Erzurumajans-Liseyi bitirince ilk aşkı ile 17 yaşında nikah masasına oturan Tülay Çakır, eşinin uzun bir süre izin vermemesi üzerine 46 yaşında başladığı Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü'nü 1'incilikle bitirdi.
Yüksek lisansını da tamamlayan Tülay Çakır, resim sergileri açtı ve katıldığı bazı yarışmalarda derece aldı. 60'ında işyeri açan Tülay Çakır, 'Eski ve Yeni' adını verdiği işyerinde Erzurum kültürünü yansıtmaya çalıştığı söyledi.
Erzurum'da küçük yaşta evlenip 2 çocuk sahibi olan Tülay Çakır'ın gençlere örnek olabilecek bir hayat hikayesi var. Çakır'ın sanat ve eğitimle olan aşkı daha çocukluğunda kedini gösterdi. Kendisinden 1 yaş büyük ablası okula gidince 'Ben de okula gideceğim' diyerek günlerce ağlayan Çakır, yaşı gelmeden ilkokula başladı. İlkokulda onun renklere ve resme olan kabiliyeti kısa sürede hocaları ve ailesi tarafından keşfedildi. Çakır, başarılı bir ilkokul, ortaokul ve liseden sonra ilk aşkı ile erken yaşta evlenerek yuva kurdu. Evlilikle birlikte okuma hayalleri tükenen Çakır sanatla olan ilişkisini bitirmeyerek kişisel sergiler açtı. Açtığı sergilerden elde ettiği gelirleri hayır kurumlarına veren Çakır iki oğlu üniversiteye başlayınca içindeki okuma hayalleri yeniden canlandı.
Genç yaşta kaybettiği babasının, 'kızım ressam ya da mimar olacak' sözünü yerine getirmek için 46 yaşında Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü'nde okumaya başlayan Çakır, Heykel Bölümü'nü Fakülte birincisi olarak bitirdi. Ardından yüksek lisansı birincilikle tamamlayan ve üniversitede okutman olmak için YDS ve ALES sınavlarını kazanan Çakır, ancak bu amacına ulaşamadı. Buna rağmen çalışma ve üretme heyecanını kaybetmeyen Tülay Çakır 60 yaşında, yaptıklarından oluşan ve sanat eseri kokan iş yerini açtı. 'Eski-Yeni ' adını verdiği iş yerinde yıllarca ürettiklerini Erzurumlularla paylaşmak istediğini vurgulayan Tülay Çakır, hedeflerine tek tek ulaştığını, çocuklarının bu yüzden şaka yollu "Anne 70'inde de baleye başlarsın" dediklerini söyledi. Tülay Çakır, şöyle devam etti:
"Yaşanmışlıkları olan eski mobilyalarınızı çöpe atmayın. Gelin onları İngiltere'den bayiliğini aldığım sihirli boya ile zımpara ve astar gerekmeden boyayıp yenileyelim. Tarihi öldürmek istemiyorum. Yaptığım her şeyde eskiyi yaşatmak, onlara yepyeni anlamlar yüklemek istiyorum. İşyerimde aynı zamanda Erzurum'un kültürünü yansıtmaya çalışıyorum. Dadaş ve bindallı kıyafeti giyinmiş kültür bebekleri ile çeşitli süs eşyası yapıyorum. Erzurum'un kültürünü yansıtan bu bebekleri, kalemlik, isimlik ve buzdolabı magnetleri ve çeşitli özel tasarım hediyelik eşyaları ile sevdiğiniz insanları mutlu edin. Ayrıca doğum günü, kına açılış ve düğün gibi özel günleri ve organizasyonlar için de özel tasırmlar yapıyorum."
(Turgay İPEK/DHA)