İl ariftir, yoklar senin bendini,
Dağıtırlar tuzağını, fendini,
Alçaklarda otur gözet kendini;
Kat'i yükseklerden uçucu olma.
Karacaoğlan
Bu soru nereden çıktı diyebilirsiniz. Bir misafirimiz konuşma sırasında "Tuzak kurarlarsa, Allah da onlara tuzak kurar" dedi. Ben de ayetin "Ve mekeru ve mekere allahu ve allahu hayru el makirine" (Ali İmran Suresi 53) ayetin Arapçasını okudum. Hocam manası ne dedi? Açıklamaya çalıştım.
Onlar gittikten sonra ayet üzerinde düşünmeye ve meallere baktım.
Halk arasında dolaşan eksik bilgilerin olduğunu fark ettim.
Tuzak sözlükte kuş veya yaban hayvanı tutmaya yarayan basit alet. Mecazi anlamda ise; birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen, hile, oyun, fent, kumpas, aldatmaca; pusu. Tuzak kurmak, tuzağa tutulmak, tuzağı bozmak, tuzağa düşmek biçiminde de kullanıyoruz.
Yunus Emre aşk tuzağına düşmeyi veciz ifadelerle dillendirir:
Gör ne yuvadan uçtum bu halka razum açdum
Işk duzağına düştüm dutıldım ele geldim.
Eşrefoğlu da Divanında dünyayı geçici anayurt gördüğü için ebedi yurda giden yolda gönlün tuzağına düşmemeyi yeğler.
Aşıkların gönlü kuşu
Düşmez dünya tuzağına
Gerçek eren bu dünyayı
Hiç muhale olur değil.
Tuzak sözcüğünün bir diğer anlamı pusu sözcüğüdür. Pus, sis ve duman anlamındadır. Pusu: Birine saldırmak için saklanarak beklenilen yer. Pusmak; saklanmak, gizlenmek, görünmemek, sisle örtünmüş gibi olmak. Pusu sözcüğünü: Pusu kurmak, pusuya yatmak, pusuda beklemek, pusuya düşmek, pusudan çıkmak gibi birleşik fillerle de kullanıyoruz.
Necip Fazıl da hayata kurulan pusudan bahseder:
"İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu."
Tuzak ve pusu sözcüklerinin açıklamalarından sonra yazımızın başlığındaki Allah tuzak/pusu kurar mı sorusuna ne cevap aramalıyız?
Allah kötülüğü yaratır mı, kötülüğe rıza gösterir mi, tuzak ve pusu kurar mı? soruları sıkça sorulmaktadır.
Bu sorulara evet denirse, Ateistlerin temel soruları ve itirazları başlar; " O zaman Allah iyi niyetli mi? Allah tuzak ve pusu kurarsa adil olur mu? Allah kötülüğü yaratırsa dünyadaki bütün kötülüklerden sorumlu olmaz mı?
Rağıb el-İsfahani el Müfredat adlı eserinde yukarıdaki ayette geçen "el-mekru""tuzak,pusu" sözcüğünü açıklar: Bir hüner, hile ya da kurnazlıkla, bir başkasını amaçladığı, yöneldiği şeyden döndürmek, çevirmek anlamındadır. İki kısma ayrılır. İlki, övülmeye değer "mekr", 'kişinin bunu yaparken güzel bir fiili yerine getirmeyi amaçlaması', ikinci anlamı yerilecek "mekr", kişinin bunu yaparken kötü bir fiil yerine getirmeyi amaçlamasıdır.
Birinci anlama örnek Ali İmran suresi 53 ayet örnek gösterilmektedir. Muhammed Esed ayette geçen "mekr" sözcüğünü lafzen "entrika çevirmek" olarak anlar. "İnanmayanlar İsa'ya tuzak kurdular (lafzen 'entrika çevirdiler'); ama Allah onların tuzaklarını boşa çıkardı: çünkü Allah, tuzak kuranların tümünün üstündedir." Tuzak kurmak kötü ancak tuzaklarını bozmak, boşa çıkarmak iyidir.
Diyanet İşleriBaşkanlığının yayınladığı mealde ayet şöyle tercüme edilir:
"Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır." Bu tercümede
"Allah tuzak kurdu" kelime kelime tercüme edilmiş. Halk arasında bu tercüme yerleşmiş ki,
"Allah tuzak kurar" diye söylenmektedir.
Ayetlerin metnine bakınca pusu kuran, entrika çeviren, düzen ve tuzak kuran öncelikle Allah değil, kurulan entrikaları, şeytani tuzakları bozan Yüce Allah oluyor. Ve hilecilerin hilesini bozmada en yetkin varlık O.
İkinci anlama gelen ayetler ise; "Yeryüzünde böbürlenmelerini artırdı, (Allah'ın mesajlarına karşı) şeytanî itirazlar geliştirme (çaba)larını... Halbuki, bütün şeytanî tuzaklar (sonunda) sadece sahiplerini yutar; yoksa onlar, önceki (günahkâr)ların (sürüklendikleri) yoldan başka bir şey mi bekliyorlar? Sen Allah'ın tuttuğu yol ve yöntemde hiçbir değişiklik göremezsin; evet sen, Allah'ın yolunda ve yönteminde bir sapma göremezsin!" Fatır/43.
Ayette geçen "Halbuki, bütün şeytanî tuzaklar (sonunda) sadece sahiplerini yutar;" cümlesinin halk arasında karşılığı: "Eştiği kuyuya kendi düştü, "Etme bulma dünyası","Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste" öz deyişleridir. Ayette de bu anlatılmak istemektedir. Allah tuzak kurmuyor, kendi tuzakları kendi ayaklarına dolaşıyor. Tuzak kuran Allah değil, tuzak kuran insan olmaktadır. İnsan kendi fiillerinden kendi vicdanında , Allah katında sorumludur.
"Ve böylece bir tuzak kurdular; fakat, onların hiç fark edemeyecekleri biçimde, biz de bir tuzak kurduk. Ve sonra, bak onların kurduğu bütün tuzakların sonu ne oldu: onları ve onların peşinden giden toplumu, hepsini yerle bir ettik". Neml/ 50-51. Bu ayette de tuzak kurduk sözü tuzaklarını bozduk, boşa çıkarttık demektedir. Bu ayette de bu ifade anlatılmaktadır: "Ve (hatırla, ey Tanrı Elçisi,) hakikati inkara şartlanmış olanlar seni (tebliğden alıkoyup) durdurmak, öldürmek yahut sürgün etmek için sana karşı nasıl ince tuzaklar kuruyorlardı: onlar (hep) böyle tertipler peşinde koşarlarken Allah onların bu tertiplerini boşa çıkarttı, çünkü Allah bütün o tuzak kuranların üstündedir". Enfal /30.
Yukarıdaki ayetlerden çıkan sonuç; Yüce Allah insana tuzak ve pusu kurmamakta, hile hurdayla insanlara ilahlık yapmamaktadır. Yüce Allah haksız yere iftiralarla, desiselerle her türlü teknolojinin imkanlarını kötüye kullanarak ses kayıtları, gizli kameralar, montajlar yaparak izzetli ve şerefli insanları lekeleyerek bunu da Allah adına yapanların pusularını, tuzaklarını, şeytani entrikalarını bozmaktadır. Elbette Yüce Allah da tuzakları hazırlayanların tuzaklarını başına geçirecektir. Allah'ın adaleti bunu gerektirir.
Descartes'in meşhur sözü şudur: "Yüce Varlık aldatmaz." Eğer aldatıyorsa Allah olmaz. İnsan aldatmayan Allah'a inanır, güvenir ve ona teslim olur.
İbrahim Hakkı'nın iki dörtlüğüyle bitirelim yazımızı:
Hak şerleri hayr eyler
Zan etme ki ğayr eyler
Ârif ânı seyr eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler...
Sen adli zulüm sanma
Teslim ol oda yanma
Sabr et sakın usanma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler...