5 dakika delikanlı olun beyler!

Gam üstüne gam çekmiş garip bir memlekettir bu Erzurum... Gönlü gani olan da vardır, fukara olan da!

Kimse anlayamaz Erzurum'u!
İnanmadığı adamı bir anda satar bu kent, inandığı adama ise can verir... Saygı ile kaygısı birliktedir Erzurumlunun!

Ben, sosyolog değilim; amma bir Erzurumlu olarak doğup büyüdüğüm kentim için birkaç sözüm olacak.

Siyaseti hiç düşünmeden cemaat ardında koşan; memleketi hakkında olumsuz bir söz söylenince birden coşan, garip bir yurt işte bu Erzurum!
Bir kentin aynası nedir?
Ben söyleyeyim;
Yerel basınıdır... Geneline sakın güvenmeyin. Küçük çıkar, minik kâr kavgasının çocuklarıdır onlar... Yüzünüze güler, anında satarlar o koca haylazlar. Ne yazık ki; ülkemizde bunlar asla yok olmayacaklar. Olmayacaklar; çünkü bunları besleyerek semirten küçük insanlar da hep var olacak!

Şunu iddia ediyorum; artık bölgeleri etkileyecek olan yaygın değil, yerel basın olacak. Bu yüzden herkes bundan böyle ayağını bulunduğu şehre göre uzatsın!

Erzurum'da ki cemaat ve siyaset bağlantısını, buranın basını kadar kimse bilemez; Erzurum'un çıkarcı bir grup basın mensubunu da Erzurumlulardan iyi hiç kimse tanıyamaz!

Kimin ne olduğu apaçık ortadadır bu memlekette... Öyle kimse devekuşu misali poposu açıkta iken başını birilerinin bacakları arasına sokmasın!

Evli barklı adamların şehrimizde okumaya gelen öğrencilerden sevgili yaptıklarını, bazı insanların kapsama alanına giren zavallıları nasıl sömürdüklerini bilmiyor muyuz sanki!
Her yerde olur böyle şeyler, diyorsanız elbette katılırım!
Amma şuna katılmam mümkün değil... O zaman delikanlılıktan, dadaşlıktan söz etmeyeceksiniz. Diyeceksiniz ki; boş verin ilkeleri ve dürüstlüğü, biz de zamana uyduk işte!

Erzurum; sözü için kelle veren Nefileri, özü için ölüme koşan Nene Hatunları, milletinin onurlu duruşu için boynuna ip geçirilen Deniz Gezmişleri çıkarmıştır ve daha nicelerini de çıkaracak...

Hiç utanmadan, insanın İ'si gibi dik durmaktansa, çıkarının Ç'si gibi eğilen, F'nin fena halde fanatiği olan ancak tabiyetleri gereği T'ye tapınan fırsatçı zavallıları bilmiyor muyuz san ki...

Ben, Erzurum'un bu çıkarıcılığını sevmedim. Sevemedim... Sevmiyorum be arkadaş!

Kurtuluş Savaşı'nda kurtarıcıya hane ve yatak vermiş bir şehir mi burası?

Milliyetçilikle emperyalizmi; dürüstlükle düzenbazlığı; dinle din bezirgânlığını; yiğitlikle itliği bir tutan bir Erzurum'u neyleyeyim ben!

Elbette bu anlattıklarımız genel değildir; ama samanlıkta ayağınıza bir iğne batsa acıtmaz mı?

O zaman bu suskunluk niye, hiç acımaz mı sizin bi yanınız?

Bunları söylemek hep bizim gibi delilerin diline düşüyor, söylememek ise siz ikiyüzlü dilsizlere... Ömründe bir dakika bile delikanlı olamayanlara duyuralım diye, işte beş dakika delikanlı olmaya çalıştık.

Ne oldu, okurken bile korktunuz değil mi?
Kim ne anlarsa anlasın!
Ne diyordu şair;
"... burası Erzurum balam...
Dimdik ve kaskatı ölür adam!"

Gerisi mi, Hi-kâ-ye!


Not: 5 yıl önce kaleme alınmış bir yazıdır. Anlayacağınız mesele duruş meselesi.. O gün neysek, bugün de oyuz işte!


17.03.2016 01:52:03