'Dağların Oğlu'nun hayatı, belgeselde 1'inci oldu

Erzurum'un İspir İlçesi'nin kırsal kesimindeki Yedigöl Mahallesi'nde oturan ve 'Dağların oğlu' olarak tanınan dağcı 35 yaşındaki Bülent Erkan'ın yaşamını anlatan belgesel birinci oldu.

Erzurumajans-Erzurum'un İspir İlçesi'nin kırsal kesimindeki Yedigöl Mahallesi'nde oturan ve 'Dağların oğlu' olarak tanınan dağcı 35 yaşındaki Bülent Erkan'ın yaşamını anlatan belgesel birinci oldu. 

İspir İlçesi'ne bağlı Yedigöl Mahallesi'nde çiftçilik ve dağcılık yapan, yıllardan bu yana yaban hayatı gözleyen Bülent Erkan, kelebekten yaban keçisine, şahinden kekliğe, ayı ve kurtlardan kırmızı benekli alabalıklara yüzlerce canlının fotoğrafını çekti. Doğada kendi yöntemleri ile gizlenerek kamerasıyla yaban hayatı belgeselleştiren Erkan, çok iyi saklandığı için vahşi hayvanları bile yakından gördüğünü ancak hiç korkmadığını bildirdi. Kaçkar Dağları güneyindeki Verçenik ile Pertenson Yaylası'na yaz- kış her mevsimde çıktığını anımsatan Bülent Erkan, 14 Mayıs 2013 günü, bir boz ayının yavrusunu kurtlara vermemek için nasıl mücadele ettiğini 2 saat boyunca kameraya çekmişti. 

Kaçkar Dağları'nın güneyindeki bölgeyi avcunun içi gibi bilen Bülent Erkan, bölgedeki canlıları korumasıyla da biliniyor. Bülent Erkan'ı anlatan film bu yıl 12'incisi düzenlenen Uluslararası Kar Film Festivalinde 'en iyi' belgesel seçildi. Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen Kar Film Festivali'nde 'Dağların oğlu' adlı 17 dakikalık belgeselde yönetmen Yavus Selim Taşçıoğlu, dağcı Bülent Erkan'ın hayatını ve canlıların korunmasını işledi. 

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin düzenlendiği film festivalinde hayatının konu aldığı belgeselin birincilik ödülüne layık görülmesine çok sevindiğini belirten Bülent Erkan şunları söyledi:

"Film 17 dakika. Yönetmen Yavus Selim Taşçıoğlu ile birlikte amacımız doğa ve canlıların korunmasına yönelikti. Ödül aldığım için mutluyum. Sesimi daha büyük kitlelere ulaştıracağımı düşünüyorum. İlkokul 3'ten itibaren yaklaşık 25 yıldır doğayla iç içe yaşıyorum. Doğadaki yaşam şehirdeki yaşamdan daha güzel. Her şey doğal, organik ve vahşi hayatın her şeyi gerçek. Belgeselin amacı o vahşi hayvanların günümüzde korunması. Vahşi hayvanların yaşama alanı evi sadece o küçücük dağlarda bulunduğu bölge. Yılın 12 ayı orada yaşıyorlar. İnsanlar ise yurdun, dünyanın her yerinde yaşayabiliyor. Yerleşim yerlerinden doğaya giderek o vahşi hayvanların evinde o canlıların yaşamalarını çok görmemeleri gerekiyor. Zaten bu belgeselde de görünüyor. Belgeselde gölde balık üretmeye çalışıyorum. İnsanların doğya ı katletmeye çalışırken çekilen videoları var. Filmde çekilen kırmızı benekli alabalık, keklik, vaşak, ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, yabani keçi, kurt bu gibi görüntüler de bulunuyor."

Zafer KUMRU/DHA

21.03.2016 10:38:59