MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Erzurumajans-MHP
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli, "Başbakan Davutoğlu, her fırsat ve zeminde; doğan görünümlü
şahin otomobil gibi ses çıkarmaktadır. Kendisinin ses tonu apaçık bir
özenti, vücut dili bildik bir kopyadır. Davutoğlu, miras yediler gibi
konuşmakta, ekonomide bahar havası estirmekte, ezberlediği klişe
ifadeleri milletimize yedirmeye çalışmaktadır. Başbakan'ın binbir gece
masallarını aratmayan beyanlarına rağmen gerçek acıdır ve Türk milleti
açlığa, borca ve sefalete mahkûm edilmiştir. AKP mağduru olan
vatandaşlarımız kaderleriyle baş başa bırakılarak çaresizliğin pençesine
itilmiştir" diye konuştu.
Bahçeli, "Engelli vatandaşlarımızın
bağımsız, ayakları üstünde durabilen ve mutlu fertler olarak
yaşayabilmeleri için yapılması gerekenler daha çoktur. Unutmayalım ki,
engelli olmak bir tercih ya da talep edilen bir durum değildir. Bugün
bir engelimizin olmaması, yarın olmayacağı anlamına gelmeyecektir. Bu
itibarla her insan bir yönüyle engelli adayıdır.Engelli kardeşlerimize
verilen destek ve sunulan katkılar insani ve ahlaki bir sorumluluk
olmakla birlikte, aynı zamanda herkesin geleceğini de güvenceye alması
demektir. Bir insanın kalbi engelli değilse, duygu ve değerleri
engellenmemişse mesele yoktur. Zihin yerine zihniyette engel yoksa
ümitsizlik ve yılgınlık doğru olmayacaktır" dedi.
"17-25 SOYGUNUNU FITRATINA TAM OLARAK UYGUN BULMUŞTUR"
Bahçeli,"Kadın erkek eşitliğini fıtrata ters bulan Erdoğan, sanıyorum 17-25
soygununu fıtrata ve fıtratına tam olarak uygun bulmuştur. Soma'da 301
madencimizin kaybı işin fıtratıdır. Ama çalıp çırpmak, rüşvet alıp
yasakçı bir yönetimi kurumsallaştırmak fıtrata müzahirdir. Erdoğan
sıkıştı mı, gündem değişikliğine ihtiyaç duydu mu; ya fıtrata, ya
paralele, ya başörtüsüne, ya da maneviyat sömürüsüne aracısız
bağlanmaktadır. Nasılsa inanan ve aldanan çoktur. Ancak PKK'yla pazarlık
yapmak fıtrata ters değildir. Garip gurebanın, fakir fukaranın
hakkından zorla kesip kaçak ve karanlık saray yaptırmak ve bu sarayı
millete açıyorum derken komandolara teslim etmek herhalde fıtrattandır"
diye konuştu.
"TÜRK MİLLETİNİN GELENEĞİNDE EMANETE HIYANETLİK YOKTU"
"Bugün
işsiz kardeşlerimizin sayısı 5,5 milyonu geçmiştir" diyen Bahçeli
şunları söyledi; "15-24 yaş grubunda bulunan gençlerimiz işsizlikten
kırılmaktadır. Villada para eritemeyen, yatak odalarına para santralleri
kuran, gemi yüzdüren, milyar dolarlar içinde yüzen evlatlar talihlidir
de; şu bozuk ve adaletsiz düzene bakınız ki, milletimizin pırıl pırıl
milyonlarca gencinin cebinde beş para yoktur.Saraylarda lükse batan;
bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı çocukları saltanat sürmektedir;
Erzurumlu Mehmet ile Tuncelili Hüseyin, Diyarbakırlı Hakan ile
Balıkesirli Ali umutsuzluğun dibindedir. Trabzonlu Dursun çayına atacak
şeker bulamazken, Yozgatlı küçücük Elif çikolatayı bayramdan bayrama
görürken; haysiyetsiz bir bakan çikolata kutularında milyon dolarlarca
rüşvet almıştır. Bu bakan ki, Meclis Soruşturma Komisyonu'na verdiği
ifadede aldığı rüşveti hediye olarak saptırmış, daha da ileri giderek
hediyenin Türk geleneği olduğunu söylemiştir. Acaba, Bakara Suresiyle
dalga geçerek akara-makara soytarılığına tevessül etmek hangi edepsiz
geleneğin ürünüdür? Bizim bildiğimiz Türk geleneğinde hırsızlığın
hediyeleşmekle örtülmesi diye bir şey yoktur. Eğer böyle bir gelenek
varsa; bu Firavun geleneğidir, Yezid geleneğidir, Nemrud geleneğidir,
yaşayışları hayvandan bile daha aşağı olan Lut, Nuh ve Semud
Kavimlerinin geleneği olacaktır. Türk milletinin geleneğinde emanete
hıyanetlik yoktur."
"BU ÇUVAL RÜŞVET ÇUVALIDIR"
Bahçeli,
"Bilmeyen varsa söyleyeyim, bu çuval rüşvet çuvalıdır, bu çuval
hırsızlık çuvalıdır, bu çuval AKP'nin başına geçen 17-25 sıra sayılı
hortum çuvalıdır. Demek ki, bu eski bakan çuvala giren diğer dört eski
bakanla yana yana getirilmekten, üst üste koyulmaktan rahatsızdır. Bu
şahıs, çuvalın içine atılmaktan keyfi kaçmışsa, dışarıda, tam da çuvalın
kenarında duran asıl failden de ahlaken rahatsızlık duyması lazımdır.
Söz konusu faili önce istifaya çağırıp, sonra da u dönüşü yaparak
allayıp pullamak olsa olsa korkaklık ve tehditle susturulmanın
ilkesizliği olacaktır" dedi.
"DOĞAN GÖRÜNÜMLÜ ŞAHİN OTOMOBİL GİBİ SES ÇIKARMAKTADIR"
Bahçeli,"Başbakan Davutoğlu, her fırsat ve zeminde; doğan görünümlü şahin
otomobil gibi ses çıkarmaktadır. Kendisinin ses tonu apaçık bir özenti,
vücut dili bildik bir kopyadır. Davutoğlu, miras yediler gibi
konuşmakta, ekonomide bahar havası estirmekte, ezberlediği klişe
ifadeleri milletimize yedirmeye çalışmaktadır. Başbakan'ın binbir gece
masallarını aratmayan beyanlarına rağmen gerçek acıdır ve Türk milleti
açlığa, borca ve sefalete mahkûm edilmiştir. AKP mağduru olan
vatandaşlarımız kaderleriyle baş başa bırakılarak çaresizliğin pençesine
itilmiştir" diye konuştu.
"TABLO FELAKETTİR"
Bahçeli,
"Bireysel kredi borcunu ödeyemeyen vatandaşlarımızın sayısı 2002 yılında
164 bin 674 iken, bu sayı 2013'de 644 bin 920 kişiye çıkmış, bu yılın 9
ayında 506 bin 77 kişiyi bulmuştur. Tablo felakettir. Kredi kartını
ödemeyenlerin bunalımı saklanamayacak düzeylerdedir" dedi.
"KOMİK İNDİRİMLER YAPILMASI VATANDAŞLARIMIZLA ALAY ETMEKTİR"
Bahçeli,"Diğer yandan dünyada petrolün varil fiyatı beş ay içinde yüzde 40
düşmesine rağmen, benzin ve motorinde komik indirimler yapılması
vatandaşlarımızla alay etmek, 77 milyona zulmetmek demektir. Petrol
fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş, cari açığı 4 ile 5 milyar dolar
indirmektedir. Yine petrol fiyatlarındaki her yüzde 10'luk gerileme
enflasyonda yaklaşık yüzde 0,5'lik azalmaya neden olmaktadır" diye
konuştu.
PUTİN'İN TÜRKİYE ZİYARETİ
Bahçeli sözlerini şöyle
sürdürdü; "Dün ülkemize gelen Rusya Devlet Başkanı Putin'in, 1 Ocak'tan
itibaren doğal gazın satış fiyatında yüzde 6'lık bir indirime
gideceklerini açıklaması iyimser bir gelişme olsa da, bunun neyin
karşılığında olduğu ve vatandaşlarımızın tüketimine ne şekilde
yansıyacağı ileriki tarihlerde daha net görülecektir. Petrol fiyatının
ucuzlamasından dolayı yaklaşık 90 milyar dolarlık bir zarara uğrayan
Rusya'nın, yeşeren sosyal ve ekonomik açmazları hafifletmek için
Batı'nın ambargo ve yaptırımlarını Türkiye üzerinden etkisizleştirme
niyeti dikkatlerimizden kaçmamıştır. Erdoğan ve Putin'in Suriye
konusunda görüş ayrılıkları olsa da, bu ikilinin mizaçlarındaki
benzerlik ortak paydaları olarak ön plana çıkmaktadır. Rusya ile Türkiye
arasındaki ekonomik ilişki ve hacmin iki ülkenin yararına gelişmesi
için bölgesel ve jeopolitik risklerin de hesaba katılması gerekmektedir.
Kırım'daki zulüm ve eziyet bitmeden Rusya'nın inandırıcılığı bize göre
olmayacaktır. Rusya'nın Türkiye'ye sattığı doğal gazın toplam
faturasında indirime gitmesi, ekonomik parametre ve hedeflerden ziyade
siyasi ve bölgesel konulara endekslidir."
"ERDOĞAN GALATAPORT İHALESİYLE İLGİLİ YARGIYI İHANETLE SUÇLAMAKTA"
Galataport
ihalesi ile ilgili olarak Bahçeli, "Erdoğan hala Galataport ihalesiyle
uğraşmakta, yargıyı ihanetle suçlamakta, Oferlerin eline avucuna
bakmaktadır. AKP'nin ekonomi politikaları neticesinde, kazanan yabancı
para babaları, çıkar odaklarıdır. Büyüyen ekonomi değil, faiz ve rant
lobisidir. Büyüyen çiftçi, esnaf, memur, işçi ve emekli değil;
fırsatçılardır, vurgunculardır, ekonomik sömürü düzenin baş
aktörleridir. Erdoğan'ın küresel servet ve sermaye sahiplerinin
avukatlığına soyunması, hukuku işleten yargı mensuplarına ihanet
iftirası atması bir telaş ve korkunun mahsulüdür. Ya Galaport ihalesinde
yüklü bir komisyon alınmış ve bunun geri verilmesi Erdoğan'ı kara kara
düşündürmektedir. Ya da Erdoğan bu ihale karşılığında kişisel ve
ailesiyle ilgili başka bir söz almıştır. Zira konuyla ilgili tepkisinin
yüksek dozu başka türlü izah edilemeyecektir" dedi.
"AYAKKABI KUTULARINA DOLARLARI DİZEN İKTİDAR KADROLARINI BU MİLLET UNUTMAYACAK"
Bahçeli,"Suriyeli mültecilere 5 milyar dolar harcayıp, sıra öğretmene,
çiftçiye, memura gelince çok gören; veren el alan elden üstündür
parolasıyla eşe, dosta, hısıma, dünüre ve havuzculara hazineyi peşkeş
çeken vicdansızları unutmayacaktır. Dünün 'adil düzencileri'nin, bugünün
'batıl düzencileri' olmasını kimseler unutmayacaktır. Vatandaşa yırtık
ayakkabı giydirip, ayakkabı kutularına milyon dolarları deste deste
dizen bugünkü iktidar kadrolarını bu millet unutmayacak ve
affetmeyecektir" dedi.
PAPA'NIN TÜRKİYE ZİYARETİ
Bahçeli,
Katolik dünyasının manevi lideri Papa Francesko'nun Türkiye ziyareti her
yönden değerlendirmeye muhtaçtır. Papa aynı zamanda Vatikan şehir
devletinin de lideridir. Erdoğanla Papa'nın karanlık sarayda buluşması,
bu görüşmenin basına yansıyan diyalogları dikkate değerdir. Yeni
sarayının açılışını Papa'yla beraber yapan Erdoğan'ın sanki günah
çıkarmak için sabırsızlık çekmesi ayrı bir analizin konusudur. Ziyaretin
bizim için en önemli tarafı, Papa'nın İstanbul'da Fener Rum Patriği'yle
bir araya gelmesi ve İtalya'ya dönerken Ermenistanla sınır kapılarının
açılmasını önermesidir. Kuşku yok ki, sözde Ermeni soykırımıyla ilgili
uydurmaların 2015 yılında zirveye çıkacağı anlaşılmaktadır. Papa sanki
bunun haberini verir gibi konuşmuş, üstüne vazife olmayan bir konuda
yorum yapmıştır. Bunun yanında Katolik ve Ortodoks Kilisesi arasındaki
960 yıllık ihtilafın giderilmesi ve birleşmenin sağlanması için yoğun
bir girişim ve temas olduğu anlaşılmaktadır. Yüzyıllarca birbirini
aforoz eden iki ekolün mutabakat arayışı; Müslümanlar parçalanırken
Hristiyan birliğinden bahsetmeleri bize göre kuşku verici bir
gelişmedir. Dinler arası diyalog ve Ilımlı İslam gibi defolu kavram ve
sinsi projelerle üzerimizdeki operasyonun şekil ve muhtevası çoktan
deşifre olmuştur" diye konuştu.
"KİLİSE'DE AYİN YAPMAK İSTEYEN VARSA BUYURSUN YAPSIN"
Bahçeli,sözlerini şöyle tamamladı, "Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin
muazzam bir diriliş ruhu ve muhteşem bir azimle kurduğu bir Türk
devletidir. Anadolu coğrafyası Türk milletinin son ve ilelebet
vatanıdır. Bizim, kalbinde kilise, ağzında cami olanlara verilecek
vatanımız, feda edilecek insanımız, heba edilecek değerimiz
olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türklüğün ölüm ve sürgünü
demek olan her teklif, emel, gaye ve hazırlığa sonuna kadar karşı
duracak, Türkiye'yi tüm güzellik ve değerleriyle bağrına basacaktır.
Biz; Ekümenik'i bilmeyiz, Papaz okulundan anlamayız, son yurdumuzda
meydanı boş bulan misyonerlerin, diyalogcuların, görünmez kilise
havarilerinin tezgahına katiyen düşmeyiz. Kilise'de ayin yapmak isteyen
varsa buyursun yapsın. Buna saygı duyarız. Fakat Ezan'ı susturmayı, Türk
milletini teslim almayı aklından geçiren varsa; yeni Kılıçarslanların
korkusuzca vatanları için nöbet beklediklerini hatırlatmayı bu vesileyle
tarihi bir görev sayarım" dedi.