Coronavirüsün insanlığı tehdit ettiği günümüzde bir zaman tüneli ile cumhuriyetin ilk yıllarına kısa bir yolculuk yaparak bildiğiniz bir hatırlatmada bulunmak istedim.
Atatürk ve silah arkadaşları vatanı kurtarmakla kalmadılar. Önlerinde bulaşıcı hastalıklara karşı biçâre kalmış sahipsiz bir halk buldular. Ülke nüfusu yaklaşık 13 milyon civarında... Nüfusun.%85'i yani 11 milyonu köyde yaşıyordu. Halk bulaşıcı hastalıklara ve sair hastalıklara karşı çâresiz. Daha önce ifâde edilen yazılardan ve paylaşımlardan alıntılarla derlenen rakamlarla Anadolu ve Anadolu insanının hâl-i pür- melâlı ...
13 milyon insandan:
Üç milyon insan trahomluydu
Bir milyon insan frengiliydi
İki milyon insan sıtmalıydı
Beş bin köyde sığır vebası vardı. İnsanlar ve hayvanlar her gün kırılıyordu
Her 4 kişiden biri o günlerde ince hastalık denilen veremliydi.
Doktor sayısı ülkede sâdece 337 idi
Ülkede 60 eczacı vardı, sadece 4'dü Türk'tü.
Dış hekimi ise sıfırdı
93 Harbi'nde Ruslara esir düşen Erzurumlu Mehmet Ali Paşa'nın anlatıldığı "Pişibba" adlı eserde, Paşa o tarihlerde doktor olarak Erzurum'da sâdece bir Ermeni dışçinin olduğunu söyler.
Hemşire sayısı sadece 4'tü.
40 bin köyde ebe sayısı 136 idi
Çocuk ölüm oranı %40'tı
Anne ölüm oranı % 18'di
Ortalama ömür 40'dı
1908'li yıllar ve sonrasında "Erzurum Sıhhat Müdürü" ve Erzurum'un eniştesi Ohrili Dr. Şerif Bey tuttuğu raporlarda Erzurum'da ortalama yaşın 28 olduğunu söyler.
Bitle pireyle başa çıkılamıyordu
Ülke genelinde yaygın sıtma- verem-tifüs ve tifo salgını vardı
Cehâlet diz boyu; okuma-yazma akıllara ziyân
Ülke üç beyaza "un-şeker-bez" ve üç siyaha "demir-kömür-neft yani gaz yağı" muhtaçtı. Cumhuriyetin hedefi bunlara sahip olmaktı.
Bu vahim tablo karşısında Atatürk ve arkadaşları salgın hastalıklarla mücadelede de bir büyük zâfer kazandılar. İşte Cumhuriyet o günlerden bugünlere geldi. Büyük insanlardı onlar. Ruhları şâd olsun...
Geçmişte yokluklar içinde olmazı başaran bu başarı hıkâyesi; "coronavirüse" karşı yürütülen zorlu mücâdelenin bu günlerinde bizlere yeni bir güç ve yeni bir heyecan katacaktır. Aramızdan ayrılanların üzüntüsüyle, ama karamsar olmadan rahmetli Âkif diyor ya; ''Âtiyiyi karanlık görerek azmi bırakmak/Alçak bir ölüm varsa, eminim budur ancak'' inanç ve iradesinde asla umudumuzu yitirmeden daha sağlıklı bir hayata ve gelecek daha güzel günlere umutla bakalım. Tıbbî alanda yürütülen bilimsel çalışmaların kısa sürede olumlu sonuçlar vereceğine inanalım. Endişe verici bu bulaşıcı virüsten; ülkemizin ve tüm insanlığın kurtuluşuna samimi dualarımızla birlikte ama önerilen karantina ölçülerinde katkı sağlayalım.
Sağlığın değerini ifâde eden özlü beyitle; her insanımıza ve yakınımıza sağlık ve güzellikler diliyorum.
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi"