Mahalli bir sanatçımız var. Az çok müzikle aranız iyiyse tanırsınız. Metin Kara.Kardelen TV'de sevgili dostum, gönül adamı Müslüm Özkan ile birlikte her hafta Müzik Eğlence Proğramı yapıyor. 'Kartaneleri' idi yanılmıyorsam proğramlarının adı. Sadece, oradan, buradan çalıp söylemeyen, kendi beste çalışmalarının da olduğunu bildiğim Metin Kara'nın, bugün kendi bestesi olan bir parçasını ilk defa duydum, çok şaşırdım. Belki de benim cahilliğimdir,ben yeni duymuşumdur. Yıllardır dillerde pelesenk olan bir bildik konuyu şarkı yapmış, türbanı! Evet, yanlış duymadınız. ''Türbanlım'' diye bir şarkı yapmış Metin Kara! Ve ben bugün feysde ilk dinlediğimde sadece şaşırmakla kalmadım, beğendim de..
***
Her neyse. Konum elbet Metin Kara veya besteleri değil. Türbanın geçtiği bir şarkıyı ilk defa dinleyip şaşıran ben, bu şaşkınlığı daha üzerimden atamadan yeni şaşkınlıklarla başbaşa kaldım! Şaşkınlığım da Büyükşehir Beeldiyespor'un az önce biten Orhangazi maçıydı! Erzurum temsilcisi rakibini 3-1 yendi gerçi, güzel oynadı, haketti, bunda şaşılacak bir şey yok da, ilk 2 golü atan oyunculardı beni şaşırtan! Son anda hastalandığı için 18 kişilik kadroya alınmayan santrafor Fatih Arat'ın yerine onbirde gol umudu diye sahaya sürülen Abuzer Gaffur ile, son haftalarda 'vızılayan' ama bir türlü bal yapmayan, o yüzden de zaman zaman eleştirdiğim 'arı Haluk'du bu beni şaşırtan oyuncular! (Hafızam da yanıltmıyorsa beni, sanıyorum bu sezon Abuzer'in ilk, Haluk'un da ikinci golüydü bu goller!)
***
Ne yalan söyleyeyim, ilk başlarda bir hayli dişli görünen, gerek pas alışverişleriyle ve gerekse fizik üstünlükleriyle bizim mavi-beyazlı oyunculardan 'daha iyi'hissini uyandıran Orhangazi maçını kopartan oyuncular, hiç de tahmin etmediğim bu iki oyuncu oldu! Önceki maçlarda sonradan oyuna giren ama takımına gram katkı sağlamamış olan Abuzer ile benim müsait pozisyonlarda topu hep kuşlara nişanladığından 'kuş avcısı' diye tenkit ettiğim Haluk'un atmasına, en az Metin Kara'nın 'Türbanlım' şarkısı kadar şaşırdım! Sanıyorum ben kadar, çoğu izleyen kişi de bu işe şaşırdı! (Hele de onları bu sezon izleyenler şaşırmamış olsa, ayrıca da şaşırırım!). Ancak, ben ne kadar o Türbanlım şarkısını tuttumsa, en az o iki oyuncu arkadaşın gollerini de o kadar tuttum! Ayaklarına sağlık! Zaten kulüpleri birileri tarafından 'lanetlenmiş',onların da öyle her daim hotulanması, benim de çok hoşuma gitmezdi! Aferin,aferin, onlar adına sevindim gol atmalarına. Nihayetinde biz onların düşmanları değiliz, iyi olsunlar, onları da hep sevelim. Unutmasınlar ki 'iyiler hep kazanır'!
***
Bu Pazar da yine bir deplasmana, Sancaktepe'ye gidecek olan Büyükşehir Belediyespor'un gördüğüm kadarıyla artık kaybetme lüksü yok. 1'liği hedefleyen, aldığı bu son galibiyetle üçüncü sıraya yükselen mavi-beyazlılar, bu zorlu deplasmanı da kazanmak mecburiyetinde. Rakibinin farklı kaybetmesi ile daha da çekişmeli geçmesi beklenen İstanbul'daki bu maçı, bir şekilde seyretmek de istiyorum şahsen. Bakacağım şartlarıma! Lider Düzyurt'un kazandığı bu hafta oluşan 7 puanlık fark, bir şekilde bu yarıda değil de ikinci devre kapanır diye de düşünüyorum. Bugünkü Orhangazi maçında oyuncuların tamamına yakını iyiydi. Ama özellikle Kerem'i ayrca çok beğendiğimi de söylemeliyim. Bu arada, 33,34 ve 35 numaralı oyuncular, bu takımın 'olmazsa olmazları' olduklarını bir kere daha ortaya koydular, hepsini de yürekten alkışlıyorum.
***
Yine uzattım, farkındayım. Bir maç yazısı bu kadar uzun da olmamalı elbet. Hele de şehir adaylara, siyasete odaklanmışken, bu kadar yazıyı kimin okuyacağı konusunda da elbette ki benim de, endişelerim yok değil. Ama ben yine de diyeyim. Saim Özakalın'ın başkanlığındaki mevcut yönetimi, bize böyle bir heyecan yaşattığı için bir kere daha teşekkür ediyorum. Rüştünü ispatlamış olan teknik patron Yavuz İncedal'a da, her geçen gün oyun olarak geliştirdiği, yeni oyuncular keşfettirdiği bir takımı bize sunuyor olduğu için de minnet duygularımızı ifade etmek isterim.
***
Tabi bugünkü maç ile ilgili büyük bir teşekkürü de As Başkan Ahmet Metin Karadayıhaketti bence! Haluk'un attığı ikinci golden sonra o koskoca tribünde nasıl etti de gördü, (halen daha anlamış değilim), bana çektiği 'yaz, yaz,bunu da yaz!' türü hareket(!)ten ötürü 'özür telefonu', ayrı bir incelikti! Bir keresinde de Erzincan'da seyircilerin yuhalaması ile karşılaşan ve bu işlere de az-buçuk alışmışlığı olan ben, oyuncuyu maçtan sonra uyardıklarını belirten sevgili Karadayı'ya telefonda da söyledim: ''Hiç önemli değil. Gençtir, heyecanına yenik düştü. Bilakis gol sonrası bana karşı yaptığı hareketi beğendim! En azından eleştirerek bu Haluk'u maça daha iyi olmak için motive etmişim! Herhalde bu galibiyet için de bir teşekkür bana edilmesi gerekir!''.
NOT: 10 Kasım törenlerinde protestoda bulunan bir vatandaşa 'Gavat' demesi ile gündeme gelen Adana Valisi ile ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın grup toplantısında bir açıklaması olmuştu: 'Valimizi biz kimseye yedirmeyiz'diye.. Biri feysten mesaj yollamış. Son günlerde bayağı bir beğendiğim espiriydi. Aklıma geldikçe de gülüyorum. 'Bilsek ki acımızdan ölüyoruz, yine yemeyiz' demiş!
NOT: Bir sanatçının şarkısından yola çıkarak yazıya başladım, başlığı da yine bir sanatçının derleyip söylediği türkü ile atayım istedim.