Erzurumajans-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti genel başkanı olarak partisinin grup toplantısına katılması üzerinden 'çift başlılık' eleştirisinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Referandum döneminde, 'çift başlılık' dedim. 'Hayır, yok. Tam tersine çift başlılık var, engellemeye çalışıyoruz' dediler. Bugün benim söylediğim her cümlenin, her kelimenin doğru olduğu ortaya çıktı. Bugün, devlette çift başlılık var ve bugün TBMM, ilk kez çift başlılığı yaşadı. Özellikle 'Evet' oyu kullanan sevgili yurttaşlarıma hitap etmek isterim. Eğer biz, yeniden düşünürsek yaptığımız hatanın farkına varırsak devleti devlet yapanın adalet olduğunu, devleti devlet yapan kurumun liyakat olduğunu yeniden düşünür ve bunun hayata geçmesi için birlikte mücadele edersek kucaklarımızı size açıyoruz. Gelin, Türkiye'yi yeniden tepeden tırnağa demokrasi bağlamında inşa edelim" diye konuştu.
"ASIL FAİLLER YAKALANMADI"
Darbe girişimine ilişkin asıl suçluların hala yakalanmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Asıl failler, hala yakalanmadı yani bu işin siyasi ayağı henüz ortaya çıkmış değil. Arkasını bırakmayacağız, sonuna kadar götüreceğiz. Niçin sonuna kadar götüreceğiz? 249 kişi hayatını kaybetti, 249 şehidimiz var. 249 şehidin kanını yerde bıraktılar. O kanı yerde bırakmamaya söz verdik, sözümüzün arkasında duracağız" dedi.
"KOMİSYON 'DARBEYİ NASIL KAPATIRIZ' HESABI İÇİNDE"
Meclis 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun çalışmalarına yönelik eleştirilerde bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Komisyon, darbeyi aydınlatmak ve darbeyi yapanları ortaya çıkarmak değil; darbeyi nasıl kapatırız, onun hesabı içinde. Komisyon başkanı da zaten geçmişte Fetullah Gülen'e övgüler düzen birisi. Kaç kez Pensilvanya'ya gitti, onu da bilmiyoruz. El etek öpen birisi. Şimdi kalkmış, komisyona başkanlık yapıyor. Eğer bir siyasi iktidar, darbeden şikayetçiyse darbecilerin tamamını yargılamak ve gerçek darbecileri yargının önüne çıkarmak durumundadır. Bunu yapmıyorsa darbecinin kendisi zaten odur. 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu değil, kapatma komisyonu. Darbe girişimini kapatma komisyonu. Sadece o değil, 17-25 Aralık'ta yapılan yolsuzlukları da kapatma komisyonu. 17-25 Aralık'ta bir hükümetin, bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Hiç kimse bu düşünceden bizi vazgeçiremez. Rapora göre, FETÖ'nün elemanları devlete sızmış. Ne sızması kardeşim? Devlete yerleştirildi bunlar. Hangi sızmadan söz ediyorsunuz? O atamaları kim yaptı?"
"BİNALİ YILDIRIM'IN VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN GELİP BİLGİ VERMESİ LAZIM"
Türkiye'de, şu anda bir karşı darbe yaşandığını savunan Kılıçdaroğlu, "Asıl çağrılıp, dinlenilmesi gereken kişi, AK Parti'nin iki genel başkanı; Binali Yıldırım ve Recep Tayyip Erdoğan. Gelip, bilgi vermeleri lazım. Nasıl bilgi vermezler? 'Darbeyi dünürden haber aldım'. E dünür gelsin o zaman. Marmaris'e niye gittin, niye gizleniyorsun Marmaris'te. Asıl onların gelip, bilgi vermesi lazım. Çıkıp, konuşmaları lazım. Konuşmalarını çıkardık. Bir gün 'A' demiş, ertesi gün 'B' demiş. Ne saatler ne takvimler ne kişiler uyuyor. Tamamen uyumsuz. Gerçek, birdir. Acı olabilir; ama ortaya çıkarılması lazım, bir daha darbe olayıyla karşılaşılmaması için. 'Bu darbe, Allah'ın bir lütfudur' deniyordu. Aynı menzile gidiyorlardı. Ne demektir bu? Bir ipte iki cambaz oynadılar. İki cambaz bir ipte oynamaz. Biri, diğerini tasfiye etti diğeri yoluna devam ediyor. Ne ile? 15 Temmuz'u fırsat bilip, karşı darbeyle. Şu anda Türkiye, bir karşı darbe yaşamıştır ve yaşamaya devam ediyor" diye konuştu.
"15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİYLE KARŞI DARBENİN ALT YAPISI OLUŞTURULMUŞTUR"
Demokrasinin ve anayasanın tamamen askıya alındığını dile getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bu nasıl bir darbe ve nasıl bir araştırma? FETÖ'cü diye baklavacı, çikolatacı, sanayici, börekçi, inşaatçı, hakim, kaymakam, vali, paşa, er, askeri öğrenci buldun; ama bir tane siyasetçi yok. Nasıl olur bu? 15 Temmuz darbe girişimiyle bir karşı darbenin alt yapısı oluşturulmuştur. OHAL uygulamalarıyla bir darbe süreci yaşıyoruz. 159 gazeteci hapiste, muhalif hiç kimseye izin vermiyorlar. Kafasını kaldıranları ya devletten atıyorlar ya da işine son veriyorlar. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Demokrasi ve anayasa tamamen askıya alınmıştır. Gayrimeşru bir anayasa ile Türkiye yönetilmektedir. Bu anayasa, mühürsüz anayasadır. Bu anayasa, bu milletin anayasası değildir; bu, bir partinin anayasasıdır. Devletin bütün kurumları, karşı darbe için organize edilmiştir. Tıpkı YSK'da olduğu gibi yargının bütün aşamalarına parti militanları atanmaktadır. Bütün bunlara karşı onurumuzla gururumuzla direneceğiz, direnmek bizim boynumuzun borcudur. Ayarını bozdukları kantar, hiç kimse endişe etmesin, gün gelecek onları da tartacaktır"
DHA