak akılla sürdürebilir hale getirebiliriz. Yoksa fevri çıkışlarla et ithal edersiniz, bütün hayvanlarınızı kesime gönderirsiniz, hayvan varlığınızı düşürürsünüz ve sürekli ithal eden bir duruma gelirsiniz. Hayır. Bizim çok cüzi bir ithal ihtiyacımız var ve bunu da ortadan kaldıracak hayvan varlığımızı oluşturacağız. Ekmek için de aynı şey için geçerlidir. Türkiye'de şuan da 40 ilde 85, 70, 75, 65 kuruşa 250 gram ekmek satılırken aynı ekmeği 1 lira 25 kuruşa satanlar hesap veremiyor. Bizde bunu bu arkadaşlara bırakmayacağız diyoruz. Çünkü vatandaşın zaruri ihtiyacı bu. Olmaz. Birisi 75 kuruşa ekmeği satarak kazandığını söylerken, maliyetler ortadayken 1 lira 25 kuruşu ne adına söylüyorsunuz. Bunların hep beraber takipçisi olacağız."




23.02.2016 18:16:17