“Yoğun bakım hayatımın en zor anıydı, 10 gün 10 yıl gibi geldi”
23 Ekim’de test yaptırdıklarını ve sonucun pozitif çıktığını ifade eden Aydın, “3 gün evde kaldık. Evde tedavi olduk, sağlık çalışanları çok ilgilendiler. Daha sonra hastaneye gittim serviste 5 gün yattıktan sonra beni yoğun bakıma aldılar. Yoğun bakım hayatımın en zor anıydı. Makinelere dayanmak, 4 saat hızlı çalışan bir makine vardı. Orda ilgilenenler oldu. Yoğun bakımda ki 10 gün bana 10 yıl gibi geldi. Daha sonra servise çıktım. 30 günde orda tedavi oldum ve eve çıktım. Evde de iki ay devam edecek tedavi sürecim. Bu hastalığa dikkat etmek gerekiyor. Karşı da ki kronik hasta olabilir ben şeker hastasıydım beni hemen yakaladı. 50 günden fazla hastane ve yoğun bakımda kaldım. Herkesin dikkatli olmasını istiyorum” dedi.
“Hastanelere, hizmetlere nankör olmayalım”
Hastanelerin çok güzel hizmet verdiğini gözyaşları içinde anlatan Aydın, “Bu devlete teşekkür edilir. Nankör olunmaz. Tarih öğretmeni olarak bu devlete nankör olunmaz. Hastanelere, hizmetlere nankör olmayalım. Ben hasta olarak bütün görevlilere teşekkür ederim. 1,5 ay sonra normale döneceğim. Buradan tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Dikkatli olun hastalığın kimden geleceği belli olmuyor. Maskenizi, mesafenize dikkat edin, ilaçları kullanın. Yoğun bakımda 10 gün 10 yıl gibiydi. Psikolojik olarak ne olacağım, nasıl olacağım bilmiyorsunuz. O makinalar devamlı çalışıyor ve kolunda 3 serum var” diye konuştu.
“Anne ve eniştesini aynı gün kaybetti”
Yoğun bakımda tedavisi devam ederken anne ve eniştesinin ölüm haberini aldığını belirten Aydın, “Ben yoğun bakımdayken annem de yoğun bakımdaymış. 16 Kasım’da eniştemi ve annemi aynı gün kaybettik. Bana bir şey olmaz demeyin, dikkat edin” şeklinde konuştu.
Çok zor bir süreç geçirdiklerini ifade eden Şerefnaz Aydın ise, “1 hafta ben hastanede yattım. Sonra 1 ay eşime refakatçi oldum. Çok zor, psikolojik olarak insan çöküyor. Eşim çok hastaydı. Maske, mesafe ve hijyene dikkat etsinler. Ama nerden nasıl geldiğini de bilmiyorsun” dedi.