Erzurum Ajans-Avrupa
Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye-AB Karma
Parlamento Komisyonu toplantısında, kendisine İslam dinine hakaret
içerikli bir kitap vermek isteyen Hollandalı Milletvekili Barry
Madlener'e verdiği cevaba ilişkin, “Hiç kimsenin haddini aşmasına izin
vermeyiz. Herkese anladığı dilden hak ettiği şekilde gerekli cevabı
veririz” dedi.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısı,
Avrupa Parlamentosu'nun Strasbourg binasında yapıldı. Toplantıda aşırı
sağcı Hollandalı Milletvekili Barry Madlener, Türkiye’ye, İslam’a ve AK
Parti iktidarına hakeratamiz ifadeler kullandı. Geçen sene İslam’a
hakaret içerikli karikatürü vermek istediği Bağış’tan, “Onu al, münasip
bir yerine koy” yanıtını alan Madlener, bu kez, yine İslam dinine
hakaretler içiren “Öldürülmek için Damgalanmış: İslam’ın Batıya ve Bana
Karşı Olan Savaşı” adlı kitabı Bakan Bağış’a vermek istedi. Duruma sert
tepki gösteren Bağış, “Onu karikatürü koyduğun yere koy. O kitaba
ihtiyacım yok. Kitabını istemiyorum. Karikatürü nereye koydunsa onu da
oraya koy” diye konuştu.
Söz alan Bağış, "Türkiye'de son
zamanlarda çok sıkça kullanılan, artık dilimize pelesenk olmuş bir
deyimle size cevap vereceğim: Vatandaşlarımız ‘oğlum bak git’ diyor.
Sayın Madlener, her zaman olduğu gibi yine burada bir provokasyon
çabasına girdiniz. Öğrendim ki Hollanda'da kendi ulusal parlamentonuza
geçmeyi düşünüyormuşsunuz, aslında Norveçli katil Brevnik'in yanına gitseniz size daha çok yakışır.
İslam
ile ilgili ettiğiniz laflara hiçbirimizin katılması mümkün değil.
İslam'ın tek bir savaşı vardır, o da cehaletle savaştır. Senin gibi
cehaletin kölesi olmuş kişileri özgürleştirmek de İslam'ın hedeflerinden
birisidir. İnşallah tedavi olursun. İnşallah Hollanda Parlamentosu'na
gittiğinde biraz daha tefekkür etme ve doğruları bulabilme imkanın olur"
dedi.
Bağış, daha sonra İngilizce olarak, "Barry sana
Hollanda'daki siyasi hayatının geri kalanında iyi şanslar diliyorum. Sen
gerçekten bu komiteye bir renk getirdin" ifadelerini kullandı.
BARRY MADLENER’E TEPKİ
Yaşanan
gergin anlar sırasında Türkiye Raportörü Ria Oomen Rujiten’in, birkaç
kez Madlener'in yanına giderek kendisiyle öfkeli şekilde konuştuğu
gözlemlendi. Oomen, toplantı sonrasında da kameralar kayıtta değilken
Bağış'ın yanına giderek yaşananlardan duyduğu memnuniyetsizliği ve
Bağış'ın verdiği yanıtın kendisine yakışmadığını düşündüğünü dile
getirdi.
BAĞIŞ’TAN FÜLE’YE ELEŞTİRİ
Toplantıda Avrupa
Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle, vize konusunda adım atmamak
konusunda Türkiye'yi eleştirip, Bağış'a ciddi olmaları gerektiğini
söyleyince yine ortam gerildi. Bağış, Füle'ye verdiği yanıtta, yüksek
bir ses tonuyla "Sevgili dostum Füle, lütfen sen de ciddi ol. Burada
İçişleri Komiseri Malmström bana basının önünde sözler verdi.
Dedi
ki: ‘Vize ücretleri düşecek, evrak sayısı azalacak, uzun ve çok girişli
vizeler verilecek, Türkiye'nin farklı bölgelerinde ortak Şengen
büroları açılacak’. Ben de dedim ki: ‘Sen bunları gerçekleştirirsen ben
de geri kabul antlaşmasının paraflanması için hükümet içerisinde elimden
gelen çabayı ortaya koyacağım’. Ne ortada Şengen ofisi var, ne bu
verilen sözlerin tutulmuşluğu var. Şimdi tutup da 'ciddi olun' derken,
biraz da iğneyi kendinize batırın lütfen" dedi.
YUNAN PATLAMENTERDEN TÜRK EKONOMİSİNE ÖVGÜ
Bakan
Bağış, Türkiye'nin ekonomisini öven Yunanlı Parlamenter Maria Eleni
Koppa'ya, "Nazar etme ne olur, çalış senin de olur" diyerek yanıt verdi.
Bu ifade, toplantı salonunda gülüşmelere neden oldu. Yunanlıların nasıl
bir süreçten geçtiğini iyi bildiklerini ve bu süreçte kendileriyle
birlikte olduklarını söyleyen Bağış, Türkiye'nin doğru mali disiplin,
istikrar ve güven ile bu sorunları geride bıraktığını ifade etti. Bağış
"Bunu biz başardıysak Yunan halkı da başaracaktır" diye konuştu.
“PKK SADECE BİZCE DEĞİL, SİZCE DE BİR TERÖR ÖRGÜTÜ”
Leyla
Zana ile ilgili durumun gündeme getirilmesi üzerine hükümetin Kürt
meselesiyle ilgili attığı adımlardan bahseden Bakan Bağış, "Biz bu kadar
açılım ve hamle yaparken, siz burada kalkmışsınız, Kürtler için bu
kadar çok şey yapılırken bir şahısla ilgili, falanca ödülü almış bir
milletvekili ile ilgili olarak yargının atmakta olduğu adımları
Türkiye'nin 75 milyon vatandaşının, iktidarının, yürütmesinin bir
meselesiymiş gibi eleştiri konusu yapıyorsunuz. Bakın, yargıyı savunmak
bana düşmez ama benim bildiğim kadarıyla AB Parlamentosu'nun da,
Komisyonun da, Konseyi'nin de PKK ile ilgili almış olduğu karar var. PKK
sadece bizce değil, sizce de bir terör örgütü.
Sayın Zana PKK'yı
terör örgütü olarak görmediğini ve örgütün ele başısı Öcalan'ı ‘Kürt
halk hareketi önderi’ olarak gördüğünü, Kürt sorunu devam ettiği sürece
silahlı mücadelenin Kürtler için bir teminat olduğunu, PKK'nın
faaliyetlerinin de bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi olduğunu
söylemiş. Şimdi sizin üye ülkelerinizde biri çıksa dese ki;
‘El
Kaide terör örgütü değildir. yaptıklarını kendi inançları içerisinde
özgürlük mücadelesi olarak yapmaktadır’. Sizin yargınız buna seyirci mi
kalacak? Bundan dört yıl evvel 'millet ne ise vekili de o olmalıdır'
dediği için aynı yargının yargıladığı bir siyasetçiyim. Hiçbir zaman da b
ortamlarda 'ya bu kadar masum bir cümle neden yargılanıyor?' dendiğine
de şahitlik etmedim" diye konuştu.
KIBRIS SORUNU
Kıbrıs
konusunun da sıklıkla açıldığı toplantıda Bağış, konuyla ilgili gelen
eleştirisel sorulara cevaben AP'nin Kıbrıslı parlamenterlerine bir soru
sormak istediğini belirterek şöyle devam etti:
"Kıbrıs'a AP'de
dört koltuk ayrılırken, bunun dördü Rumlara, ikisi Türklere ayrılmıştı.
nerede o Türkler? Niye onların koltuklarını da siz kaptınız? Hani madem
ki bu kadar hakkaniyetle Kıbrıslı Türklerin haklarını savunuyorsunuz;
Kıbrıs'ta birlikte yaşamak istediğinizi söylüyorsunuz, neden hiçbir Rum
partisi bir Türk'ü aday göstermedi?"
KÜRTAJ KONUSU
Türkiye’de
tartışılan kürtaj konusunda ise Bağış, İngiltere, Malta ve İrlanda
örneklerini hatırlatarak, "Buralarda konuyu çözümlediniz de sıra aday
ülkelere mi geldi" diye sordu ve sözlerine şöyle devam etti:
"Birçok
ülkede olduğu gibi benim ülkemde de bu konuda tartışmalar var. Ama
şundan da emin olun ki aklın yolu birdir. Biz Türkiye'de bu konularda
tartışırız, sonra da makul bir noktada meclisimizde gerekli kararları
alırız. Ben bu konuda Türkiye'de bir gerginlik yaşanacağına inanmıyorum"
dedi.
"AB SAMİMİ BULUNMUYOR"
Konuşmasının devamında
Türkiye'deki gençlerin sadece yüzde 40'nın AB'yi samimi bulduğunu
gösteren bir ankete değinen Bağış, bu anketin son derece iyimser
olduğunu ve kendisinin başka bir ankette çok daha acımasız bir rakamla
karşılaştığını belirterek, vatandaşların sadece yüzde 8'inin AB'yi
samimi bulduğunu belirtti.
BAĞIŞ, TOPLANTI SONRASI AÇIKLAMA YAPTI
Gergin
toplantı sonrası Bağış ve Füle, birlikte Avrupa Komisyonu tarafından
desteklenen Türkiye'deki IPA projesinin resim sergisini gezdiler. Sergi
açılışı sonrası Bakan Bağış, olaylı toplantıda yaşananları
değerlendirmek üzere basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı. Bağış,
"Hiç kimsenin haddini aşmasına izin vermeyiz. Herkese anladığı dilden
hak ettiği şekilde gerekli cevabı veririz.
Avrupa Parlamentosu
ile düzenlenen bu Karma Parlamento Komisyonu toplantılarında gerçekten
olayı istismar etmek isteyen Hollanda'dan gelen ve farklı görüşleri olan
bir vekilin her zamanki gibi bizim değerlerimize hakaret etmesine
seyirci kalamazdım. Ona anladığı dilden cevabını verdik. Bundan sonraki
hayatında da başarılar diliyoruz ona. Ben kendisine Brevik'in olduğu
yere gitmesi gerektiğini söylerken, onu ziyaret etmesi ve onun düştüğü
durumu görerek kendisinin de o hallere düşmemesi için ders çıkarması
gerektiğini kastettim. O da mesajı algıladı zannediyorum” diye konuştu.
Füle
ile yaşanan gerginliğe ilişkin ise Bağış, "Gerginlikler olması
normaldir, müzakerelerin doğasında bu vardır. Toplantı sonunda birlikte
sergi açılışı yaptık, fotoğrafları gezdik. Türkiye ve Avrupa Birliği
arasındaki pozitif ilişkilerin belgelendiği fotoğraflandığı bir süreci
yaşadık” dedi.
Vize müzakereleri konusunda detay vermekten
kaçınan Bağış, taslak metin üzerinde çalışmaların devam ettiğini, geri
kabul antlaşmasını kesinlikle 'vize kolaylıkları' karşılığında
imzalanmayacağını belirterek, müzakerelerin sıkı şekilde devam ettiğini
kaydetti.
Madlener ile olan tartışmaya dahil olan Türkiye
Raportörü Oomen ile aralarında ne geçtiği sorulan Bağış, kendisinin
Madlener konuşurken salonda olmadığını ve buna şahitlik etmediği için
verdiği cevabı sert bulduğunu anlatarak, “Zannediyorum kendisine gerekli
bilgiler verildiği zaman o da her zamanki gibi haklı olduğumuzu anladı"
diyerek sözlerini tamamladı.
UMUT ORAN'IN AÇIKLAMALARI
Öte
yandan, TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanvekilliği görevi ile birlikte
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkan Yardımcılığı görevini de
yürüten Milletvekili Oran da, toplantıda bir konuşma yaptı. Oran, Cihan
Kırmızıgül olayını anlatarak, “Cihan Kırmızıgül, Galatasaray
Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisi, 3. sınıfta. ÖSS’de ilk
700’e girip bu üniversiteyi kazanmış. Bu çocuk 25 ay tutuklu kaldı.
Sonra da terörist diye 11 yıl 3 ay ceza aldı” dedi.
Cihan
Kırmızıgül’ün davasında tek somut kanıtın poşu olduğunu iddia eden Oran,“Bugün bu ülkede bir çocuk poşu takıp otobüs beklediği için terör
örgütü üyesi olmakla suçlanıp, hapis cezasına çarptırıldı. Kim bunlar;
iki üniversite öğrencisi. Berna’nın babası gece bekçiliği yapıyor,
‘dişimizden tırnağımızdan arttırarak okuttuk, bu emekler heba olsun
istemiyorum’ diyor.
Başbakan’ın bir toplantısında ‘parasız eğitim
istiyoruz’ diye pankart açtılar. Ne oldu? Apar topar gözaltına
alındılar. Terör örgütüne üye olmakla suçlandılar. 19 ay tutuklu
kaldılar. Şimdi de 8 yıl 5 ay hapis cezasına mahkum edildiler. Şimdi
soruyorum; Sayın Füle, Avrupa’da parasız eğitim istiyoruz pankartı açıp
terör eylemi yapan başka bir tane örnek var mı? Avrupa’da parasız eğitim
istediği için terörist olmakla suçlanan bir tane öğrenci var mı” diye
konuştu.
FÜLE’YE POŞU HEDİYE ETTİ
Konuşmasının devamında
AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle’ye poşu hediye
edeceğini ifade eden Oran, şunları söyledi:
“Sayın Füle, bu
poşuyu size hediye ediyorum. Lacivert olan da sayın hanımefendi için.
Yalnız dikkat edin Türkiye’ye bununla gelmeyin. Ne olur ne olmaz. Bakın
Başbakan bile ‘özel yetkili mahkemeler kontrolden çıktı’ diyor. Sayın
Egemen Bağış bile sizin güvenliğinizi garanti edemez. Bir tane sorum
var; bugün 8 milletvekili, 500 öğrenci, yüzlerce yerel yönetici tutuklu.
Spor davası bile terör suçlarına bakan özel yetkili mahkemede
görülüyor.”
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un, “8
milletvekilinin tutuklu olması gibi olaylar başka ülkede olsaydı
müzakereler askıya alınırdı” sözlerine dikkat çeken Oran, şöyle devam
etti:
“Siz bu görüşü paylaşıyor musunuz? Müzakere çerçeve
belgesinin 5. maddesi kapsamında Türkiye ile müzakerelerin askıya
alınması gibi bir risk var mı? Hem Türkiye İlerleme Raporu’nda hem de
Hammarberg’in yargı hakkındaki raporunda, terör tanımının çok geniş
olduğu, uygulamada büyük sorunlar doğurduğu söyleniyor. Terörle Mücadele
Kanunu’nun ilgili maddelerinin değişmesi yönünde tavsiyeler var. Biz
CHP olarak bu konuda bazı yasa teklifleri de verdik.”
"OSLO’DA POŞUDAN TUTUKLANAN VAR MI"
Oran,“Hükümet ne zaman bu sorunu çözecek? Basılmamış kitap nedeniyle,
Oslo’daki bir toplantıya katıldığı için, poşu taktığı için insanların
terörist diye suçlandığı başka bir ülke var mı? Sayın başbakan da özel
yetkili mahkemelerden rahatsız olduğunu ifade etti. Tam 7 yıldır tam üye
olmak için mücadele eden bir ülkeye bu manzara yakışıyor mu? Özel
yetkili mahkemeyi ne zaman kaldıracaksınız” diyerek sözlerini noktaladı.
TOPLANTI SONRASI
Toplantı
sonrası konuşması hakkında yapılan “Umut Oran, Türkiye’yi yurt dışında
şikayet etti” yorumlarını değerlendiren Oran, “Özel Yetkili Mahkemelerin
kapatılması gerektiğini Başbakan bile söylüyor. Başbakan da Özel
Yetkili Mahkeme gerçeğinden rahatsız. Özel Yetkili Mahkemeler bu çağda
gizli kapaklı kalacak bir konu değil. İnsan haklarını kapalı kapılar
ardında değil herkesin önünde açıkça konuşulur. Kimse şu an Silivri
Cezaevi’nde milli iradenin tutsak olduğunu da unutmasın” dedi.
14.06.2012 08:30:03
Bağış: Oğlum bak git
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısında, kendisine İslam dinine hakaret içerikli bir kitap vermek isteyen Hollandalı Milletvekili Barry Madlener'e verdiği cevaba ilişkin, “Hiç