Erzurumajans-Metiner, "Yanlış yoldasın sayın Cumhurbaşkanı!" başlığıyla yayımlanan yazısında, "Abdullah Gül ile şahsi bir alıp veremediğim yok. Geçmişte ne çok yakın olduğumuzu herkes bilir. Lakin AK Parti hareketimizin liderine karşı yaptığı kimi açıktan kimi de gizliden siyasi hamleleri dolayısıyla kendisini eleştirmiş olmam aramızdaki mesafeyi derinleştirmiş durumda. Öyle ki kendisi bugün selamımı dahi almayacak bir konumda. "ifadelerini kullandı.
Metiner'in yazısının ilgili kısmı şöyle;
Kimin kiminle görüşeceğine biz karar verecek değiliz elbette.
Kimin kiminle ne konuştuğunun meraklısı da değiliz doğrusu.
Yalnız konu Abdullah Gül-Kılıçdaroğlu görüşmesi olunca haliyle herkes merak ediyor.
'KEŞKE SÖZÜNDE DURABİLSEYDİN'
Görüşme içeriğinin merak edilmesi her iki ismin de hem tanınma oranlarıyla hem de konumlarıyla alakalı. Görüşmenin seçim öncesinde olması da merakı arttıran bir faktör tabii ki.
Çünkü eski (AK Partili) Cumhurbaşkanı Sayın Gülün Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Kılıçdaroğlunun teveccühüne mazhar olması, bir başka deyişle Kılıçdaroğlu başta olmak üzere diğer muhalefet partisi liderlerinin de kabulü halinde bağımsız ortak aday olarak ortaya çıkacağını bildirmiş olması haliyle işbu görüşmeyi de calib-i dikkat kılıyor.
Sayın Gülün nezdinde bugün Kılıçdaroğlu kadar değerli olmamam beni hiç mi hiç rahatsız etmez. Ben siyasi tavrı net olan biriyim. Genel Başkan ve Başbakan olduğu dönemde Sayın Davutoğluna ve onun en muktedir yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olan zata da Reisten dolayı nasıl açık tavır aldığımı herkes bilir. Pek tabii bu durum benim açımdan bir düşmanlık ilişkisi değil; bir siyasal tavır alıştı.
Diyeceğim şu: Sayın Gül aktif siyasete veda ettiğini söyledi mi? Söyledi.
Keşke bu sözünde durabilseydi. İnanın o zaman çok daha yücelirdi.
Lakin Erdoğanı alaşağı etmek isteyen güç odaklarının değirmenine su taşıyacak bir yerde kendini konumlandırması ona olan sevgiyi ve güveni de sonlandırdı. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde sergilediği tutum, kendisinin sürüklendiği yer açısından trajikti.
Bizim eleştirdiğimiz Gül, bu noktaya çevresi tarafından savrulan Güldür.
Keşke eskisi gibi kalabilseydi!
Bu Sayın Gülün her konuda haksız olduğu anlamına gelen insafsızca bir yargıya sahip olduğumuz anlamına gelmiyor. Sayın Gül varsa eleştirileri veya uyarıları bunu lideriyle yüz yüze görüşüp yapma yolunu tercih etseydi, yani bir başka deyişle kendisini liderinin karşısına hasım olarak dikmeyi amaçlayan odakların oyununu bozsaydı inanın hepimizin gönlünde en yücelerde olurdu.
Lakin Gül tersini yaptı. Ve yapmaya devam ediyor.
Çevresinden o birileri de bu yaptığına methiyeler dizmeye devam ediyor.
Çevrene dikkat et! dememin sebebi bu işte: Her geçen gün seni tüketiyor o meddahlar ve kifayetsiz muhterisler...
Baksana senin adına yapılan açıklamaya. Seni tarif ederlerken nasıl da inancına ve kültürüne ters bir yerde konumlandırıyorlar seni.
Ofisinden yapılan açıklamada geçen şu cümleye bak: Gerek ulusal gerekse uluslararası konularda geniş tecrübe ve birikime sahip 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül...
Bu baştan sona kibir kokan ifadeler seni hiç rahatsız etmiyorsa sözün bittiği yerdeyiz.