Günlerdir beklenen Sayın Cumhurbaşkanı'yla ABD Başkanı Biden arasındaki görüşme 45 dakikalık süre zarfında gerçekleşmiş, ardından da iki ülke heyetleri bir masa etrafında buluşmuştur. Biden ilk açıklamasında çok iyi bir görüşme yaptıklarına temas etmiş, daha sonra da Sayın Cumhurbaşkanı ikili görüşmede meseleleri yapıcı bir şekilde ele aldıklarını, görüşmenin de son derece yararlı ve samimi bir havada geçtiğini vurgulamıştır.
Her alanda saygı ve çıkara dayalı etkin işbirliği hedefi kapsamında ABD'yle doğrudan diyalog kanallarını daha da canlandırma konusunda mutabık kalınmıştır. Türkiye'nin haklı beklentileri, meşru öncelikleri ve milli hassasiyetleri ABD Başkanı'na ve muhatap ülkelere tüm berraklığıyla aktarılmıştır” ifadelerini kullandı.
“Hem trajik bir yanlış hem de ittifakın ilke ve esaslarıyla terstir”
Bahçeli, “Görülmüştür ki terör örgütleri konusundaki ikircikli tavır müttefik ülkelere ne yazık ki katılaşmış ve kalıplaşmış bir şekilde egemenlik kurmuştur. Küresel barış ve istikrar çabalarını sekteye uğratacak, geniş bir yelpazede ihtilafa neden olacak bu çarpıklıkla, NATO'nun yeni güvenlik konseptinin nasıl bağdaşacağı başka bir tartışma konusu olarak önümüzde durmaktadır.
Demokrasinin yara aldığı, yapısal sorunların kökleştiği, ülkeler arası güvensizliğin dünya üzerinde kamçılandığı bir dönemde, Türkiye'nin terörle mücadelede tek başına bırakılması hem trajik bir yanlış hem de ittifakın ilke ve esaslarıyla terstir. Sorun çözme mekanizmalarının küresel ve bölgesel düzeyde güçlendirme amacı bugüne kadar sadece lafta kalmıştır” şeklinde konuştu.
“Türkiye'nin bu dayanışmanın içinde mi yoksa dışında mı kalacağı geleceğin dünyasını şekillendirecektir”
Devletin yanında olduklarını ve alınacak kararların ise arkasında olacaklarını belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, “NATO Zirvesi'nin açıklanmış sonuçları ve bu sonuçların ortaya çıkaracağı yeni ilişkiler serüveni ne olursa olsun, Türkiye kararlılığından taviz vermeyecektir. Biz devletimizin yanındayız, alınmış ve alınacak her kararın arkasındayız.
Batı dünyası, kendi içinde demokratik dayanışmanın güçleneceği bir aşamaya geçerken, Türkiye'nin bu dayanışmanın içinde mi yoksa dışında mı kalacağı geleceğin dünyasını şekillendirecektir. Çaresiz değiliz. Çare milletin hamiyet ve dirayetidir. Yurtsuz değiliz. Üzerinde yaşadığımız şehit yadigarı topraklar ebedi yurdumuzdur. Hamd olsun sahipsiz değiliz, sahibimiz Allah'tır. Ve Allah'tan başka galip yoktur.
Milli birlik ve beraberlikle hakkı tutup kaldıracağız. Ayrık otlarını temizleye temizleye, aramıza saçılan nifak tohumlarını çürüte çürüte Türkiye'yi istikbale heyecanla taşıyacağız. En büyük gücümüz inancımızdır. İnandığımız sürece Allah'ın izniyle zafer bizimdir” açıklamasında bulundu.
“Soğukluğu hissetmeyen neredeyse kalmamıştır”
Bahçeli, “Bizim üzerinde durduğumuz asıl gündem konusu ise Türkiye'nin müttefikleriyle olan ilişkilerinin muhasebesi, müzakeresi, eğer mümkünse nasıl bir mutabakatla bağlanacağı meselesidir. Özellikle Türkiye ile ABD arasında soğuk rüzgarların estiğini bilmeyen, bu soğukluğu hissetmeyen neredeyse kalmamıştır. İki ülke arasında kaygan bir zemin oluşturan kalın buzların çözülmesi samimi dileğimizdir.
ABD Başkanı Biden'in 6 Haziran 2021 tarihinde Washington Post'a yazdığı bir makalede, ‘Avrupa gezisinde, dünya demokrasilerini yeniden bir araya toplamayı ve harekete geçirmeyi hedeflediğini' açıklamıştır. Bunun nasıl olacağı, hangi vasıtaların kullanılacağı, Türkiye'nin bu dünya demokrasileri içinde nasıl bir yer tutacağı tartışılması gereken bir muamma olarak karşımızdadır” şeklinde konuştu.
“Biden'in Türkiye'yi nasıl ve hangi seviyede bir müttefik gördüğü de belirsizliğini korumaktadır”
Biden'in Türkiye'yi nasıl ve hangi seviyede bir müttefik gördüğünün belirsizliğini korumakta olduğunu dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, “ABD'nin müttefiklerine ve ortaklarına taahhütlerini yenileyeceğini söyleyen Biden'in, Türkiye'yi hangi kategoride değerlendirdiği de merak ettiğimiz bir husustur. Bahsi geçen bu ortaklar arasında PKK/YPG'nin olup olmadığı henüz ve somut biçimde açıklığa kavuşmuş değildir.
Biden'in Türkiye'yi nasıl ve hangi seviyede bir müttefik gördüğü de belirsizliğini korumaktadır. Zirve öncesi, Türkiye'yi ilzam eden, haksız sözlerle eleştiren ABD Dışişleri Bakanı, peşin hükümlere, husumetle perçinlenmiş heveslere anlaşılan teslim olmuştur. 8 Haziran 2021'de, ABD Senatosu'nda konuşan bu bakan ya cahil ya da küstahtır Türkiye'nin NATO müttefiki gibi davranmadığını, S-400 almasının ve Doğu Akdeniz'deki adımlarının rahatsız edici olduğunu yüzsüzce ifade etmiştir.
ABD Dışişleri Bakanı, ülkemizde insan hakları ve gazetecilerin durumu konusunda da ciddi endişe taşıdıklarını söylemiştir. Bizim endişelerimizin mahiyetini, şüphelerimizin içeriğini bir öğrense bu bakanın dışarıya çıkacak mecalinin olmayacağını cümle alem görür ve şahit olurdu” açıklamasında bulundu.
“Türkiye'nin kuyusunu kazıyorlar, sözde Ermeni soykırım yalanına sarılıyorlar, sonra dönüp NATO diyorlar”
Devlet Bahçeli, “Türkiye'nin NATO müttefiki gibi davranmadığını iddia eden ABD'nin hangi örgütlerle fiili ittifak ve dayanışma içinde olduğunu yalnızca biz değil, günü geldiğinde beşeri vicdan ve tarih anlata anlata bitiremeyecektir.
Arkamızdan dolanıyorlar, müttefiklik edebiyatı yapıyorlar. Teröristlerle iş tutuyorlar, stratejik ortaklıktan bahsediyorlar. Türkiye'nin kuyusunu kazıyorlar, sözde Ermeni soykırım yalanına sarılıyorlar, sonra dönüp NATO diyorlar. 15 Temmuz darbecilerini koruyorlar, Pensilvanya'da FETÖ'yü barındırıyorlar, utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan demokrasi ve hukuk alanlarında ahkam kesip bize parmak sallıyorlar.
Bilmiyorlar ki, yalanlarla çevrili bir ortamda güvenin evi yoktur. Zira yalan dönüş ihtimali olmadan kapanan çıkış kapısıdır. Kaybedilen bir güveni açmanın anahtarı da yoktur” diye konuştu.
“Biden, bu grad füzelerinin PKK'nın eline nasıl geçtiğiyle ilgili bir durum tespiti yapmış mıdır?”
ABD Başkanı Joe Biden'a ABD menşeli silahlar teröristlerin elinde kurşun atarken, NATO müttefikliği hiç düşünülüp düşünülmediği sorusunu yönelten Bahçeli, şu şekilde devam etti:
“Geçen hafta PKK/YPG terör örgütü, Suriye'nin Tel Rıfat Bölgesi'nden Afrin'de kurulu bulunan Şifa Hastanesi'ne saldırdı. Dikkat ediniz, bu saldırıyı grad füzeleriyle ve top atışlarıyla gerçekleştirdi. Tedavi gören 14 masum sivil hayatını kaybederken 32 sivil de yaralandı.
Aklı sıra dünya demokrasilerini bir araya getirmeyi amaçlayan Biden, bu grad füzelerinin PKK'nın eline nasıl geçtiğiyle ilgili bir durum tespiti yapmış mıdır? Ya bu ülkenin Dışişleri Bakanı, terör örgütünün top bataryalarına nasıl sahip olduğunu itiraf edecek kırıntı da olsa bir ahlaka, bir izana, bir vicdana sahip midir?
ABD menşeli silahlar teröristlerin elinde kurşun atarken, NATO müttefikliği hiç düşünülmüş, hiç hesaba katılmış mıdır? Geçiniz bu bayağı oyunları, bırakınız sonu gelmez oyalamaları. NATO, bugüne kadar Türkiye'nin hangi güvenlik ihtiyacına cevap vermiştir? Sormayalım mı, sorup da cevap aramayalım mı?” dedi.
“Türkiye NATO misyonlarına samimiyetle uymuştur”
“15 Temmuz'da başkentimiz hainler tarafından bombalanırken, bu NATO neredeydi?” diye soran MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye, NATO misyonlarına en çok destek olan ilk beş ülke arasındayken, ortak bütçeye en fazla katkı sağlayan ilk sekiz ülkeden de birisidir. İttifak'ın en büyük ikinci ordusu Türk ordusudur. Türkiye NATO misyonlarına samimiyetle uymuştur.
En son olarak Türkiye'nin kilit bir role sahip olduğu ifade edilen Afganistan bunlardan birisidir. NATO'nun güncel tehditlerine uyum konusunda tereddüt yaşamayan ülkemizle, hangi vahim sorunlar karşısında dayanışma içine girilmiştir? 15 Temmuz'da başkentimiz hainler tarafından bombalanırken, bu NATO neredeydi? Ne yapıyordu? Neyin hazırlığı içindeydi? Bu sorunun da peşine düşmeyelim mi? Failleri deşifre etmeyelim mi?
Güney sınırlarımızda terör devleti kurulması hedeflenirken, NATO'da birlikte silah tuttuğumuz ülkelerin sırtımıza namertçe ateş açtığını söylemeyelim mi? Uzaktan bakılınca saf mı görünüyoruz? Elimize vurup ekmeğimizi alacaklarını mı sanıyorlar? Tarihte böylesi gaflete düşenlere kahramanlıkla perçinlenmiş iman dolu kalplerin neler yaptığını, hayatı ve dünyayı nasıl zindana çevirdiğini bilmeyen varsa bilenlere sorsun, yok onlar da bilmiyorsa öğrenmek için sıralarını beklemeye şimdiden koyulsunlar” açıklamasını kaydetti.
“Türkiye'ye teslim edilmeyen F-35'lerin Yunanistan'a verilme teklifi hangi mantığın, hangi maksadın mahsulüdür?”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Türkiye, NATO'nun eşit bir müttefikidir, en azından biz böyle değerlendiriyoruz. İrademiz Brüksel'deki NATO karargâhına devredilmiş değildir. Nitekim kimden silah alıp almayacağımızın mevzu bahsi NATO'nun bileceği, tayin edeceği bir konu da olamayacaktır. ABD'nin Türkiye'yi savunmasız bırakma konusundaki gizli niyeti zehirli meyvelerini 15 Temmuz gecesi vermedi mi? Az kalsın Türkiye işgal edilmeyecek miydi? Peki, dost dediklerimiz neredeydi? Hangi senaryoları yazıyorlardı? Türkiye'deki muhalefet cenahını kışkırtıp iktidar havucuyla tutsak alanların sorarım sizlere, neresi dosttur?
Nereleri müttefiklik ruhuyla uyuşmaktadır? Ekonomik tetikçilerini üzerimize salıp istikrarsızlık fitilini tutuşturanların nesine güveneceğiz? Rusya'dan silah almayın diyorlar, tamam da ihtiyaç duyduğumuz silahları siz verdiniz mi? Üretiminde ortak olduğumuz ve parasını peşinen ödediğimiz F-35'leri gasp ederken aklınız neredeydi? Neyin peşindeydiniz? ABD'nin Senato Dışilişkiler Komitesi Başkanı'nın hazırladığı tasarıyla, Türkiye'ye teslim edilmeyen F-35'lerin Yunanistan'a verilme teklifi hangi mantığın, hangi maksadın mahsulüdür? Türkiye'ye karşı uygulanan baskı ve yaptırım politikalarının bu haliyle devamı iki ülke arasındaki ilişkileri çok yönlü zedeleyecektir” dedi.
“Rahatsız etmek bize düğün bayramdır”
Bahçeli, “Aynı ABD, sorun yaşadığı başka ülkelerle müzakere ve diplomasi kanallarını açık tutarak ülkemize çifte standart uygulamıştır. Doğu Akdeniz'deki adımlarımızdan rahatsız oluyorlarmış, varsın olsunlar, onları rahatsız etmek bize düğün bayramdır. Hatta münhasır ekonomik bölge ilanı etmek için de fazla beklemeye gerek kalmamıştır” diyerek açıklamasını sonlandırdı.