Erzurum eşrafından, Ziraat Odası eski Başkanı merhum M. Hulusi Aksu vefatının 20. yıldönümünde dua ve gözyaşlarıyla anıldı.
Erzurumajans-Erzurum eşrafından, Ziraat Odası eski Başkanı merhum M. Hulusi Aksu vefatının 20. yıldönümünde dua ve gözyaşlarıyla anıldı.
Ömrünü Erzurum değerlerinin sosyal ve ekonomik gündemde yer bulma ve
değerlendirmesine harcayan, il Ziraat Odası'nda 30 yıla yakın başkanlık
görevinde bulunan Merhum Aksu'nun anma etkinliğine gazeteci Esat
Bindensen, Ayhan Kara, kamu yöneticisi Vahdet Nafiz Aksu, Atatürk
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bölümü Başkanı Prof. Dr. İrfan Aksu,
ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Türkez, DHMİ yöneticilerinden Mahmud
Vefa Aksu katıldı.
ÖRNEK BİR ERZURUMLUYDU
Merhum Hulusi
Aksu'nun örnek bir Erzurumlu olduğunu söyleyen gazeteci Ayhan Kara, "Tüm
hayatını Erzurum'un sosyal, ekonomik ve kültürel değerlerinin ayakta
kalması, gelecek nesillere temelleri üzerinde aktarılması ve ülke
gündemine taşınarak değerlendirilmesine harc eden Hulusi Aksu amcamız,
hayat üslubu ile bir Erzurum Çelebisi ve beyefendisiydi. Etrafına hep
pozitif değerler ve enerji taşıyan merhum Aksu, aynı zamanda Dadaşlığın
bir lüzum ve gereği olan cömertliğiyle, sofra kurup dostlarını,
yoksulları ağırlamasıyla maruf bir şahsiyetti." dedi.
TEVAZU DA ÖRNEKTİ
Uzun yıllar Rizekent Köyü muhtarlığının yanı sıra siyasi alanda da
yöneticilik görevlerinde bulunan merhum Aksu'nun bir tevazu abidesi
olduğunun da altını çizen Kara, "Hulusi amcamızın meşrebi Yunus
Emre'ceydi. Gönlü ve yüzü gibi gözlerinin içi de gülen, muhitine insan
sevgisini dikte ettiren Hulusi amcamız, Erzurumlu Hazık Efendi'nin 'Var
iken derler mudara cengü kavgadır abes/ Düşmeni bed tiynete amma
müdaradır abes' sözleriyle ifade edilebilecek bir üslubu sergilerdi. "
diye konuştu.
Kurra hafız da olan ve birçok hafız yetiştiren Hulusi
Aksu'nun dini vecibelerini alayişsiz, gösterişsiz ve sade bir şekilde
yerine getiren örnek bir Müslüman olduğunu da hatırlatan Kara,
"Erzurum'un meşhur bir sözü vardır. Derler ki, ' itim arayasın, ölim
ağlayasın? ' Biz, 1995 yılında 63 yaşında hakka yürüyen Hulusi amcamızı
hem arıyor, hem de ardından hala ağlıyoruz." ifadelerini kullandı.
