Hafızalarını yoklayanlar daha öncesini de hatırlar; ama her şey Sayın Kamer Genç’in “çiçek sulama,” eylemiyle başladı.
Siyasette isim yapmış biri, çiçekleri suladıktan sonra acar gazetecilere yakalandı.
Sanki çiçek sulamak suçmuş gibi.
(Bağımsız biri olarak söylüyorum) Hangimiz sulamıyoruz ki laleleri, çiğdemleri, gülleri!
Bu aynanın sırtındaki sırlı yönü.
Eğer sırça köşkte oturuyorsanız, kimsenin damındaki kara göz dikmeden ve camına taş atmadan yaşamalısınız. Biri de kalkar sizin haneye sallar taşı; o zaman görürsünüz alnınızın kaç karış olduğunu!
Bu da aynanın gerçek yüzü!
Herkesin bildiği gibi, AKP’nin Erzurum milletvekili adayı Sayın AKSAK, rakip partileri karalamak için öyle bir laf eyledi ki; o lafı bala da batırsanız, kaymağa da bulasanız, ne yenilirdi ne de yutulurdu:
Yenilmedi de, yutulmadı da!
Ne demişti AKP’nin adayı.
“CHP’de ve MHP’de fuhuş bezirgânları var!”
Cümlenin içinde CHP geçince, CHP Erzurum adayı Sayın PALANDÖKEN’e ayaküstü fısıldadım bunu.
Üzüntüyle kızgınlığın harmanlandığı yüzünden aldım ilk cevabı; sonra da dilinden!
“Üç oy için bu tür konuşmalar ve söylemler ayıptır, yakışığı yoktur bu tür sözlerin,” dedi.
Ve MHP İl Başkanı Sayın KAYA da verdiği cevapta, partisine atılan taşı alıp gediğine koydu!
“AKSAK önce şu sekreter meselesini bir açıklasın,” dedi ve devam etti. “Bu konularda konuşacak en son kişi kendisidir!”
Böylece, hiç yoktan sekreterin de kulakları çınladı!
Her zaman söylerim!
İster arkadaşlar arasında olsun, isterse dostlar arasında; ister siyasette, isterse cemiyette olsun.
Ben şu kadar dürüstüm… Ben böyle namusluyum… Ben şöyle şanlı biriyim… Demekle olmuyor bunlar.
Olaylar insanların gerçek yüzünü ortaya çıkartıyor!
Ben asla kimseyi ahlak konusunda yargılamam ve o kişinin ahlakını eleştirmem.
Ahlak değerlerini bir birey değersizleştiriyorsa ve bu da toplumu ilgilendirmiyorsa o kendi meselesi ve vicdanıdır!
O tür insanlardan uzak durmaya bakarım, hepsi budur!
Ancak, bunlar siyasi malzeme yapılırsa çekinmeden kınarım o malzemeciyi!
Ne demektir, “fuhuş bezirgânları!”
İşte o zaman da kalkar Sayın KAYA’dan alırsınız cevabınızı.
Sonra da çıtınız çıkmaz.
Aslında yazan biri olarak Sayın AKSAK’la bu konuları konuşmak için can atıyorum.
Belki de şunu söyleyecek ve inandıracaktır beni, “haşaa, bunların hepsi iftira,” diyecektir ve ben de inanarak burada yazacağım.
Ama şunu da soracağım!
Sizin bu yaptığınız, siyaset mi, rezalet mi?
Sadece siyasetçiler için değil, her insan için bir söz söylemiş söyleyen.
“Eline, beline, diline sahip ol!”
Eee… Bel belden aşağıya düşmüş, dil de yerinde durmuyor!
Kala kala el kalmış.
Yani üçün biri!
Yok öyle şey!
Bu millet ya üçünü birden ister; ya da hiç birini!
Gerçi ne fark eder ki!
Oylar lidere gider, kim olursa olsun o da Ankara’ya!
Vekil mi vekâlet aldığına benzer; vekâlet veren mi vekiline!
Orasını hiç karıştırmayalım.
Bize ne!
Bu arada Erzurum AKP İl Başkanı Sayın KILIÇ da susuyor.
Galiba şöyle düşünüyor.
Boş ver, kim ne derse desin, her durumda Erzurum bizim!
Kim bilir, belki de haklıdır!
Ne kadar AKSAK şeyler olsa da; cem olmuş oyları şimdiden saymıştır kelle kelle!