Erzurum Ajans-Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 'Başörtü sorununu biz çözeceğiz' diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu konuda samimi olmadığını belirterek,'Lütfen doğru ol, lütfen dürüst ol, lütfen yalan konuşma' dedi.
Akdağ, beraberinde eşi Şeyma Akdağ ve kızları Cemile ve Remziye Akdağ ile birlikte helikopterle geldiği Karaçoban ilçesinde, Kaymakam Turgay Gülenç, Belediye Başkanı Sedat Gümüş ve diğer yetkililer tarafından karşılandı.
Ardından Cumhuriyet Caddesi üzerinde partisince düzenlenen mitingde konuşan Bakan Akdağ, 12 Eylülde yapılacak referandumda 'evet' demelerinin gerekçesini anlattı. Akdağ, 8 seneye yakın bir zamandır vatandaşa hizmet ettiklerini, hizmet ettikçe vatandaşın arkalarında durmaya devam ettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
'Siz arkamızda durdunuz. Sizlerin duası bizim arkamızda oldukça, biz Allah'tan başka kimseden korkmayız. Bu memlekette halkın iradesini geçmişte hiçe sayanlar oldu. Şimdi burada yaşı 70'e dayananlar var. Onlar biraz bilir. 1950'de Türkiye'ye çok partili sistem geldiğinde büyüklerimiz çok sevinmişler. Çünkü o zamana kadar bizim üstümüzde büyük bir baskı vardı. Şu ezanı Muhammediyeyi aslı gibi okutmuyorlardı. Onun için Menderes'i (Başbakan Adnan Menderes) iktidara getirdiler. 10 sene sonra o güzelim insanı ne yaptılar? Darbe yaptılar ve arkadaşlarıyla astılar. 20 sene sonra bir darbe daha yaptılar. Bu sefer de Kenan Evren ve arkadaşları 12 Eylül darbesini yaptı. İşte bugün değiştirmek istediğimiz Anayasa o 12 Eylül darbesinin Anayasasıdır.'
- 'PİŞMİŞ AŞA SU KATTI'-
'Şimdi CHP'nin lideri Sayın Kılıçdaroğlu ne diyor? 'Bu başörtüsü sorununu biz çözeceğiz.' Ey Kılıçdaroğlu, bak sana buradan sesleniyorum; Lütfen doğru ol, lütfen dürüst ol, lütfen yalan konuşma' diyen Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Arkadaş bu meseleyi mecliste biz çözdük. Anayasa'yı değiştirdik. Bunu bozmak için koşa koşa Anayasa Mahkemesi'ne giden sen değil miydin? Sen düzelmiş işi bozdun. Yani pişmiş aşa su kattın. Şimdi Anayasa'yı biz bunun için değiştiriyoruz. Zaman zaman silahlı kuvvetlerden halk tabiriyle atılan subaylarımız var. Bu askerleri neden attılar, çok iyi biliyorsunuz. 'Sen şöyle yaşıyorsun. Senin eşinin kılığı kıyafeti böyle. Senin evine Tekman'dan ya da Karaçoban'dan gelen birinde şöyle bir kıyafet varmış. Biz bunları tespit ettik. Bunları uygun bulmuyoruz. Seni uzaklaştırıyoruz.' Peki beni attınız, uzaklaştırdınız. Ben hakkımı nerede arayacağım arkadaş? Bugünkü Anayasa'ya göre hakkını arayamazsın? Çünkü bugünkü Anayasa diyor ki; YAŞ (Yüksek Askeri Şura) kararıyla uzaklaştıran hakkını arayamaz. Peki, biz ne diyoruz? Arkadaş böyle bir şey olursa hakkını arayabilirsin. Biz, bu insanların hakkını arayabilmesi için bu Anayasa'ya ne diyeceğiz? 'evet' diyeceğiz.'
Akdağ, geçmişte Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde bir olay olduğunu ve orada bir kitapçının bombalandığını anımsatarak, şöyle devam etti:
'Orada bir takım pis kokular çıktı. Van'da Ferhat Sarıkaya isimli bir savcı da bu davayı soruşturmaya başladı. Bu davayı soruştururken savcı iddianamesinde zamanın genel kurmay başkanının adını geçirdi. Bu HSYK ne yaptı biliyor musunuz? Görevden aldı. Bu da yetmedi savcılıktan da uzaklaştılar. Baroya da almadılar, avukatlık yapmasına da müsaade etmediler. Biz, şimdi diyoruz ki; HSYK yarın da böyle bir karar alırsa, o savcı mahkemeye gidebilir hakkını arayabilir.'
TANKLARIN NAMLULARI ARTIK BİZE DÖNMEYECEK
Bakan Akdağ, Tam Gün Yasası konusunda da bilgi verdi ve hastanede çalışan doktorların bundan sonra muayenehane açamayacaklarını belirterek, 'Kimin gücüyle yaptık bu kanunu?'diye sordu. 'Sizin gücünüzle'diyen Akdağ, CHP'nin Tam Gün Yasasını, Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğünü hatırlatarak, şunları kaydetti:
'CHP, Deniz Baykal'ın emriyle, koştura koştura nereye gitmiştir? Anayasa Mahkemesi'ne... Anayasa Mahkemesi, Danıştay ne karar aldı biliyor musunuz? 'Ben Sağlık Bakanlığı'nın bu kararını durduruyorum. Doktorların yine muayenehanesi olacak.' Şimdi ben size soruyorum; 'Doktorların muayenehanesi olsun' diyen el kaldırsın, 'olmasın' diyen el kaldırsın. Kim muayenehane istemiyorum dediyse, yarın bunun için 'evet' oyu vereceğiz.'
Bir taraftan demokrasi diyen bazı kesimlerin öbür taraftan vatandaşın sandığa gitmesini önlemeye çalıştığına dikkati çeken Akdağ, 'Böyle özgürlük olur mu? Onun için değerli kardeşlerim Erzurum'u bu sefer 'Cumhurbaşkanımızı biz seçeceğiz' dediğimiz gibi bu referandumda da en önlere çıkaracağız. Karaçoban'a, Erzurum'a bu yakışır'dedi.
Artık 'Darbe yapanların' ve vatandaşın iradesinin üstünde bir gücün istenmediğine vurgu yapan Bakan Akdağ, 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Bizim meclisimizin duvarında böyle yazmıyor mu? Ben milletsem o zaman milletin üzerinde ne askerin ne yargının vesayetini kabul ederim'diye konuştu.
Akdağ, son olarak, geçmişte bazılarının 'Dağdaki çobanla benim oyum bir olur mu'dediğini anımsatarak, 'Öyle bir olur ki. Hele sandığı koysunlar sen görürsün. Biz 12 Eylülde, tanklarla uyanmıştık. Bu sefer 12 Eylülde o tankların sadece bizi korumak için olduğunu ilan edeceğiz. O tankların namluları bir daha bize dönmeyecek. Onun için 'evet' diyeceğiz.'
Akdağ daha sonra Karaçoban Kaymakamlığı'na geçerek, burada Kaymakam Turgay Gülenç'i makamında ziyaret etti.
02.09.2010 14:04:00