Erzurumajans-Erzurum SMMMO Başkanı Orhan Akgüloğlu, kıdem tazminatı müessesesinin ilk
iş kanunundan itibaren çalışma hayatımızda hep var olduğunu belirterek,"Kıdem tazminatı fonu, işçi ve işveren tarafının yararına bir
düzenlemedir" dedi.
Kıdem tazminatının Kendine özgü bir müessese
olarak gündeme gelmiş olmasına karşılık, zaman içinde iş güvencesine
ilişkin düzenlemeler bulunmadığından iş güvencesi enstrümanı olarak
algılanmaya başlandığını dile getiren Erzurum SMMMO Başkanı Orhan
Akgüloğlu, "Ancak, iş güvencesi olarak değerlendirilemez. Çünkü
ödendiğinde fesih gerçekleşmektedir. Kıdem tazminatı, işveren tarafından
(bildirimli fesihlerde ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan
davranışlar nedeniyle fesihler hariç,) bildirimsiz fesihlerde ve
askerlik, evlenme (bir yıl içinde), yaşlılık, malullük, toptan ödeme ile
ölüm gibi özel hallerde işçilere ödenen tazminattır. Tazminatın miktarı
1975 yılından bu yana çalışarak geçen her yıl karşılığında 30 günlük
son brüt ücret üzerinden ödenmektedir. Gelmiş olduğu son şekliyle, iş
güvencesi bağlamındaki düzenlemelere 2003 yılına kadar İş Kanunlarında
yer verilmediğinden, artan tazminat miktarları caydırıcı nitelik de
kazanarak fiili olarak iş güvencesi niteliği kazanmıştır. Üstelik bugün
uygulanmakta olan iş güvencesi kapsamı otuz ve üstünde işçi çalıştıran
büyük işyerleri için geçerli olduğundan, kıdem tazminatı müessesesi ile
ilgili her yeni tasarruf, orta ve küçük işletmelere ait işyerlerindeki
işçiler için hak kısıtlaması olarak algılandığından tepki ile
karşılanmaktadır" diye konuştu.
YARARLANABİLME OLANAĞI ÇOK SINIRLI
Kıdem tazminatı uygulaması ile ilgili fiili duruma bakıldığında, kıdem
tazminatından yararlanabilme olanağını daha çok sendikalı işyerleri ile
Kamu Kurumlarında olduğu, orta ve küçük işletmelerde genel olarak
uygulanamaz boyut kazandığının görüldüğünü dile getiren Erzurum SMMMO
Başkanı Orhan Akgüloğlu, "Nitekim, iş mahkemelerine giden iş
uyuşmazlıklarının önemli bir bölümü kıdem tazminatı konusu
belirlemektedir. Başka bir söyleyişle, küçük ve orta büyüklükteki
işletmelerde işçilerin kıdem tazminatlarını alabilme olasılıkları son
derece zorlaşmaktadır. Ekonomik krizler, sermaye azlığından dolayı
karşılık ayırama v.b. sebeplerden dolayı işletme için önemli bir yük
oluşturduğundan ödenmek istense bile, ödenememekte yasada karşılığı
olmayan şekilde uzun taksitlendirmelere tabi tutabilmekte hatta
işletmeyi iflasa kadar götürebilmektedir.
Bilanço hesabı tutan
işletmelerde ihtiyari olmakla birlikte, esas olarak kıdem tazminatı için
işletme için fon ayırma zorunluluğu bulunmadığından, işletmelerinde bu
yönde bir yaklaşım içinde olmadıkları bilindiğinden, birikilmiş kıdem
tazminatları işletmeler için ağır yük oluşturulabilir hale
gelebilmektedir.
Kaldı ki kıdem tazminatının mevcut uygulanma
biçimi işçiler için de sorun yaratabilmektedir. Örneğin, daha iyi
koşullarla yeni bir iş bulduğunda, birikmiş kıdem tazminatı nedeniyle
"tazminatı yakmamak" için işçinin yeni işe geçebilme şansı ortadan
kalkabilmektedir. Yüksek tazminattan kurtulmak adına işçi, "mobbing"
uygulaması ile karşı karşıya kalabilmekte, istifa etmek zorunda kalarak
kıdem tazminatı hakkını kaybedebilmektedir. Açılan davalar yıllar
sürebilmektedir. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler
sürelerinin tamamlanması nedeni ile iş ilişkisi sona erdiğinde kıdem
tazminatı alamamaktadırlar." şeklinde konuştu
ÇÖZÜM OLARAK KIDEM TAZMİNATI FONU
Her iki taraf için sorunların aşılabilmesi amacıyla, "kıdem tazminatı
fonu" önerisinin ilk defa mülga 1475 sayılı iş kanununda 1975 yılında
1927 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle gündeme geldiğini anlatan
Erzurum SMMMO Başkanı Orhan Akgüloğlu, daha sonra şunları kaydetti; Buna
göre "işveren sorumluluğu altında ve sadece yaşlılık, emeklilik,
malullük, ölüm ve toptan ödeme hallerine mahsus olmak kaydıyla Devlet
veya kanunla kurulu kurumlarda veya %50 hisseden fazlası Devlete ait
olan bir bankada veya bir kurumda işveren tarafından kıdem tazminatı ile
ilgi bir fon" kurulacaktır.
Sosyal tarafların anlaşamama nedeniyle
kıdem tazminatı fonu yasa tasarısı ile ilk defa 2002 yılında gündeme
getirilmiş, ancak işçi tarafın ısrarla karşı çıkmaları nedeniyle bugüne
kadar uzlaşma sağlanamadığından yasalaşamamıştır.
Bugün tekrar
gündeme gelen kıdem tazminatı fonu için kamuya yansıyan bilgilerde, fon
uygulamasının yürürlüğe girmesinden sonra işçi statüsünde çalışmaya
başlayacaklara uygulanacağı, eski işçilerinin haklarının mevcut
hükümlere göre devam edeceği, işverenler tarafından işçinin kendi adına
açılmış hesabına belirli miktarda primin yatırılacağı, birikimin faiz ve
nemalarla destekleneceği anlaşılmaktadır. Yaşlılık, ölüm, malullük
ayrılığı veya toptan ödeme halleri ve 15 yılda isteğe bağlı olarak
yapabilecek ödemeler dışında kıdem tazminatına hak kazandıran diğer
nedenler kaldırılarak uygulama bir çeşit "ikramiye" niteliğine
dönüştürülmektedir.
Kıdem tazminatı fonu ile işverenin üstündeki
parasal yük zamana yayılarak azalmış, ani ve yüksek meblağlı ödemelerle
karşılaşma riski ortadan kalkmış olacağı gibi, işçinin ahlak ve iyi
niyet kurallarına uymayan davranışları nedeniyle işten çıkartılmaları
dahil, kendisinin iş sözleşmesinin fes etmesi hali kıdem tazminatı
kaybına yol açmayacak, hak kazanıldığı gün kıdem tazminatını hemen
alabilme olanağı bulunmuş olacak, konunun mahkemelerde uzayıp gitmesinin
önüne geçilmiş olacaktır.
Ancak, ani ve defaten kıdem tazminatı
ödeme yükümlülüğünün işverenden alınması ile birlikte, iş
sözleşmelerinin keyfi olarak feshi gündeme gelebilecektir. Buna karşın,
4857 sayılı kanunda yer alan iş güvencesi uygulamasının
yaygınlaştırılması (30 işçi koşulunun daha aşağı çekilmesi) bu riski
azaltacaktır. Keza, işverenler tarafından kıdem tazminatı fonuna
yatırılacak prim miktarını belirleyen oran ile faiz ve nema
karşılıklarının, uygulanmakta olan kıdeme esas 30 günlük ücretin altında
kalmayacak şekilde belirlenmesine özen gösterilmelidir.
KIDEM TAZMİNATI FONU UYGULAMASI BİRAN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLMELİDİR
Bu nedenlerle, hak kaybına meydan vermemek için yukarda belirtilen
hususlara özen gösterilerek gündeme getirilecek "kıdem tazminatı fonu"
uygulanması, hem sosyal taraflar arasında bir uzlaşma sağlayacağı hem
de, işçilerinin mahkemelere gitmesine gerek kalmadan hatta, sözleşme
türü nedeniyle (belirli süreli) halen kıdem tazminatına hak kazanamayan
işçilerinde kıdem tazminatı alabilmesine olanak sağlanacağı,
işverenlerin de ani ve yüklü ödeme yükümlülükleri ile karşı karşıya
kalarak zora düşmelerinin önüne geçerek çalışma hayatına düzen
getirileceği düşünülerek kıdem tazminatı fonu uygulaması biran önce
hayata geçirilmelidir."
12.11.2013 17:08:23
Akgüloğlu'ndan kıdem tazminatı değerlendirmesi
Erzurum SMMMO Başkanı Orhan Akgüloğlu, kıdem tazminatı müessesesinin ilk iş kanunundan itibaren çalışma hayatımızda hep var olduğunu belirterek, "Kıdem tazminatı fonu, işçi ve işveren tarafının yararına bir düzenlemedir" dedi.