Adamlığını ilan eden adam!

Bazı şeyler vardır isimler ile anılan. Mesela 'fötr şapka' denildiğinde Erzurum'da ilk akla gelen isim Kızılay Başkanı Mithat Turgutcan'dır. 30 yılı aşkın süredir tanırım hep fötr şapkalıydı, hala öyle. Mesela Erzurum'u ve Erzurumluyu anlatan meşhur 'Bar Şiiri' okunduğunda TRT'den Mücahit Küleri ağabeyi gelir aklıma. İkinci sırada ise Hami Akbaba hoca. Her ikisi de Sadettin Akatay'ın bu 'muhteşem' şiirini çok güzel okurlar. Bir iner, bir çıkarlar.. Yürekten söylerler. İnsanın tüylerini diken diken ederler adeta.

***

Mesela bir Gıyas ağabeyi vardı. Çaykara İşhanında işyeri vardı. Ortalama bir esnaftı. ANAP denildi de mi bu Gıyas ağabeyi gelir aklıma. Gelir, çünkü ben bilirim ki bu Gıyas ağabeyi Erzurum'da ANAP'ın ilk kayıtlı üyesidir. Onca yıla damgasını vuran bir partide ismi birinci sıradaydı. Bakan denilince ilk bakanımız Rıfkı Salim Burçak, futbolcu denince Erzurumspor'un profesyonel ligde ilk golünü kaydederek tarihe geçen Erkan Şengöz aklımdadır hep. Eski bir gazeteci ve emekli öğretmen de olan Mehmet Şerif Aytekin, serbest muhasebecilerden biridir bu şehirde. Ama ben onu daha çok Erzurum'da 'ilk doğalgaz abonesi' olan adam olarak hep anarım. Bakın, Palen'in abone listesinde birinci sırada onun adı vardır.

***

Chevrolet denildiğinde belki o dönemler onlarca aynı aracı bulunana rağmen, bir çoğu gibi benim de aklıma rahmetli Halis ağabeyi gelir. Gözü gibi baktığı taksisi ile Dadaş Sineması'nın önünde yolcu taşır, geçimini öyle temin ederdi. Mesela muhasebeci Şimşek Akpınar, Erzurum'da 'ilk bilgisayarı kullanan adam' olarak aklıma takılmıştır. Zira o dönem çalıştığım Türkiye Gazetesi'nde haber de yapmıştım. "Erzurum'da bir muhasebeci ilk defa defterleri bilgisayar aracılığı ile tutacak" diye.. Defterini tuttuğu şirket de yine Erzurum'un ilk özel ilköğretim okulu olan Nüfel Bahçeli yönetimindeki Güneş Okulu'ydu! İlklerden bahsederken bir spor ilk'i bilgisi daha vereyim.

***

Mesela Erzurumspor tarihinde bir maçta 6 gol atan futbolcu oldu ve bu futbolcunun adı Çetin'di! Hiç unutmam, dün gibi hatırladığım eski maçlardan biridir. Küme düşmeyi garantileyen Niğdespor ile oynanan bir lig maçında Erzurumspor'un santraforu Çetin, tam 6 kez fileleri havalandırmış ve bir rekor da kırmıştı. Bir çok oyuncu sırf Çetin gol atsın ve o sezon gol kralı olsun diye Çetin'e çok çalışmıştı! Aynı maçta mavi-beyazlı ekibin bir golünü de Fatih Ayhan atmıştı ama o da mecburiyetten atmıştı! Çünkü daha Çetin'i bekleyecek durumda değildi, defans o topa yetişiyordu, dokunup topu filelere bırakmak zorunda kalmıştı!

***

Güreşin Nihat Kabanlı, boksun Nazif Kuran, kayağın Fevzi Tosun ile anıldığı Erzurum'da Hayati Urluoğlu ismi de bende 'büyük anlam ifade eden bir icraatı' ile anılır oldu! Çoğusunun Kardelen Otel'in sahibi olarak da tanıdığı Erzurum'un bugün rahmetli olan esnaf ve eşraflarından Hayati Urluoğlu, öyle ilginç bir olaya imza attı ki, hem 'ilk' hem de 'son' olması ile dikkat çekti. Son yıllarını, 'tasını, tarağını' toplayarak ailesi ile birlikte göç ettiği İstanbul'da geçiren Urluoğlu, hakkında 'Borç taktı gitti' şeklindeki dedikodular karşısında soluğu Erzurum Gazetesi'nde almıştı ve bir ilan ile işte bahsettiğim tarihi olaya imza atmıştı!

***

Tarihini bir türlü hatırlayamadım. Gazetenin sahibi olan İbrahim Aydemir ile yayın yönetmenlerinden ve gazetenin emektarlarından olan Selahattin Şener'e de sordum, tarihini onlar da hatırlayamadı. Ama galiba bir 10 sene filan oldu. Kaldı ki gerek Aydemir ve gerekse Şener, bahse konu ilanın çıktığı gazeteyi de bulamayacaklarını söylediler. Her neyse! Erzurum'da günlerce konuşulan o ilanda Hayati Urluoğlu,kimin kendisinden alacağı varsa aşağıda vereceği telefonu aramalarını istemişti ve kime borcu varsa ödeyeceği taahhütünde bulunuyordu! Aynı Hayati Urluoğlu ayrıca yarım sayfa verdiği ilanda, bütün Erzurumlulardan haklarını helal etmelerini de istemişti.

***

Bu davranış 'alkışa layık' bir davranıştı ve yıllar geçmesine rağmen en azından ben unutmadım. Gerçekten kolay kolay da unutulacak bir şey değildir o rahmetli Hayatiağabeyinin yaptığı. Çoğu kişiye de örnek olan bu uygulaması sayesinde Hayati Urluoğlu ile ilgili dedikodular da bıçak gibi kesilmişti. Ve bu ilandan sonra anladık ki Hayati ağabeyi ile ilgili dedikoduların tamamına yakını doğru değilmiş ve bir spekülasyondan ibaretmiş. İnanın ki yıllarca tanışıklığımız olan ve 'hoş adam' olarak tanıdığımız Hayati ağabeyi kadar ben de çok sevinmiştim o dedikoduların sona ermesine.. Rahmetli, yaptığı bu 'ince' hareketi ile büyük bir der de veriyordu doğrusu, ama anlayana tabi!  O ilan esasında bir bakıma 'adamlığının' ilanıydı!

***

Hayati Urluoğlu nereden aklıma geldi meselesine gelince.. Dün Kadıköy'e gitmiştim. Bu Kadıköy lafını duyduğumda da aklıma gelen ilk isimdir Hayati Urluoğlu. Vefatından altı ay önce de gittiğim İstanbul'da telefonla görüşmüştüm ve Hayati ağabeyi çay, kahve için beni yine Kadıköy'e davet etmişti. Zaten vefatından önce son üç gidişimde de telefonla görüşür Hayati ağabeyinin yanına gitmek için Kadıköy'e giderdim. İki keresinde de Erzurumlular Vakfı'na götürmüştü beni ve ondan sonra da hiç gitmişliğim olmadı vakıfa. Bu vesile ile ticaret hayatında inişli çıkışlı günler yaşayan, bunu hep dert eden ve dün intihar eden iş kadını gibi hayatıyla ödeyen Hayati Urluoğlu'na bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor, böyle yürekli ve güzel bir ağabeyimizi 'erken' denilecek bir yaşta kaybetmenin acısını halen daha yaşadığımı belirterek, yazıma son noktayo koyuyorum.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Erkan ŞENGÖZ 01 Ocak 1970 02:00

    Sevgili Kardeşim , Yaklaşık 45 yıl sonra hatırlanmak çok duygulandırdı beni ,eline gönlüne ,kalemine sağlık çok güzel bir panorama çizmişsin.