Erzurum Ajans-Uluslararası piyasalarda dün ilk kez 1.500 doları aşarak rekor kıran altının ons fiyatı bugüne de rekorla başladı. Geçen yıl sonunda 1.421,40 dolar seviyelerinde bulunan altının ons fiyatı, geçen mart ayını 1.432,07 dolardan, geçen haftayı da 1.486,90 dolardan kapattı.
Hafta başından itibaren hızlı bir yükseliş eğilimi gösteren altının ons fiyatı, bu sabah saatlerinde 1.509,01 dolara ulaştıktan sonra 2,19 dolar geriledi. Altının ons fiyatı saat 10.30 itibariyle 1.506,82 dolar seviyesinde bulunuyor. Bu fiyat dikkate alındığında altının geçen hafta sonuna göre artış oranı yüzde 1,34, geçen yıl sonuna göre artış oranı ise yüzde 6,01 oldu.
İstanbul Kapalıçarşı'da 24 ayar külçe altın 73.500 liradan, Cumhuriyet altını 493 liradan satılıyor.
İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, özellikle ABD'de büyümenin gücüne dair belirsizliklerin süreceği tahmin edildiğini, bunun da yatırımcıları altın gibi güvenli varlıklara çektiğini bildirdi.
Saraç, altın fiyatlarındaki yükselişe ilişkin yaptığı açıklamada, global ekonominin sağlığıyla ilgili kaygıların yatırımcıların güvenli bir liman olan altına talepte artışa yol açarak fiyatları 1,500 dolar/ons'un üzerinde rekora taşıdığını, son günlerde gerek Avrupa'da gerekse ABD'de yaşanan mali sorunlara dair endişelerin yatırımcıları altına çekmeye devam ederken, uluslararası piyasada altının ons fiyatının bugün 1.509,01 dolara ulaşarak yeni bir rekor kırdığını hatırlattı.
Derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's'un (S&P) ABD'nin kredi görünümünü negatife çevirmesinden sonra ABD'de ekonomik toparlanmanın gerçekleşebileceğine dair belirsizliğin artarken, altının da güvenli bir yatırım aracı olarak önem kazandığını ifade eden Saraç, S&P'nin ''ABD'de politika yapıcıların federal bütçe açığını kesmek için bir plan üzerinde anlaşamayabileceği'' riskine işaret ettiğini, ABD'nin uzunca bir süre mali sorunları çözemeyeceğine dair işaretlerin altını olumlu etkilediğini anlattı.
Yunanistan'ın borcunu yeniden yapılandırmak zorunda kalabileceği endişesiyle ülkenin kamu borcunun ödenmemesine karşı sigortalama maliyetinin artarken, Portekiz, İrlanda ve İspanya'nın ekonomik sağlığına dair endişelerin sürerken, yeniden gündeme gelen Euro bölgesi borç sorununun yatırımcıların güvenli liman olarak altına yönelmelerini teşvik ettiğini belirten Saraç, şu görüşleri dile getirdi:
''Piyasada altına destek veren bir başka faktör de enflasyonun artacağı hakkındaki endişelerdi. Çin enflasyonla mücadele amacıyla geçen hafta sonunda bu yıl 4. kez bankaların zorunlu karşılık oranını artırırken, bazı ABD Merkez Bankası yetkilileri de gelecek aylarda enflasyon riski uyarısında bulundu. Dünya genelinde bir süredir devam eden gevşek para politikası enflasyonun artacağı endişesine yol açmıştı. Çin'de son 10 yıldır kaydedilenden daha yüksek bir enflasyon olacağı görüşü altının Çin'de eskisinden daha fazla tercih edilen bir yatırım olacağını gösterdi. Dünyanın en büyük altın üreticisi olan Çin, Hindistan'dan sonra gelen dünyanın 2. büyük altın tüketicisi. Yıllar boyunca enflasyona karşı bir korunma aracı olarak bilinen altın, enflasyon ortamından yararlanmaktadır.
Diğer taraftan ABD Merkez Bankası'nın bu yılın Haziran ayında tamamlanacak olan 600 milyar dolarlık bono alım programını kısa keseceğine dair bir işaret bulunmamakta ve ABD'de miktarsal gevşemenin sürecek olması dolarda zayıflamaya, altında ise güçlenmeye yol açmaktaydı. ABD Doları'nın değer kaybı yatırımcıların alternatif bir para birimi olarak altına talebini artırarak fiyatlara destek sağladı. Avrupa Merkez Bankası başta olmak üzere bazı merkez bankaları faiz artırımına giderken, ABD Merkez Bankası'nın bu artışı izlemede yavaş kalacağı ve gevşek para politikasını sürdüreceği beklentisi doların bir döviz sepeti karşısında 16 ayın en düşük seviyesine gerilemesine yol açtı ve bu durum da dolar cinsinden fiyatlandırılan altına destek veriyor. Son aylarda gıda fiyatlarında kaydedilen artışlar ve beraberinde enflasyondaki artış beklentisi altına destek veren diğer etkenlerdendir.''
-''ÇİN VE HİNDİSTAN TÜKETİCİLERİNDEN GELİR ARTIŞI ALTIN TALEBİNE DESTEK SAĞLADI''-
Osman Saraç, altının Nisan ayında yüzde 5 oranında değer kazanırken, riskten kaçınacak bir varlık olmasının metalin kazancını sürdüreceğini gösterdiğini kaydederek, ''Özellikle ABD'de büyümenin gücüne dair belirsizliklerin süreceği tahmin edilmekte, bu da yatırımcıları altın gibi güvenli varlıklara çekmektedir. Çin ve Hindistan'da tüketicilerin gelirlerinde kaydedilen artış da dünya altın talebinde ilk iki sırada yer alan bu ülkelerde talebe destek sağladı'' dedi.
Son dönemlerde Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan karmaşa sonrasında artan jeopolitik gerginlik ve beraberinde yükselen petrol fiyatları ile enflasyon endişelerinin Ocak ayı sonundan beri altın başta olmak üzere tüm kıymetli metallerin değer kazanmasını sağladığını hatırlatan Saraç, ham petrol fiyatlarının varil başına 126 dolara kadar yükseldikten sonra gerilemesine karşın piyasada altının lehine gelişen diğer etkenlerin metalin değer kaybını engellediğini söyledi.
Kıymetli madenler danışmanlık şirketi GFMS'nin geçen hafta bir rapor açıkladığını, şirketin, altının 10 yıldır süren yükselişinin yıl sonuna değin metali 1,600 dolar/ons'un üzerine yükseltebileceğini belirttiğini bildiren Saraç, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının artacağı beklentisinin altın üzerinde baskı yaratabileceği, ancak bunların yakın vadede gerçekleşmesinin muhtemel olmadığını söyleyen GFMS'nin, özellikle Asya'dan gelen güçlü yatırım talebi, resmi sektör satışlarının eksikliği, toparlanmakta olan mücevher talebi ve piyasaya hurda geri dönüşünün azalmasının etkisiyle metalin desteklendiğini belirttiğini kaydetti.
Saraç, GFMS'nin 2011 yılında mücevher amaçlı altın talebinde bir miktar düşüş yaşanabileceğini ifade ettiğini de belirtti.
21.04.2011 17:54:00