Erzurumajans-15 Temmuz Darbe girişiminin en önemli basamaklarından birisi olan ve Muğla'nın Marmaris ilçesinde Cumhurbaşkanı'na suikast girişiminde bulunan 44'ü tutuklu üçü firar 47 sanıklı davanın duruşması Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast timinin başındaki Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş, "Emri Semih Terzi verdi. FETÖ'yle alakam yok" dedi.
Davanın bir numaralı sanığı FETÖ lideri Fetullah Gülen olurken, bir numaralı müşteki de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Tutuklu olan 44 sanık yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi. Polis havadan ve karadan tedbir alırken, sanıkların geliş güzergahında da kuş uçurtulmadı. Ayrıca sanıkların adliyeye girişi sırasında çevrede toplanan kalabalık "İdam İsteriz" sloganları attı.
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası'nın toplantı salonunda başlayan davanın sanıkları arasında olası darbe sonrası MİT Müsteşarlığı içi adı geçen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Cumhurbaşkanına suikast ve helikopterlere yakıt ikmali emrini verdiği ileri sürülen Deniz Hava Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı yeri suikast timine bildiren Cumhurbaşkanı Başyaveri Ali Yazıcı da bulunuyor.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) lideri ve davanın bir numaralı şüphelisi Fetullah Gülen, Türk Ceza Kanununun 220/5 maddesinde yer alan "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır" hükmü gereğince iddianamede bir numaralı şüpheli sıfatıyla yer alıyor. Şüpheliler hakkındaki kamu davasına konu edilen suçlar; Cumhurbaşkanına suikast, Anayasayı ihlal, yasama organına karşı suç, Hükümete karşı suç, silahlı terör örgütü yöneticisi olma, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme, kasten öldürmeye teşebbüs, zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, zincirleme şekilde silahla tehdit, Cumhurbaşkanına hakaret, zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret, kamu malına zarar verme, mala zarar verme, nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli yağma. Bu suçlar her bir şüphelinin kasıt ve eylemleri dikkate alınarak ayrı ayrı değerlendirilirken, 44'ü şüpheli, 73'ü mağdur/müşteki ve 86'sı tanık olmak üzere toplam 203 kişinin ifadesine başvuruldu.
"Yoğun güvenlik önlemi alındı"
Duruşmanın yapılacağı Muğla Ticaret ve Sanayi Odası çevresinde polis ekipleri yoğun güvenlik önlemi aldı. Havdan polis helikopteri sanıkların duruşma salonuna getirilişi sırasında sürekli alçak uçuş yaparken keskin nişancılar da çevre binaların üzerinde tedbir aldı. Bu arda duruşmanın yapılacağı binanın çevresinde toplanan kalabalık ise ellerinde Türk bayrakları ile sanıkları yuhaladı. Sanıkların cezaevi aracından indirilip duruşma salonuna götürüldüğü sırada ise "İdam isteriz" sloganları atana vatandaşlar FETÖ/PDY Lideri Fettullah Gülen aleyhine de slogan attılar.
Bazı sanıkların yakınları da duruşmaya geldi
Bu arada, sanıklar duruşma salonuna alındıktan sonra sanıkların yakınları da duruşmayı izlemek için polis noktasına geldi. Polis ekipleri sanık yakınlarını kontrolden geçirerek içeri alırken sanık yakınlarının bazıları kameralardan yüzlerini gizledi.
Avukatlar çekildi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın ilk duruşmasında, Muğla Barosunun atadığı avukatlar, terör örgütü elabaşı Fetullah Gülen'i savunmak istemedi.
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Salonundaki duruşmada, Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, iddianamede bir numaralı sanık olan Fetullah Gülen'i, Muğla Barosundan hiçbir avukatın savunmak istemediğini belirterek, bu sorunu önlerindeki süreçte aşmaya çalışacaklarını söyledi.
Baştoğ, sanıklar için tayin edilen avukatlardan bazılarının çekilmesi üzerine de onların yerlerine yeni avukatların belirleneceğini açıkladı.
Sanık avukatlarından Hakan Tunçkol, bir kısım sanıkların müdafi yetki hususunda itirazları olduğunu ifade ederek, "Bu davanın ana teması ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanına suikast iddiası. Cumhurbaşkanı burada olmadığı için ve adresi Ankara'da olduğu için davanın Ankara'da görülmesi gerekir. Dosyanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep ediyoruz." dedi.
YETKİSİZLİK TALEBİ OY BİRLİĞİYLE REDDEDİLDİ
Avukat Tunçkol, mahkemeden "yetkisizlik" talep ettiklerini dile getirdi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı müşteki avukatlarına bu talebi sordu. Avukatlar, bu talebi olumlu karşılamayarak, "Sayın Cumhurbaşkanı, suçun işlendiği sırada mahkemenizin yetki alanında bulunuyordu. Bu tarz talepler davayı uzatmaya yöneliktir. Bu nedenle davanın Muğla'da görülmesini istiyoruz." diye konuştu.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine sanıklar da ayrı ayrı "yetkisizlik" kararı verilmesini talep etti. Mahkeme başkanı heyetiyle yaptığı görüşmenin ardından "yetkisizlik" talebinin oy birliğiyle reddedildiğini açıkladı.
Ara verilen duruşmanın öğleden sonraki bölümüne sanıklardan Gökhan Şahin Sönmezateş'in dinlenmesiyle devam edilecek.
ERDOĞAN'IN AVUKATI: SIRADIŞI BİR PROFİLLE KARŞILAŞIYORUZ
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'da Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın Muğla'da görülen ilk duruşmasına katılan avukat Hüseyin Aydın, duruşma arasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
FETÖ davalarında sanıkların son derece sakin olduğunu ve sanıklarda herhangi bir pişmanlık belirtisi bulunmadığını gözlemlediklerini dile getiren Aydın, şöyle konuştu:
"Zaten yaptıkları işin çok kutsal olduğuna o zaman inanıyorlardı. Bizim bugünkü gözlemlerimiz o inancın halen devam ettiği yönünde. Bu davadaki sanıklar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en seçkin birliklerinde daha önce görev almış ve özel olarak yetiştirilmiş kişiler. Bu özelliklerine ek olarak, bizim de dosyada gözlemlediğimiz TSK içindeki örgütün en sadık mensupları. Bunları bir araya getirdiğimizde zaten çok sıra dışı bir profille karşılaşmış oluyoruz."
Aydın, sanıkların bir kısmının Özel Kuvvetlerde, bir kısmının Hava Kuvvetlerinin en önemli operasyonel birliklerinden Muharebe Arama Timine, bir kısmının da Sualtı Taarruz Timine mensup olduğunu, bunların TSK'nin en önemli operasyonel timi durumunda bulunduğunu vurgulayarak, sanıkların savunmalarının "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı alıp bir yere götürme" yönünde olduğunu söyledi.
Yapılan hazırlıklara, dosya kapsamındaki delillere ve özellikle operasyon sırasındaki davranışlara bakıldığında, sanıkların alıkoyma iradesinde olmadıklarının görüldüğüne işaret eden Aydın, "Cumhurbaşkanının varlığını ortadan kaldırma iradesiyle olay mahalline gelindiğine ilişkin hiçbir tereddüt bulunmuyor." dedi.
Aydın, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'nin daha önce yaşadığı darbelerden çok farklı olduğuna dikkati çekerek, "Bu darbe teşebbüsü aynı zamanda ülkeyi işgal girişimiydi. Bu anlamda bu darbe davaları ayrı bir öneme sahip. Başka önemli bir husus ise ilk defa tarihimizde TSK mensupları tarafından bir başkomutana, cumhurbaşkanına yönelik suikast girişiminin söz konusu olması. Bu anlamda da bu dava tarihimizde emsali olmayan bir dava olarak öne çıkıyor." dedi.
"Gerçek anlamda bir itirafçılık gözlemlemedik"
Aydın, bir basın mensubunun sorusu üzerine, sanıklarda gerçek anlamda bir itirafçılık gözlemlemediklerini belirterek, "Sanıkların bir kısmı bazı itiraflarda bulundular ancak itirafçılık -buradaki suçlar açısından Anayasal düzeni zorla değiştirme, Cumhurbaşkanına suikast girişimi gibi- itirafçılık ve etkin pişmanlığın ceza hukuku karşısında bir anlam ifade etmesi söz konusu değil." açıklamasında bulundu.
"Cumhurbaşkanımızın Muğla'ya gelme niyeti yok"
Avukat Aydın, bir gazetecinin, "Sayın Cumhurbaşkanının önümüzdeki günlerde duruşmayı takip etmek için Muğla'ya gelmesi bekleniyor mu?" sorusu üzerine "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu aşamada duruşmaları takip noktasında Muğla'ya gelme niyeti yok." yanıtını verdi.
Başka bir soru üzerine Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Temmuz'da şehit olan vatandaşların aileleriyle çok yakından ilgilendiğini, çoğu aileyi evlerinde ziyaret ettiğini, bazılarıyla da telefonla görüşebildiğini ifade etti. Aydın, "Ancak Cumhurbaşkanımız hepsiyle görüşme iradesinde. Dolayısıyla görüşemediği bazı şehit yakınlarını bizzat ziyaret etmek suretiyle görüşme arzusu var. Bu çerçevede de buradaki şehit yakınlarıyla en kısa sürede görüşmek isteyecektir." diye konuştu.
SUİKAST TİMİNİN BAŞINDAKİ TUĞGENERAL: FETÖ'YLE ALAKAM YOK
Duruşmanın öğleden sonraki kısmında mahkeme heyeti, ilk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminin planlayıcı olduğu iddia edilen ve darbe girişiminin başarılı olması halinde atama listesinde "MİT başkanı" olarak görevlendirildiği belirlenen Gökhan Şahin Sönmezateş'in ifadesini aldı.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen ve soruşturmada "başı sıkışan" herkesin kendisinin adını öne sürdüğünü iddia eden Sönmezateş, "FETÖ'cü değilim." dedi.
Sönmezateş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmek için değil, derdest ederek Ankara'ya götürmek için Marmaris'e gittiklerini savundu.
Suikast girişimine giden timleri kendisinin seçmediğini ileri süren Sönmezateş, şunları söyledi:
"Bütün dünya Cumhurbaşkanının İstanbul'a gittiğini bilirken, biz tuzağa düşürülerek oraya gönderildik. Ben yaverle görüşmedim. Bu görevi ben planlamış olsaydım, ya başarılı olurduk ya da görevi iptal ederdim. Fetullah Gülen'in 'mesih' veya 'Peygamber' olduğuna inanmıyorum. Bu sapkın bir düşünce. Şu andaki hesabım 'Bizi kim yanılttı ve 4 saat bekletti?' sorusunun cevabını bulabilmek. Bütün sorumluluğu üzerime alıyorum ama olmadığım yerlerle ilgili sorumlulukları kabul etmiyorum."
TSK'nın emir komutası içerisinde ihtilal yapıldığını düşünerek hareket ettiğini iddia eden Sönmezateş, darbeden önce Ankara'daki bir villada FETÖ'nün imamlarının yaptığı toplantıda kendisinin bulunmadığını da öne sürdü. Sönmezateş, söz konusu villanın nerede olduğunu dahi bilmediğini savundu.
Görevden ilk olarak 11 Temmuz'da, açık görevden ise 13 Temmuz'da haberinin olduğunu anlatan Sönmezateş, "Görevi bana Semih Terzi verdi. Uçuş ekibine operasyonla ilgili bilgi vermedim. 'TSK yönetime el koydu' dediğimde uçuş ekibi helikopterlerin başındaydı. Görevin Genelkurmay Başkanlığından geldiğini söyledim. Ekibe sadece koordinatları verdim. Ekipteki herkes görevi kendi komutanlarından alıp gelmişti. Ben de dahil o resmi kafamızda çıkartabilseydik göreve gitmezdik." diye konuştu.
İHA
20.02.2017 19:30:17