Erzurumajans-Erzurum'da Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından organize edilen 'Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı'nda konuşan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Mehmet Şevki Sözen'in fotoğraflarla yaptığı sunum, izleyenlerden bir bölümünü ağlattı. Prof.Dr. Sözen, "İstismarcılar genelde çocuğun birinci derecedeki çevresinde. Çocuklar farklı yöntemlerle ipucu veriyor. İstismara uğrayan çocuğumuza tepki vermemeliyiz. Bu istismarcının ekmeğine yağ sürer, gelip size bir daha bunu anlatmaz. Bu onun utancı, sizin utancınız değil" dedi.
KADEM il temsilciliği organizesiyle Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Atatürk Üniversitesi işbirliği ile 'Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı' düzenlendi. Atatürk Üniversitesi Mavi Salon'da Avukat Derya Yanık moderatörlüğündeki çalıştayda; Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr.Mehmet Şevki Sözen ile Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı öğretim üyesi Betül Ulukol konuşmacı oldu. Prof.Dr. Mehmet Şevki Sözen, çocuk istismarını; fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik, ihmal başlıkları altına meydana geldiğini söyledi. Fotoğraflarla fiziksel şiddete uğrayan çocukların yaşadıklarını anlatan Prof.Dr. Mehmet Şevki Sözen'ın anlattığı cinsel istismar mağduru çocukların hikayeleri salondakilerin bazı kişilerin ağlamasına neden oldu.
"TERBİYE YÖNTEMİ SANARAK ÇOCUKLARI İSTİSMAR EDİYORUZ"
Tuvalet alışkanlığı kazandırmak için kızgın ızgaraya oturtulmuş bir çocuğun fotoğrafını gösteren Prof.Dr.Mehmet Şevki Sözen şöyle devam etti:
"Konuşmamda içinizi acıtacağım. Bu duyarlılığı biraz daha net hissedebilmemiz için biraz içimizin acıması gerekiyor. Çocuk istismarını 'Bir erişkin tarafından zarar verici, kaza dışı her türlü davranış' diye tanımlıyoruz. Kızgın ızgaraya çocuğunu oturtan anneyi buraya getirsem ve desem ki; 'Bize bir çocuğa tuvalet alışkanlığı nasıl kazandırılır anlatır mısın?' Şöyle anlatır; 'Izgara kızgın hale getirilir, çocuk altına kaçırırsa o ızgaraya oturtulur ki, canı acısın, bir daha yapmasın' Bazı yaptığımız davranışların istismar olduğunu bilmeden, terbiye yöntemi zannederek yapıyoruz. Yemeği yemediği için annesi küçük çocuğu kafasından tutuyor kızgın yağa bastırıyor. İçiniz acıyor ama acımak zorunda bunlar yaşanıyor. Bunlar var ve gözümüzü kapatamayız. Çocuk istismarından kaybettiğimiz vaka sayısı ne yazık ki çok az değil. Bir çoğu da kafa içi kanama sebebiyle oluyor. Vakaların üçte biri 6 aydan küçük, üçte biri 6 ay ve 3 yaş aralığında, üçte biri de 3 yaştan büyük. Ortalama 12 yaşa kadar fiziksel şiddet en ağırlık derecesini gösteriyor. 12 yaşından sonra biraz azalma görüyoruz çünkü çocuk kendini korumaya başlıyor."
"ÇOCUKLAR FARKLI YÖNTEMLERLE İPUCU VERİR"
Çocuk istismarına da değinen Prof.Dr.Mehmet Şevki Sözen, yaşanan olaylardan örnekler vererek istismarın nedenleri ve alınması gereken önlemleri şöyle anlattı:
"Bir başka olgu çok iç acıtıcı, görmeye alışkın omadığımız bir durum bunlarda var. 6 yaşında bir çocuk, anne üniversite mezunu eğitmen, baba üst düzey yönetici. 14 ve 17 yaşında iki ağabey var. Anne, baba ayrı çocuk hafta sonları babaya gidiyor. Anneanne fark ediyor. Şöyle bir söylemi var. Çocuk bebeğiyle oynarken biberonla süt veriyor, 'Babamın sütü çok acı ama içmek zorundasın, boyun uzayacak'. Anneanne bize getirdi, bu söylem ne diye? Çözememişler, evet en iyisini yaptı. Çocuktan bilgi almaya çalışmadı, bilgi kirliğili oluşturmadan bize getirdi. Baba zorla çocuğa kendi cinsel istismar sıvısını yutturuyor, çocuk yutmak istemeyince de 'İçeceksin, çünkü bununla boyun uzayacak' diyor. Soru işareti koymak zorundayız, 'Ne diyor bu çocuk?' diye. 'Aman çocuktur unutur' yok öyle birşey. Biz cinsel istismarı şöyle tanımlıyoruz; Çocuk olayı algılayamabilir. 3 yaşında erişkin bundan bir cinsel duyaran alıyorsa evet bu cinsel istismar. Eldeki veriler kız çocuklarının erkek çocuklara oranla daha fazla istismara uğradığını söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü kız çocuklarının yüzde 20'sinin, erkek çocuklarının yüzde 10'unun hayatlarının bir döneminde istismara uğrayabildiğini söylüyor. İstismarcı hedefini belirler. Her tür çocuk istismar mağduru olabilir. Bize düşen görev o çocukları takip edeceğiz. Evet ıssız yerlere yollmayacağız ama istismarcılar genelde çocuğun birinci derecedeki çevresinde meydana geliyor. Bazı çocuklar anlatma güçlüğü çekiyor. Adli Tıp olarak çocukla görüşürken rahat bir ortam sağlamaya, onun dilini bizimle ortak dil yakalamaya çalışıyoruz. Oyunlar oynuyoruz, resimler çizdiriyoruz. Çocuklar farklı yöntemlerle ipucu veriyor. Her sağlık sektörünce çalışan hekim, hemşire, hasta bakıcı şunu unutmamalı, haberi olduğunda bunu ihbar etmekle yükümlüdür, bir yıla kadar hapis cezası var. "
"SUÇA İTİLEN ÇOCUKLAR İSTİSMAR MAĞDURU"
Suça itilen çocukların hepsinin birer istismar mağduru olduğunu belirten Prof.Dr.Mehmet Şevki Sözen, evde huzurli olan çocuğun sokağa kaçmayacağını söyledi. Prof.Dr. Sözen, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki, pek çok olguda ensest öyküsü bulunuyor. Yapılan çalışmalarda çocuk istismarına bağlı ölümlerin yüzde 61'i korunabilir bulunmuş. Biz o çocukların yüzde 50'sinden fazlasını önlemlerle kurtarabiliriz. İstismarcı her tür meslek grubundan olabiliyor. Örnek vereceğim. 'Bakkal amca beni kenara çekti sana çikolata vereceğim' dedi pantolonunu açtı, şöyle oldu, böyle oldu. Annenin ilk tepkisi çocuğa bir tane vuruyor. 'Sen niye oraya gittin?' Bakın 8-9 yaşında bir çocuğun bunu anlayabilmesi mümkün mü? değil. Çocuğumuza böyle tepki veremeyiz. Bu istismarcının ekmeğine yağ sürer. Gelip size bir daha bunu anlatmaz. İstismarcı da bundan güç alır ve tekrarlar. Bir de asla çocuğa şunu söylemeyin; 'Bana anlat kimseye söylemeyeceğim.' Yalan söylemeyin çocuğa. Bu bir suç, suçlusu da cezasını çekecek. Bu onun utancı, sizin utancınız değil."
Hümeyra PARDELİ/DHA