Erzurumajans-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, demokratikleşme paketini, çözüm sürecine "suni teneffüs" olarak nitelendirerek, "Başbakan demokrasiyi pakete koyup, İmralı canisiyle terör örgütünün arasına atmıştır. PKK terör örgütü neyi beklemişse parça parça almış, izleyen dönemde almaya da devam edecektir. PKK terör örgütü neyi ummuşsa Başbakan imdada yetişmiş, bundan sonra da yetişmeyi sürdürecektir" dedi.
MHP lideri Bahçeli, Kazlıçeşme'de Milli Değerleri Koru ve Yaşat toplantılar kapsamında "Demokrasi Mitingi"ne katıldı. Burada bir konuşma yapan Bahçeli, Milli Değerleri Koru ve Yaşat Açık Hava Toplantıları kapsamında düzenledikleri mitinglerin bugün yedincisi olduğunu belirtti. Gittikleri bütün noktalarda, hiç mahcup olmadıklarını, milletin kendilerine kucağını açtığını belirtti. Yaptıkları bu mitingler ile Türkçe üzerinde oyun oynayan dilsizlerin, vatansızların, milletsizlerin, köksüzlerin ve kimliksiz çetelerin kendilerine farklı çareler, farklı formüller aradığını vurguladı. Demokrasinin bu konuda en çok müracaat edilen, en fazla istismar edilen kavram olduğunu söyleyen Bahçeli, "İlave olarak özgürlük en çok yıpratılan ve gerçek anlamından oldukça da koparılan kelime olarak hafızalara adeta kazınmıştır. İleri demokrasiyi bölünme rehberi olarak tayin eden sinsi devrimci Başbakan ve hükümeti gerçekte demokrasiyi kuklaya çevirmiştir. Demokrasinin ruhuna aykırı olacak ne varsa AKP tarafından uygulanmış ve icra edilmiştir. 11 yıllık AKP dönemi esasen demokrasinin kara devri, ayıplı dönemi, işgal ve esaret seneleri olarak tarihe geçmeye şimdiden aday olmuştur. Başbakan Erdoğan demokrasiye duyduğu hazımsızlığı, hoşgörü ve uzlaşmaya gösterdiği tepkiselliği her fırsatta gün yüzüne çıkarmıştır" dedi.
-"SOKAKLAR SUÇ ÖRGÜTLERİNE TERK EDİLMİŞTİR"-
Demokrasinin tehdit altında olduğunu belirten Bahçeli, "Demokrasiyi pakete sıkıştıran, demokrasiyi şüpheli paketlerin içine yerleştiren Başbakan Erdoğan, eğer şartlar müsait olursa darağacına da çıkarmaktan, bölücü hainlerden oluşan idam mangasının önüne koymaktan kaçınmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
"Sayın Erdoğan şunu bil ki, İstanbul seni ve pazarlık ortağın canibaşını iyi tanımakta, pis tezgâhlarınızı iyi bilmekte, oyunu bozmak için de fırsat kollamaktadır" diyen Bahçeli şöyle konuştu:
"Bu 'hayır'ların, bu dik ve sağlam duruşun özü ve hedefi de budur. İnanıyorum ki, fetih ruhu bir kez daha ortaya çıkacak, Türk milletinin, Türk vatanın önündeki AKP, CHP, BDP, PKK, İmralı canisi ve küresel emperyalizm musibetlerini yıkıp geçecektir. Gerilim, çatışma, cepheleşme döngüsünün yorgun ve bitap düşürdüğü Türkiye'miz bugün hüsran verici iç ve dış gelişmelere şahit olmaktadır. Şehit kanıyla elde ettiğimiz bağımsızlığımız sulandırılmıştır. Kahramanlıklarla kurulmuş Cumhuriyetimiz sarsılmaktadır. Bin yılın emaneti kardeşliğimiz saldırı altındadır. Milli varlıklarımız yerli ve yabancı işbirlikçilere satılmaktadır. Binlerce yıllık kültür hazinemiz sabote edilmektedir. Huzur ve asayişimiz sancı üstüne sancı yaşamaktadır. Sokaklar suç örgütlerine terk edilmiştir.
İstanbul'un birçok semti, mahallesi, sokağı Maltepe Gülsuyu Mahallesi gibi teröristlerin, organize suç örgütlerinin cirit attığı yer haline gelmiştir. Cumhuriyetimizin değerleri, devletimizin varlığı, milletimizin birliği ve bütünlüğü tehlikelerle yüz yüzedir. Bu konu artık milliyetçi bir hassasiyettin de ötesinde, bir beka meselesi haline dönmüştür. Demokrasi Başbakan'ın elinde gerçek ruh ve anlamından soyutlanmış, bölücülüğe ve bölünmeye hizmet eden bir kisveye büründürülmüştür."
-"TÜRKLÜK BU MİLLETİN ORTAK CEVHERİDİR"-
Demokrasinin yalnızca sandık olarak tarif edildiğini, yalnızca bu dar alana hapsedildiğini ve "kuşa çevrildiğini" savunan Bahçeli, "Demokrasinin erdemleri, uzlaşma ve diyaloğa yaptığı vurgu, tolerans ve saygıya verdiği önem yabana atılmış, devamlı hasıraltı edilmiştir. Vicdanen, insanen, zihnen ve kalben demokrasi teyit edilmedikten sonra, bir kişinin, bir yönetimin, bir iktidarın demokrasiyi dürüstçe sahiplenmesi söz konusu olmayacak, olamayacaktır" diye konuştu.
Başbakanla demokrasinin gece ile gündüz gibi farklı, birbirine ters olduğunu kaydeden Bahçeli, "Ancak ne ilginçtir ki, sıra PKK'ya gelince, İmralı canisi perona yanaşınca Başbakan birden bire demokrat kesilmekte, ileri demokrasi makyajını sürmektedir. Zira demokrasiyi bölünmek için bir fırsat, bir basamak ve bir anahtar olarak görmektedir. Başbakan katillerin gönlünü hoş tutarken ileri demokrasi butonuna basmakta, Suriye'ye savaş çığırtkanlığı yaparken Eşbaşkanlık rolünü oynamaktadır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın bir türlü 'Türk'üm diyemediğini ve Türk milletini kabullenemediğini iddia eden Bahçeli, "Şunu bil ki Sayın Erdoğan, etnik kimlik olarak gördüğün, ayrımcı ve tektipleştirici olarak değerlendirdiğin Türklük bu milletin ortak cevheri olup, ırkı hiçbir zaman önceliğine almamıştır. Sana gelesiye kadar Türklüğe bu kadar cephe alan başka birisi olmamıştır? Türk milleti Türkçe konuşan, ama ana dilini konuşana da saygı duyduğumuz, müşterek geçmişten geldiğine şehadet ettiğimiz, mazideki ceddimizin şahsında acı ve tatlı günlerin yaşandığını benimsediğimiz, gönlü ve vicdanı ortak bir kültüre bağlı ve ben Türküm diyen herkesi kapsamaktadır" diye konuştu.
-"BUNDAN SONDA BAŞBAKAN İÇİN BİR TEK HEDEF KALMIŞTIR O DA İSTİKLAL MARŞIMIZDIR"-
AK Parti hükümetinin "vesayeti yıkıyorum" dedikçe milli değerlere "saldırdığını", "statükoyu bitiriyorum" dedikçe dokunulmaz haklara el uzattığını söyleyen Bahçeli şöyle konuştu:
"Başbakan Erdoğan; 'demokratikleşiyoruz, sivilleşiyoruz, özgürleşiyoruz, engellerimizden kurtuluyoruz, darbecilerle hesaplaşıyoruz' propagandasıyla 90 yıllık birikimlerimize, milli bayram ve kutlama günlerine darbe üstüne darbe vurmuştur. Başbakan ve hükümeti 23 Nisan'ın kutlanmasından, 19 Mayıs'ın coşkusundan, 30 Ağustos'un mehabetinden, 29 Ekim'in mesajından rahatsız olmuş ve karşı harekete geçmiştir. Başbakan Erdoğan, milletimizin heyecanlarını tazelediği, ortak kıvanç ve duyguda birleştiği milli bayramları hedef almakla aslında Türk milleti gerçeğine hasar vermek emelindedir. Bundan sonda Başbakan için bir tek hedef kalmıştır ki, o da bağımsızlığımızın manzum eseri olan İstiklal Marşımızdır. 'Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celâl?' Ya da 'Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl' gibi ifadeler güçlü ihtimaldir ki, Başbakan'ın ve demokrasi borazancılarının uykularını kaçırmaktadır.
Başbakan sürprizleri sevdiğine göre, paketleri sürpriz yumurta gibi gördüğüne göre, İstiklal Marşımıza neşter vurması olmayacak şey değildir."
Demokratikleşme paketini, çözüm sürecine suni teneffüs olarak nitelendirerek, şöyle konuştu:
"Başbakan demokrasiyi pakete koyup, İmralı canisiyle terör örgütünün arasına atmıştır. Yargıyı torbalayan, seçim rüşvetlerini kolileyen, seçim çalışmalarını TOKİ'leyen, demokrasi ve özgürlüğü pür dikkat pakete yerleştiren Başbakan'ı Türk milleti kızgınlıkla izlemiştir. PKK terör örgütü neyi beklemişse parça parça almış, izleyen dönemde almaya da devam edecektir. PKK terör örgütü neyi ummuşsa Başbakan imdada yetişmiş, bundan sonra da yetişmeyi sürdürecektir. Bugün Türkiye'yi PKK'ya yem eden, Türk milletinin itibar ve saygınlığını zelil hale getiren, bölücülüğe statü, rütbe ve prim kazandıran garabet bir kişilik Başbakanlık görevindedir. Türk milletinin oylarıyla 1994 yılından beridir gündemde olan, İstanbul'u eline yüzüne bulaştırdığı gibi, Türkiye'yi de perişan eden bu zat artık PKK'dan yaldızlı takdirname almaya hak kazanmış olsa gerektir.
Sözde demokratikleşme paketinin her satırında PKK'nın dahli, parmağı, yönlendirmesi ve hükmü vardır. Göz boyamak, akılları çelmek ve sırf uyanıklık namı hesabına pakette bazı makul düzenlemelere de gidilmiştir. Yıllardır başörtüsünden geçinen Başbakan ve hükümeti, bu istismarcılığını pakette de sürdürmüştür. Başörtüsü PKK'nın kanlı hedefleriyle yan yana koyulmuş, aynı pakete iliştirilmiştir."
-"İSTANBUL'U DA KONSTANTİNOPOLİS YAPACAK MISIN?"-
Demokratikleşme paketi ile anadilde eğitimin önünün açıldığını söyleyen Bahçeli, "Birbirini anlamayan, birbirinden kopuk, birbirinin diline yabancı nesillerin yetişmesi için hamle yapılmıştır. PKK ve bölücü çevrelerin vazgeçilmez dayatması olan bu hain istek Başbakan ve hükümeti tarafından seve seve karşılanmıştır. Türkçe hasımları yeni bir mevzi elde etmiş, böylece bölünmenin en önemli dönemeci geçilmiştir" dedi.
Yerleşim yerlerinin isminin değiştirilmesiyle ilgili düzenlemeyi de eleştiren Bahçeli, "Sayın Başbakan İstanbul'u da Konstantinopolis yapacak mısın? Bizans'ı yeniden diriltecek misin? Karadan gemi yürüten, çağ açıp çağ kapatan kahraman ceddimizin yüzünü kara çıkaracak, kemiklerini sızlatacak mısın? Vefasızlıklarına, ihanet serisine yeni bir halka ekleyecek misin?" diye sordu.
-MİTİNGDE ANDIMIZ OKUNDU-
Yerel seçimlerle AK Parti'nin uyarılması gerektiğini dile getiren Bahçeli, "Biliniz ki İstanbul'da sadece iki parti yoktur ve Milliyetçi Hareket bu aziz kentin yönetimine her düzeyde taliptir. İstanbul, Recep Tayyip Erdoğan kâbusundan uyanarak tertemiz günlere bu şekilde kavuşacaktır. Önümüzdeki Mahalli İdareler Seçimlerinde İstanbullu kardeşim 'Artık Yeter' demelidir" şeklinde konuştu.
Demokratikleşme paketiyle "Andımız"ın da kaldırılacak olmasını eleştiren Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ve hükümetine göre Andımız militarist ifadelerle doludur. Buradan Başbakan ve gerçek faşist, zorba ve yıkım ekibine sesleniyorum; Siz ne yaparsanız yapınız, Türk milleti Andına sahip çıkacaktır. Siz ne yaparsanız yapınız, Türk milleti yeminlerinin yanında olacaktır" dedi.
"Konuşmamı bitirmeden evvel huzurlarınızda sizlerin de katılımıyla Andımızı okumak, dosta ve düşmana Kazlıçeşme'nin sesini duyurmak arzusundayım" diye seslenen Bahçeli, vatandaşların da katılımıyla Andımız'ı okudu. (ANKA)
05.10.2013 18:08:19
Bahçeli'den Erdoğan'a sert sözler...
Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) 'Milli Değerleri Koru ve Yaşat Demokrasi Mitingi' Zeytinburnu'ndaki Kazlıçeşme alanında yapıldı.