Yaygın medya her iki üç ayda bir aynı haberi ısıtıp ısıtıp servis ediyor: “Kabine’de beş bakan değişiyor!”
Bu başlık, politikaya ilgi duyan duymayan herkesin merakını uyandırıyor: Hangi bakanlar gidiyor, kimler bakan oluyor?
Aynı haberi dün de Cumhuriyet yapmıştı.
O da tıpkı diğer gazeteler gibi, “değişmesine kesin gözüyle bakılan” bakanların arasına Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı da koymuş.
Besbelli
ki yaygın medyanın bir kısmı, başından beri Recep Akdağ’ı bir türlü
sevemedi. Ne vakit bakanlar kurulunda değişiklik olacak diye haber
yaparlarsa, listenin tepesine Akdağ’ı yerleştiriyorlar.
Cumhuriyet’in
listesine göre, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Tarım Bakanı Mehdi
Eker ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ, gidici!
Başbakan Erdoğan, Afrika gezisinden döner dönmez, yeni bakanları açıklayacakmış.
Mümkün. Fakat anlamadığım bir nokta var.
Tamam; nasıl ki mahkeme kadıya mülk değilse, bakanlık koltuğu da kimsenin ölene kadar oturacağı bir yer değil.
Recep Akdağ da gider, başkaları da…
Tabii
ki Başbakan’ın ne düşündüğünü veya bir kabine değişikliği yaparsa
kimleri dinlendirip, kimlere görev vereceğini bilemeyiz. Ancak
bildiğimiz şudur ki, kabine değişiklikleri genellikle seçimden sonra
yapılır ve bir takım kıstaslara dikkat edilir.
Örneğin, başarı skalası en önemli kıstastır. Öte yandan il ve bölgede başka bakan olup olmamasına bakılır.
Şimdi size soruyorum: Recep Akdağ, kabinenin en başarılı bakanlarından biri değil mi?
Ayrıca Recep Akdağ bakanlıktan giderse, Doğu’da başka bakan var mı?
Biz
söylemiyoruz, yerli ve yabancı tüm araştırma şirketlerinin yaptıkları
yoklamalarda, en başarılı bakanlar içerisinde, Akdağ hep ilk üçte
çıkmıyor mu?
Recep Akdağ, 2002 yılından beri sağlık bakanı… Geçen
bu süre içerisinde AK Parti, iki genel, iki yerel seçim ve bir de
referandum geçirdi.
Merak edenler gazetelerin arşivlerine girip baksınlar, her seçimden sonra bazı yayın organları aynı haberi tekrarlamış:
“Sağlık bakanı gidici”
Fakat herkes gördü ki, Akdağ bir yere gitmediği gibi, her seçimden sonra daha da güçlendi.
Demek ki, medyanın bu haberi sağlam bir istihbarata dayanmadığı gibi, birilerinin temennisi olmaktan öteye gitmedi.
Kabul
edelim ki, Recep Akdağ’ın, beşeri münasebetleri takdire şayan bir
düzeyde değildir. Örneğin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’la
karşılaştırdığımızda, Akdağ çok zayıf kalır.
Olabilir; herkesin tabiyeti farklı farklı…
Recep Akdağ, etrafına gülücükler dağıtan biri değil; ama soğuk ve itici biri de değildir.
Kaldı ki bu noktada toplumu ilgilendiren husus, bir bakanın yaptığı hizmet ve başarılarıdır.
Akdağ’ı sempatik bulmasanız bile, sağlık alanındaki muazzam başarıları nasıl yok sayabilirsiniz ki…
Olabilir;belki de Cumhuriyet’in yazdığı gibi çok yakında kabinede bir değişiklik
olacaktır ve belki de değişecek bakanlardan biri de Recep Akdağ’dır.
Anlaşılıyor
ki birileri buna çok sevinecek. Ben ise üzülürüm. Çünkü Sağlık Bakanı
Recep Akdağ, bu ülkeye çok büyük hizmetler vermiş ve sağlık alanında
tarihe geçen başarılara imza atmış bir politikacıdır.
Hemşerimiz
olduğu için bu gerçek elbette bizi gururlandırmaktadır. Fakat Recep
Akdağ Erzurumlu da olmasaydı, aynı övgüyü hakkediyor.
Binali
Yıldırım, Zafer Çağlayan, Ali Babacan, Fatma Şahin, Taner Yıldız ve
Erdoğan Bayraktar Erzurumlu değiller. Bendeniz, Bakan Akdağ gibi onları
da son derece başarılı buluyorum.
Yani Akdağ’ı başarılı bulurken,salt hemşerilik duygularıyla hareket etmiyorum. Tabii ki hemşerim
olduğu için de ilave bir gurur duyuyorum.
Hoş kimsenin bize
danışacağı yok. Fakat soracak olsalardı, Bakan Akdağ’ın önümüzdeki genel
seçime kadar görevini sürdürmesini talep ederdim.
Genelde Türkiye’nin, özelde de Doğu’nun buna ihtiyacı var.
Diyen
olabilir ki, “sen de temennini söylüyorsun. ”Evet ben de temennimi dile
getiriyorum ancak “gidecek” diyenlerden farklıyım: Ben ülke
gerçeklerine ve kimin neler yapıp yapmadığına bakıyorum.
Türkiye’nin her hangi bir ilinde çıkın sokağa ve sorun: Sağlık Bakanı’ndan memnun musunuz, değil misiniz?
Eğer
on kişiden sekizi memnun değiliz derse, demek ki biz içinde yaşadığımız
toplumu tanıyamamışız. Bir kampanya filan başlatıyor değilim de, ama
gönlümden geçeni de ifade edeyim:
Erzurumlu bakanına sahip çıkmalıdır.
Sanmayın ki, Akdağ giderse yerine iki bakanımız olur.