Baba kızını göndermeyince Adli Tıp, eski raporlara göre karar verdi

Olay, 21 Temmuz 2015 günü merkez Yakutiye ilçesi'nde meydana geldi. Kızları İ.Y.'nin Facebook'ta tanıştığı H.A. ile ortadan kaybolması üzerine aile telaşlandı. İddiaya göre iki gün sonra ortaya çıkan İ.Y. ile H.A., ailelerinin başvurusu nedeniyle polise götürüldü. Emniyette küçük kız, H.A.'nın kendisine istismarda bulunduğunu öne sürdü. İ.Y., istismara uğrayıp uğramadığının tespiti için hastaneye gönderildi. 

İlk olarak Nene Hatun Kadın Doğum Hastanesine götürülen İ.Y.'nin kızlık zarında eski yırtık, anal muayenesinde ise çatlak tespit edildi. Hastane İ.Y.'yi kati rapor için bu kez Adli Tıp Kurumu'na sevk etti. İlk rapor üzerine H.A. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. İ.Y. daha sonra Atatürk Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'nda muayene edildi. Atatürk Üniversitesi 'İ.Y.'nin kızlık zarında eski yırtık ve anal yolda çatlak izine rastlanmadığı' yönünde rapor verdi. Savcılık gelen rapor üzerine iddianameyi hazırlayıp mahkemeye gönderdi. Ancak iki rapor arasındaki çelişkiye dikkati çeken mahkeme, iddianameyi savcılığa iade etti. Cumhuriyet savcısı bunun üzerine İ.Y.'yi 3'üncü kez rapor alması için Erzurum Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Şube Müdürlüğü'ne yolladı. İ.Y.'nin yapılan muayenede bakire olduğu, anal muayenesinde fiili livata bulgusu çıkmadığını bildirdi. Raporlar sonrası H.A. yaklaşık 2 ay ceza evinde kaldıktan sonra tahliye edildi. H.A.'nın sorgu aşamasında ifadesi doğrultusunda İ.Y.'yi öptüğü ve dokunduğu iddiasıyla Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi sıfatıyla 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı. 

İ.Y. ile olaydan 1 ay kadar önce Facebook'ta tanıştıklarını o güne kadar hiç yüz yüze görüşmediklerini söyleyen lise öğrencisi H.A. kendini şöyle savundu:

"Kendisiyle yazışırken ailevi sıkıntıları olduğunu, evde kalmak istemediğini belirtti. Bana saat 22.00'de mesaj atarak yanıma geleceğini bildirdi. Taksiden indi ve bana sarıldı. Dışarıda biraz dolaştık, eve gitmek istemediğini söyleyince 2 gün inşaat halindeki bir binada kaldık, sonra karakola gittik. Cinsel bir eylemde bulunmadım, kendi isteği ile öpüştük ve bana sarıldı." 

İlk celsede mahkemede hazır bulunan İ.Y.'nin babası B.Y.'ye heyet, gelen 3 rapor arasındaki çelişkiden bahsetti. Bunun üzerine baba B.Y., "Kızımın psikolojisi bozuldu. Yemesi içmesi düzensiz oldu, psikolojik tedavi görüyor. Psikolojisinin daha fazla bozulmaması için mahkeme tarafından dinlenilmesini istemiyorum. Yeniden rapor aldıracaksanız ben çocuğumu götürmem. 3 kez götürdüm, erkeklerin önünde muayene edildi. Her defasında ağlayarak geri getirdim" diye konuştu. 

Babanın bu talebini dikkate alan mahkeme heyeti, raporların İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek İ.Y.'nin anal ya da normal yolla cinsel istismara uğrayıp uğramadığının belirlenmesi için 4'üncü bir rapor hazırlanmasını istedi. Mahkemenin talebi üzerine 3 rapor Adli Tıp Kurumu 6'ncı Adli Tıp İhtisas Kurulu'nca ele alındı.  6'ncı Adli Tıp İhtisas Kurulu kesin sonucun belirlenmesi için İ.Y.'nin muayeneye gelmesi gerektiğini, ancak ailenin istememesi üzerine 3 rapordan yola çıkarak hazırlanan raporda çocuğun 'bakire' olduğunu bildirdi. 

Adli Tıp Kurumunun raporu üzerine 1'inci Ağır Ceza Mahkeme heyeti,  suça sürüklenen çocuk H.A.'yı 'çocuğun basit cinsel istismarı' suçundan TCK'nın 103/1- 1'inci cümle maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezası mahkum etti. Heyet, H.A.'nın 15 yaşından büyük ve 18 yaşından küçük olması sebebiyle cezasında 1/3 oranında indirim yaparak 5 yıl 4 aya indirdi. Heyet, cezada 1/6 oranında takdiri indirim yaparak suça sürüklenen çocuğu 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına mahkum etti. H.A. 'hürriyetten yoksun bırakma' suçundan da 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Bu cezanın hükmün açıklanması 5 yıl süre ile ertelendi.  

Hümeyra PARDELİ/DHA